4 entry daha
  • "bu film belirli bir düzeyde yitik bir geçmişin nostaljisini sunmaktadır. bizzat welles'in belirttiği gibi "temel gaye altın çağını yaşayan bir dünyayı tasvir etmek ve ardından onun neye dönüştüğünü göstermekti. 'eski güzel günlerin' ideal kasabası sahnelenirken, tüm mesele otomobilin bir aileye değil, bu kasabaya çarptığını göstermekti." otomobil ve modernizasyonun yıkcı etkilerine odaklanan film, modernlik öncesi geçmişi kayıp nesne olarak kurar ve geçmişe geri dönme arzusu uyandırır. bununla birlikte film, bu arzuyu (ve modernite eleştirisini) fantezilerinin yıkılmasının sonuçlarına ortak edebileceğimiz george amberson minafer (tim holt) karakterinde somutlaştırır.
    george filmdeki tüm karakterler içinde sevimlilikten en uzak olanıdır. kibirli, kendini beğenmiş ve aksidir, ekonomik olarak kendisinin altındaki insanları horgörür ve hayatını kazanmak için çalışmayı reddeder. kasabayı otomobille tanıştıran eugene morgan (joseph cotten) ise onun tersine filmdeki en sempatik karakterlerden biridir. george'un otomobil konusundaki tenkidini kabul edecek ve otomobilin yıkıcı bir yenilik olduğunu onunla paylaşacak denli yumuşak başlıdır. oysa filmin merkezi arzusu, sempatik eugene ile değil, sevimsiz george ile bağdaşır. film, otomobilin hayata girişiyle meydana gelen tahribatı sergilemesine karşın, bizi george'un iticiliğinin temsil ettiği otomobil-öncesi çağa özlem duyduğumuzu görmeye zorlar. filmin mantığına göre george'un çalışmayı küçümseyen aristokrat kibri yalnızca kaba bir nostaljik ambalaj değil, daha çok nostaljik arzunun yapısındaki temeldir. george, modernlik öncesi değerleri devam ettirir; ve şahane ambersonlar bu yitik zamanlar nostaljisine yenik düşersek, bizden kendisini george gibi bir karakterde gösteren bu nesnenin boşluğunu fark etmemizi talep eder. film kendi nostaljisini george'da somutlaştırarak, nostaljik arzuyu onun geçmişe dair nostaljik fantezilerdeki dayanağından mahrum bırakmaya çalışır. bu anlamda film, modernizasyonun yıkıcı etkileri kadar olmasa da, onun ürettiği özlem duygusuna da karşı durmaktadır."

    (todd mcgowan, "gerçek bakış")

    orson welles'in pek çok filmi gibi şahane ambersonlar da objet petit a dolayımlı okumalara kapı aralar.
hesabın var mı? giriş yap