1 entry daha
  • fırtınalar dizisinin sektirmeden izlediğim o buhranlı dönemimde bu diziye de birkaç bölüm göz atma fırsatım oldu. berbat oluşuyla kendine çekecek gibiydi beni, ama bir şeyler eksikti yine de, tam nedir bilmiyorum şimdi. birkaç notum var aktarmalıyım: mahallenin kötü delikanlısı olan gencin (ki alişan'dan çok daha iyi bir oyuncu olduğu su götürmezdi) bir yardakçısı, ayakçısı vardı. aklımda yanlış kalmadıysa bu tombalak kişi tevfik gelenbe'nin oğlu idi. (arkın gelenbe imiş) ilk çıkışını bu dizide yakalamıştı. bir başka not da alişan'ın bedbaht kızkardeşini oynayan kişi hakkında. aslında bu kız da iyi rol yapmaktaydı ve geleceğini hiç de fena görmemekte idim, ama ne oldu bilmiyorum. kısa bir süre sonra alişan'ın yerine gelen arkadaş ise yeterince kötü bir oyuncu olmadığı için dizi gözümden düştü, sıradanlaştı, vasatlaştı, ilginçliğini kaybetti. yapımcılar bu eksikliği tuğba özay'ı diziye ekleyerek telafi etmeye çalıştılarsa da bu sakalet de diziyi kurtarmaya yetmedi, çünkü kötünün de bir estetiği var ve tuğba özay'da bu anlamda da bir parıltı yoktu. iticiydi o, o kadar. diziyi katlanılmaz kılıyordu. tuğba özaylı birkaç bölümü de yine de izlemeye çalıştım ama nafile idi, dizinin beyin ölümü gerçekleşmişti.
85 entry daha
hesabın var mı? giriş yap