• firtanalar insanin denizi sevmesine engel degilsir.(bi yerlerde okumustum!)
  • ebru gundes in 95 senesinde interstarla mukavelesi geregi cektigi 150 bolum suren dizi.
    konusu soyle idi
    "ebru mutsuz somurtarak hayatini idame ettiren bir genc kizdir.agzi yuzunu ayri eger buker.bunu goren berke(kerem alisik) asik olur.sakllarinii uzatir, siir okur, vurulur, oldurulur, ressurect edilir.ebru sikintilidir, dertlidir, agzini yuzunu eger, bukerken dizi biter.

    sarkisi da var idi ayniu isim uzuncalarindan ilk sarki idi(sene 94)

    "bir dost gibi davran bana
    herkes bizi oyle bilsin
    bugun burada butun yasanan
    sakli gizli surup gitsin (x2)
    firtinalar koparsa kopsun
    suruklesin ikimizi
    arzular cildirtsin bizi
    raziyim sonuna senle olsun (x2)
    ben sana oylesi taptim inan
    boylesi aska yasak tanimam
    deliler gibiyim anla biraz
    aklimi yolda biraktim inan"

    klibi de vardi, bir arkadasi vasitasiyle berke hurcan(bizim berke)la tanisan ebru, somurtarak onu etkilemeyi basarir.kacak kacak bulusurlar, cima ederler, gaza gelirler fenerbahce barakanin onunde cay icerler, porscheden mercedesten inip eski maksim in onunde gizli asklarini raks ederek kutlarlar, sonra ebru gulumsemeye etkisini kaybetmeye baslar, berke sevgilisine geri doner, ebru ise somurtur sevgilisin kalbini calar.
  • ebru gündeş'in fırtınalar dizisi üzerinde bitirme tezi bile hazırlanabilecek gerçek bir televizyon klasiğidir. oyunculuk özellikle de senaryo kopartıcıdır. herhangi saçma bi türk dizisine benzemez, birçok bölümü beni friendsden daha fazla güldürmüştür. senarist, dizinin kötü karakteri gönül cebecinin gerizekalı yardımcıları ile arasında geçen dialogları vasıtasıyla ilk austin powers filminde işlenen "kötülerin yanındaki vasıfsız işçiler" konusuna kanaatimce mike myersdan bile daha orijinal yaklaşmayı bilmiştir. bu ulu insanı tanımak, birlikte bi kafede oturup salep içmek, hayatın mana ve gayesini sorgulamayi gerçekten çok isterdim.
  • unutulmaz senaryo, oyunculuk, replikler.. kameraya boş bakan onlarca göz.. uğraşılsa dahi bu dizideki hava bir daha yakalanamaz.
    izlerken inanılmaz eğlenirim.
  • 1. şıkır şıkır kanun nameleriyle süslü, gıy gıy kemanların peşisıra koştuğu, coşkun ve en güzel ebru gündeş şarkısı.
    2. özellikle gönül cebeci gibi unutulmaz bir karakter içeren, her kesim insanın deliler gibi seyretmekten kendini alamadığı tv dizisi. olayların önemli bi bölümü dilson otelde geçerdi.
  • cik ciki cik cik..."sürükleeesiiiin ikiiimiziiii, arzular tutustursunnn bizi..."
    shuffle'in derinliklerinden bir anda firlayip ilk ask zamanlarina götüren ebru gundes sarkisi..

    berke hürcan'in örgü örgü saçlari vardi o zaman.. bi de günes gözlükleri, sari spor arabasi, artizlik olsun diye..
    ebru ablamiz da otelin resepsiyonunda mazlum mazlum külkedisi modunda beklerken, vatandas girince bir haller oluyordu kendisine..
    sonrasi malum.. barbie ile ken modunda gezip tozuyolardi..hayrandik o zaman ikisine..
    en sonunu hatirladim.. hüzünlendim, yazamiycam*...
  • o dönemde girdiğim tarif edilemeyecek derecede acayip bir ruh halinin sonucu olarak neredeyse her hafta sektirmeden izlediğim bu dizinin kanımca en enteresan yönü kerem alışık'ın işiydi. nefis bir işti bu. bir turizm bürosu işleten/yöneten kerem alışık günün herhangi bir saatinde büroya gelir, masasına oturur, bir dakika sora ebru gündeş'ten bir telefon gelir ve "ben çıkıyorum" deyip çıkar giderdi. bu tarz bir şirket yönetimine gıpta etmeden duramazdım. üstelik bürodaki sülün hatun da bu kerem alışık'a hastaydı, peşinden dolanıp dururdu. ama yok. kerem alışık için önemli olan ebru gündeş ve onun yaşadığı sorunlardı. olmayan işini hemen bırakıp çıkardı bürodan. ve berbat ceketler giyerdi. ama benim gönlüm isterdi ki olaylar gönül cebeci'nin istediği şekilde gelişsin. dizinin tek gerçek bir insana benzeyen karakteri gönül cebeci'nin hakkı yenirdi hep senaryoda. oysa gönül cebeci loser değil kazanan olmalıydı, haketmişti bunu, dizideki tek mantıklı insandı. fakat şüphesiz dizi bu yönde ilerlese cazibesini kaybedecekti, bu da bir gerçek. zikredilmeden geçilmeyecek dizinin bir başka enteresan karakteri de kıvırcık saçlı kirli sakallı çakır gözlü aktör'dü. ebru gündeş ve ailesinin tuhaf işlerine koşturup duran bu adam zannederim aynı zamanda taksiciydi ve kerem alışık da dahil olmak üzere dizideki birçok başrol oyuncusundan -canlandırdığı karakter itibarıyla- daha becerikliydi, çıkmaza giren işleri şıp diye çözüverirdi, mühimdi, vazgeçilmezdi. en dayanılmaz bölümler ise ebru gündeş'in kızkardeşi ve annesi ile sabah evde kahvaltı yaptığı sahnelerdir. gerçekten de kahvaltı edermişcesine yanaklarını şişire şişire salam, zeytin vs yiyip duran ve çöplerini alenen ağızlarından çıkaran bu aileden hiç hazzetmezdim. neyse ki bu kahvaltı sahneleri ya kerem alışık'ın telefonuyla ya da kıvırcık saçlı kirli sakallı çakır gözlü aktör'ün gelişiyle bozulurdu. neyse, gerçekten önemli bir dizidir, bir kilometre taşıdır, benzeri yapılamadı.
  • pamela spence yorumu ve artun ertürk aranjesiyle çok güzel olan şarkı.
  • pamela spence'nin o yaraticilik ruhu nerede, neden boyle bir parcayi cover yaptigini hala anlayamadim, yazik olmu$, populer muzige ayak mı uydurmak istedi ne yapmak istedi bilmiyom ama olmamı$ pamela *

    $ehir rehberindeki her parcanin istanbul gibi olmasini beklemek gariplik mi acaba, sorun bende mi, anlamak zor.
  • çok kötü butonu kullananların saldıracağını bildiğim halde götüme benzemiş demekten geri kalmayacağım cover. ha ebru gündeşe ölüyor bitiyor muyum; hayır ama fantezi müzik tınılarını bilgisayarın tekeline bırakmak nasıl bir zevk işidir anlayamadım. dumanla başlayan mvöyle devam eden aslıyla yerin dibine giren "yeniden yorumla ve voliyi vur" merakının son örneği.
hesabın var mı? giriş yap