7 entry daha
  • " 'özdeşleşme', öylesine yaygın bir niteliktir ki, gözlemleme amacıyla onu diğer şeylerden ayırmak güçtür. insan, daima bir özdeşleşme hali içerisindedir; sadece özdeşleşmenin objesi değişir."
    "insan, karşılaştığı küçük bir sorunla özdeşleşir, işine başladığı andaki büyük gayeleri tamamen unutur. bir düşünceyle özdeşleşir ve diğer düşünceleri unutur; bir duyguyla, bir ruh haliyle özdeşleşir ve daha önemli olan diğer düşüncelerini, duygularını ve ruh hallerini unutur. insanlar, kendileri üzerinde çalışırlarken ayrı ayrı amaçlarla öylesine özdeşleşirler ki, ormanı görmekte başarısızlığa uğrarlar. onlara yakın olan iki ya da üç ağaç onlar için bütün ormanı temsil eder."

    "özdeşleşme, en korkunç düşmanlarımızdan biridir çünkü her yere girer ve insanı, onunla mücadele ettiğini sandığı bir anda aldatır. kendini özdeşleşmeden kurtarmak özellikle güçtür çünkü insan, kendisini en çok ilgilendiren, zamanını, mesaisini, dikkatini harcadığı şeylerle doğal olarak daha kolay özdeşleşir. kendisini özdeşmeden kurtarmak için insan, sürekli olarak uyanık durmalı ve kendisine karşı acımasız olmalıdır; yani özdeşleşmenin aldığı bütün ince ve gizli biçimleri görmekten korkmamalıdır."

    "özdeşleşmeyi en derin köklerine kadar görmek ve incelemek gereklidir. özdeşleşmeye karşı savaşmanın güçlüğü, insanların kendilerinde gözlemlediklerinde, onu çok iyi bir özellik olarak kabul ederek ona heves, şevk, ihtiras, içten gelme, ilham gibi isimler vermeleri ve hangi alanda olursa olsun ancak özdeşleşme hali içerisinde insanın gerçekten iyi bir iş ortaya koyabileceğini sanmaları ile daha da artmaktadır. aslında, tabii ki, bu bir hayaldir. insan, bir özdeşleşme hali içerisinde bulunduğunda herhangi makul bir iş yapamaz. eğer insanlar, özdeşleşme halinin ne anlam ifade ettiğini görebilselerdi, kanaatlerini değiştirirlerdi. insan, eşya haline, bir et parçası haline gelir; sahip olduğu, insan varlığına olan küçük benzerliğini bile yitirir. insanların haşhaş ve diğer uyuşturucuları içtikleri doğu'da, pek sık olarak birisinin içtiği çubukla öylesine özdeşleştiği olur ki, kendisini çubuk sanmaya başlar. bu bir şaka değil, gerçektir. o, gerçekten bir çubuk olur. bu özdeşleşmedir. ve özdeşleşme için mutlaka haşhaş ya da afyon gerekli değildir. mağazalardaki, tiyatrolardaki, restoranlardaki insanlara bakın; veya herhangi bir şey hakkında tartıştıkları ya da bir şeyi, özellikle kendilerinin bilmedikleri bir şeyi ispat etmeye çalıştıkları zaman kelimelerle nasıl özdeşleştiklerini gözlemleyin. bizzat kendileri aç gözlülük, arzular ya da kelimeler haline gelirler; onlara ait hiçbir şey kalmaz."

    "özdeşleşme, kendi kendini hatırlama için başlıca engeldir. herhangi bir şeyle özdeşleşen bir kişi, kendi kendini hatırlamaya muktedir değildir. kendi kendini hatırlamak için öncelikle, özdeşleşmemek gerekmektedir. özdeşleşmemeyi öğrenmek için ise insan, öncelikle kendi kendisiyle özdeşleşmemeli, daima, her fırsatta kendisine 'ben' dememelidir. kendisinde iki şey, kendisi, yani 'ben' ve de savaşması gerektiği, herhangi bir şeye ulaşmak istediğinde hakim olması gerektiği bir başkası mevcuttur. insan, özdeşleştiği ya da özdeşleşebildiği sürece karşılaşabileceği her şeyin kölesidir. özgürlük, her şeyden önce 'özdeşleşme'den kurtulmaktır."

    "özdeşleşmenin genel biçimlerinden sonra, dikkat, onun özel biçimlerine, yani 'kaale alma' şeklini almış olan, insanlarla 'özdeşleşme'ye çevrilmelidir."
    " 'kaale alma'nın birkaç türü vardır."
    "çoğu kez, insan, başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü, ona nasıl davrandıklarını, ona karşı nasıl bir tutum içerisinde bulunduklarıyla özdeşleşir. daima, insanların kendisine yeter derecede değer vermediklerini, ona karşı yeterli nezaket ve inceliği göstermediklerini düşünür. bütün bunlar, onu rahatsız eder, düşündürür, şüpheye düşürür ve düşünme faaliyeti sırasında, tahminler yürütürken çok büyük miktarda enerji yitirmesine neden olur, onda insanlara karşı güvensiz ve düşmanca bir tutum doğurur. bir kişinin ona nasıl baktığı, onun hakkında ne düşündüğü, onun hakkında ne söylediği; bütün bunlar onun açısından büyük önem taşır."

    "ve sadece ayrı ayrı kişileri değil, fakat toplumu ve tarihin oluşturduğu koşulları 'kaale alır'. böyle bir kişiyi rahatsız eden her şey, ona haksız, kanun dışı, yanlış ve mantıksız gözükür. ve onun yargısının dayandığı nokta, daima şeylerin değiştirilebileceği ve değiştirilmesi gerektiğidir. 'adaletsizlik', pek sık olarak 'kaale almanın' onun arkasına saklandığı kelimelerden biridir. insan, herhangi bir 'haksızlığa' uğradığında haklı olduğuna inanırsa, 'kaale almayı' durdurmak artık onun için 'kendini haksızlık ile uzlaştırmak' anlamına gelecektir."
    "sadece haksızlığı ya da başkalarının kendilerine yeter derecede değer vermedikleri durumları değil, örneğin havayı kaale alabilen insanlar da mevcuttur. bu gülünç gözükebilir ama gerçektir. insanlar, iklimi, sıcağı, soğuğu, karı, yağmuru kaale alabilirler; havadan rahatsız olabilir, ona kızgınlık ve öfke gösterebilirler. insan, sanki dünyada mevcut her şey, ona zevk vermek veya aksine rahatsızlık ya da tatsızlık yaratmak için özellikle hazırlanmış gibi, her şeyi böylesine kişisel bir biçimde ele alabilir."

    "bütün bunlar ve diğer birçok şey, sadece birer özdeşleşme biçimidir. böyle özdeşleşmeler, bütünüyle 'ihtiyaçlara' dayanmaktadır. insan, kendisinin ne kadar dikkate değer olduğunu başkalarının görmesine, onların kendisine, zekasından, güzelliğinden, kurnazlığından, akıllılığından, soğukkanlılığından, orijinal oluşundan ve diğer niteliklerinden ötürü duydukları saygıyı, itibarı ve hayranlığı sürekli olarak ifade etmelerine içinden 'ihtiyaç' duyar. ihtiyaçlar ise insanların kendileri hakkındaki tamamen fantastik bir görüşe dayanmaktadır, pek sık olarak fazlasıyla mütevazı görünümlü kimselerde de görüldüğü gibi. örneğin muhtelif yazarlar, aktörler, müzisyenler, sanatçılar ve politikacılar hemen hemen istisnasız olarak hasta insanlardır. ve neden dolayı ıstırap çekmektedirler? öncelikle kendileri hakkında besledikleri olağanüstü kanaatten, sonra ihtiyaçlardan ve sonra kaale almaktan, yani anlayış ve beğeni görmedikleri takdirde cephe almaya önceden hazırlıklı bulunmaktan."*

    (bkz: kişilik ve öz)
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap