anneme
-
bilmem kaç zaman önce ceza ile, candan erçetinli bi turneye çıktıklarında muhattab olmuştum. yaş itibarı ile hafif bi baş ağrısı yapıyor, yetişmek istiyor insan sözlere, eşlik etmek. ama zor. e biz bir dönemin çocuğuyuz hani "elime alayım çakmağımı ritme uygun sallanayım" isteyenlerden.
ve bir gün, el mecbur bir stajyeri alıp karşınıza "haydi bakalım, bütün günü birlikte geçiricez" moduna girdiğinizde başlıyorsunuz onun gibi yaşamaya, onun müziklerini dinlemeye. şikayet etmek ayıp, ruhumuzu tazeliyor çıtır. ceza ile ikinci karşılaşmam bu günlere denk gelecekmiş demek. bu parça ise gün içinde en az onbeş kez dinlediklerimizden. ister istemez sözler belleniyor. fena da değil hani. ben "hımm viyola ile giriş yapmışlar, ilginç" diyorum. o "o kadar sanatsal yaklaşmasak" diyor. buyrun, sözleri yazayım da tam olsun... ooo yeeaaahhh...
gözlerim ateşte donmuş bir süre
yoktum ortalarda
beni gören herkes
beni ben zannetmişti merkez
naapiyim bana yardim et allah
ıslak gözlerin üstüne nur gibi kar yağmış
bahçesinde solmadı tek bir çiçek bile
kuru kuru gitmek olmaz
bir dilek dile
ölümün önüne geçmek olmaz yok isyan
ancak buna kalp dayanmaz
ancak farkına varmak gerekir
herhangi bir suçlu aranmaz
ilk nefesimde ben senin
son nefesinde sen benim kollarımda
şimdi ise güneşim, ayım, meleğim, yıldızım...**
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap