1 entry daha
  • i.s. 98-117 yılları arasında imparatorluğu yöneten trajanus, soylulular sınıfına sonradan katılmış ispanyol asıllı bir aileden geliyordu. böylece; trajanus, roma'da devletin başına gelmiş ilk yabancı oluyordu.

    iyi bir askeri eğitim görmüş, askerlikte olduğu kadar yönetimle ilgili konularda da yetenekli, sadelik, incelik, doğruluk gibi üstünlüklere sahip, bu üstünlükleri nedeniyle halk ve ordu tarafından sevilen, dönemin ünlü komutanlarındandı.

    trajanus, hükümet işlerinde, nerva'nın ılımlı siyaseti ile domitianus'un ve genellikle flavius'ların iç ve dış politika anlayışını bir araya getirip uyguladı.

    eyaletlere büyük ilgi gösterdi. onun zamanında eyaletlerde oturanlar, yöneticileriyle ilgili yakınmalarını senato ve mahkemelerde dile getirebiliyorlardı. trajanus, eyalet yöneticilerinden rapor alıyor ve yapılacak işlerle ilgili emirler veriyordu. buna örnek olarak genç plinius ile trajanus'un yazışmaları gösterilebilir. plinius'un mektuplarının çoğunluğunu oluşturan trajanus ile yazışmaları bithynia eyaletinin sorunlarıyla ilgili bilgi içermesi açısından önemlidir.

    eyaletler üzerindeki sömürü azaldıkça, hayal kırıklığı da o ölçüde artan italya, hükümeti kaygılandıran konular arasındaydı. genç plinius, yazdıklarında özgür insanların emeğinin sömürülmesinin daha verimli olacağını söylüyordu; köleciliğe dayanan iktisadi sistemin çözülüşünün bu işareti, en önce italya'da görülmeye başlandı. en çok kaygı uyandıran da; italyan tarımında giderek artan gerilemeydi. küçük ve orta çiftçilere yardım için parasal önlemler alındı.

    trajanus, flavius'ların etkili dış politikasını büyük bir başarıyla sürdürmüştür, diyebiliriz. istilalara en açık eyaletlerin savunmasını en başa aldı. ancak başarı kazandığı yerlerde, imparatorluğun sınırlarını genişletmeyi de ihmal etmedi. dacia'nın ele geçirilmesi (i.s. 101) ve part imparatorluğuna son verilmesi, başlıca başarılarındandır. hindistan'ı fethetmek de istemişti.

    trajanus, son romalı fatih olarak geçmiştir tarihe.

    ne var ki; doğuda alabildiğine genişletmiş sınırları korumanın güçlükleri de aşikardı. sonra yunanlılar, trajanus'u heyecanla karşılamış, iranlılar kayıtsız da kalmış olsalar, araplar ve yahudiler, roma istilasına karşı başkaldırıp duruyorlardı. başka yerlerde de binlerce romalı ve yunanlı öldürülüp duruyordu sürekli. doğudaki kazanımlarının pek geçici olduğunu gören trajanus, eserini tamamlamayı yardımcılarına bırakarak, roma'ya dönmeye karar verdi.

    antiokheia'dan roma'ya doğru yola çıkan trajanus'a, kilikia'da selinusa geldiğinde felç geldi. ve i.s. 117 yılının ağustos ayında öldü.

    kaynak:
    http://www.gezzo.net/
    http://www.roma-imparatorlugu.com/
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap