• türk televizyon tarihinde, esas oğlan rölünün mahallenin 2 delikanlısı tarafından dönüşümlü olarak el değiştirdiği tek dizidir. alişan* miadını doldurup başka diziye geçerken senaryo icabı öldürülüp yerine seri üretim delikanlı kadir'e* bırakmıştır. bununla beraber alişan'ın seslendirdiği "aynalı tahirim biükülmez bileğim, doğruluk hastasıyam, kralı gelse döverim lan yine" sözlü jenerik müziği de değişmesine karşın dizinin ismi "aynalı tahir", sloganı da "ölümüne aşkların destanı olarak" kalmıştır. yapımcılar, dizinin alişansız yan çizdiğini, kadir tiplemesi ile devam edemeyeceğini anladıktan sonra aynalı tahir'i resurrect etmişlerdir. "summon of tahir the mirrored" şu şekilde vuku bulmuştur :
    alişan diziden temelli ayrıldığı için aynalı tahir'i yeniden canlandıracak biri ortada henüz yoktur fakat tahir karakteri bir şekilde dizide yer almalıdır. bundan ötürü aynalı tahir, cast ajansı tarafından bir oyuncu bulunana dek, alişan'ı andıran bir dublöre, sadece yüzünden aşağısı, profilden ve perspektiften gösterilmek suretiyle canlandırtılmıştır. müteakip süre içinde aynalı tahir'i oynayacak eleman (of aman nalan'ın acemi balık şarkısının klibinde yer alan, mankenden çakma arkadaş) bulunmuştur ve bir bölüm fragmanında düşmanlarınca verilen "sen hani ölmüştün, hangi yüzle geri döndün lan" tepkisine karşılık olarak; "anamı, babamı, kızkardeşimi, gururumu, cüzdanımı, telefon rehberimi, vesikalığımı, ders notlarımı kaybettim daha kaybedecek neyim kaldı ulann" cevabı verdirilerek uzun bir aradan sonra endamı tamamen gösterilmek suretiyle diziye döndürülmüştür. yapımcılar bu kez de "esas oğlan nasıl olsa diziye döndü, diğer yan sanayi ürününü defedelim gitsin" düşüncesiyle, kadir tiplemesini, senaryo icabı öldürmüşlerdir fakat aynalı tahir'in yokluğunda kadir tiplemesine iyice alıştırılan seyircinin beklenmedik tepkisi ve yeni aynalı tahir'in fizik olarak boyun bölgesi uganda çimi inceliğinde kıllandırılmış alişan'a hiç benzememesi yüzünden, kadir karakteri, yine bir bölüm fragmanında "belki ölen o değildir, belki o kurşun başka birinin kötüne girmiştir" sunumuyla resurrect edilmiştir, summon edilmiştir... überraschen...
    bu esas oğlan dönüşümleri, ölüp gökten zembille dirilmek olmak kaydıyla defalarca sürünce, bokunun çıktığını anlayan yapımcılar iyice azalan reytingleri de bahane edip diziyi bitirmişlerdir.
    dizinin bitirilmesinde, 2 delikanlıyı zibilyon kere resurrect etmek zorunda kalıp aşırı mana kaybından ötürü tansiyonu düşerek komaya giren mahalle elder'ı erdovan'ın "skerim çay ocağını da geçmişini de bana para mı veriysunuz la" serzenişinin büyük payı olduğu rivayet ediliyor.
  • alişan adlı mini mekanik türkücümüzün her sahneyi aynı yüz ifadesiyle oynadığı, ayna ikonunun ne vesileyle ismine eklendiğini bilmediğim, mahalle paladinliğine nema ödeyen alık dizi.
  • türk televizyonculuk tarihinin en muhteşem dizilerinden biridir bu. olaylar ve aksiyon sahnelerinin derinliği göz doldurur. özellikle kullanilan üstün çekim teknikleri ile , alişan beyin yürürken, kaldirimdan çikarttiği yildirimlar ve sokaği kaplayan duman , inanilmaz karizmatikleştirir o anda diziyi. izleyen herkes durup bi "voaaav be" der.

    dizide alişan isimli güzide şarkicimizin canlandirdiği aynali tahir tiplemesi her yönüyle de efsanedir. bi kere sari gömleğini üzerinden hiç çikarmaz. saçlari hep yana yatirilmiş ve hafiften kabariktir. dizinin kötü adami tilki ekrem karakteri , kötü karakter olayina o kadar isinmiştir ki , gerçek hayatta bu oyuncuyu görsem , kahveden çıkıp taş atasim gelir kendisine. o denli kötü bir adamdir , fena bir adamdir.

    bu dizideki combat sahnelerinde çok gizli mesajlar da gizlidir. mesela tahir , tilki ekremin omsuna kafa atarak , ekrem in burnunu kanatmiştir. bir çok izleyici bunu "aa kötü bi sahne olmuş" diye düşünmüştür. ama hayir! tahir aslinda yillarca bir ton dövüş sanati konusunda eğitilmiş , usta bir dövüşçüdür. o sirada aslinda rakibinin omzuna kafa atarak , omuzdaki bir sinir noktasini bulmuş ve vücudun farkli yerlerinde kanamalar başlatmiştir ama malesef bunu , bir çok kişi , dikkatsizlik sonucu gözden kaçirmiştir. zira tilki ekrem in göbeğinde de kan lekesi vardir.

    bugün gençliğimizin bilmesi gereken en büyük televizyonculuk başarilarindan biri olan bu dizi malesef 3. yilinda gereken ilgiyi görememiş ve yayindan kaldirilmiştir , benim gibi tutkulu izleyicilerin gözlerinde 2şer damla yaş birakarak.
  • fırtınalar dizisinin sektirmeden izlediğim o buhranlı dönemimde bu diziye de birkaç bölüm göz atma fırsatım oldu. berbat oluşuyla kendine çekecek gibiydi beni, ama bir şeyler eksikti yine de, tam nedir bilmiyorum şimdi. birkaç notum var aktarmalıyım: mahallenin kötü delikanlısı olan gencin (ki alişan'dan çok daha iyi bir oyuncu olduğu su götürmezdi) bir yardakçısı, ayakçısı vardı. aklımda yanlış kalmadıysa bu tombalak kişi tevfik gelenbe'nin oğlu idi. (arkın gelenbe imiş) ilk çıkışını bu dizide yakalamıştı. bir başka not da alişan'ın bedbaht kızkardeşini oynayan kişi hakkında. aslında bu kız da iyi rol yapmaktaydı ve geleceğini hiç de fena görmemekte idim, ama ne oldu bilmiyorum. kısa bir süre sonra alişan'ın yerine gelen arkadaş ise yeterince kötü bir oyuncu olmadığı için dizi gözümden düştü, sıradanlaştı, vasatlaştı, ilginçliğini kaybetti. yapımcılar bu eksikliği tuğba özay'ı diziye ekleyerek telafi etmeye çalıştılarsa da bu sakalet de diziyi kurtarmaya yetmedi, çünkü kötünün de bir estetiği var ve tuğba özay'da bu anlamda da bir parıltı yoktu. iticiydi o, o kadar. diziyi katlanılmaz kılıyordu. tuğba özaylı birkaç bölümü de yine de izlemeye çalıştım ama nafile idi, dizinin beyin ölümü gerçekleşmişti.
  • tilki ekrem vardı. aynalı tahir kime aşık olsa, tilki de ona aşık olurdu. peşinden koşardı. sonra o kız, çok sürmez ölürdü. mutlaka başına bir iş gelirdi. ikisi de avucunu yalar, birbirlerini kovalarlardı.

    ikisi de sokak serserisi olmasına rağmen, bir süre sonra tilki ekrem önce otoparkçılık sonra emlakçılık sonra da başka işler yaparak iş adamı olmuştu. bmw'ye biniyordu diye hatırlıyorum.
    aynalı tahir de önceleri alişan'dı, sonra bir ara kayboldu. herkes öldü dedi. sado mado diye adamlar girdi diziye. bir süre sonra senaristler baktılar, dizinin adı aynalı tahir ama ne ayna var ne tahir; hemen diziye bir ayna ile bir tahir koydular. dizi tekrar aynalı tahir oldu. ama bu tahir, alişan değildi. adam değişmişti.

    aynalı tahir'in kankaları tek tek ölüyordu, diye hatırlıyorum. adam kimi sevse ölüyor. kim onu sevse ölüyor. kimle kanki olsa, o da ölüyor. uğursuz işte.

    ha bir de, dizideki hemen herkes önce ölüyor, sonra tekrar geri geliyordu. ulan kimse bu adamları gömerken yüzüne bakmıyor mu ki? ya da eğer öldü sandıkları geri geliyorsa, bu adamlar kimi gömüyor? o mahallenin cenaze işlerine kim bakıyor?

    çocukluğum bu dizinin bu saçmalıklarını çözmeye çalışarak geçti. o yüzden şimdi, her şeyden şüphe eden, şizofren bir yapıya sahip olduk.
  • bu dizi, tarihin en gariban antagonistini barındırıyordu: tilki ekrem. adam kendi halinde bir karakterdi. yolda yürürken aynalı tahir'e hafif sarkastik bir tavırla "meraba aynalı" derdi. aynalı tahir de "yine ne işler çeviriyorsun tilki ekrem" deyip kafayı gömerdi. fakat sonunda ekrem tilki olurdu, tahir delikanlı. tabii hayatı boyunca anlamsız ve meşrulaştırılmış şiddet gören ekrem de gider bıldırcın sevda'ya patlardı. çünkü kendisine hep şiddet uygulanmıştı, güçlünün zayıfı ezmesinde bir sorun olmadığı öğretilmişti ve kendisine şiddet uygulayanlar yüceltilmişti. bu açıdan şiddetin kökenine inen, beylik genellemeleri aşan eleştirel bir yönü ve misyonu da vardı dizinin. zaten aynalının ve tilkinin aşkı arasında ezilen sedef de bunların anlamsız didişmeleri yüzünden öldü. bu olay yüzünden hem aynalı'yla tilki'nin arasındaki husumet rayından çıktı hem de sedefin acılı babası orçun sonat'ın ve twin peaks'teki sarah palmer karakterinden esinlenildiği çok bariz olan necla ananın hayatları mahvoldu.

    ayrıca aynalı tahir, bir dizide en çok ölen ve dirilen karakterdi. ben ilk 120 bölümü falan seyrettim. rahat 4 kere ölüp geri geldi (birinde farklı bir oyuncu tarafından canlandırılarak). ben hardest'ta 4 kere ölmeden birkaç fps oyunu bitirmişimdir ama aynalı patır patır ölüyordu. neyse ki erkan petekkaya ve doğa bekleriz arasındaki büyük aşk, tilki ekrem'in mafya ilişkileri ve melek karakterinin gizli geçmişi bu ölümler arasındaki boşluğu hakkını vererek dolduruyordu. bu da öyle bir diziydi işte.

    "vay be aynalı, sevmezdim seni ama ölümün böyle mi olacaktı" - tilki ekrem (upon the alleged death of aynalı tahir in the debris of his burt-down house) (bkz: entry'i eserden aforizmayla bitirmek)
  • alişan'ın delikanlılığın kitabına korsan baskı yaptırdığı günlerin dizisi.

    üsküdar çinili karakolu civarında, o tek katlı tekel evlerinin bulunduğu yerde çekilirdi bu. ilkokuldayken bazı günler eve dönüş yolumuzun üzerinde çekimleri olurdu. bir gün baktık; yine set ekibi çalışıyor, muhtemelen uygun ışık bekliyorlar. biz de dizinin sevda'sı ''tuğba özay'ı yakından görür müyüz ulan?!'' kafasıyla yanlarına gittik.

    ama şansımıza dizinin tilki ekrem'i saruhan hünel denk gelmişti. kenarda otururken üç tane velet dikkatini çekmiş olacak ki; sağolsun bizi yanına çağırdı. gittik, klasik muhabbetimizi ettik.

    (k: koro s: saruhan b: ben a1: arkadaş 1 a2: arkadaş 2 a3: onu inan ben de tanımıyorum)

    s: izliyor musunuz diziyi?
    k: eveeet!
    s: peki çalışıyor musunuz bakalım derslerinize gençler? büyüyünce ne olacaksınız?
    a1: doktor.
    a2: pilot.
    b: makam şöforü.

    o an aklıma bu geldi amına koyim. saruhan abi de taa o dönem fark etti yani renkli kişiliğimi.

    olamadık be saruhan abi. sana sözümüzü tutamadık. düşün benim ehliyetim bile yok daha.

    bu arada; bu ''büyüyünce ne olacaksınız?'' laneti liseye kadar devam etti sonra bende. lisedeyken de boşta bulunup ''ninja olacağım.'' demiştim. ninja yerine taşşak oğlanı oldum bir süre.
  • bu diziye dair en garip şey ise, tahir karakterinin lanetiydi.

    önce bu diziyle meşhur olmuş, memoli saçlı alişan uzun süre tahir olduktan sonra, saçlarını kestirip öne yatırdıktan sonra, diziden ayrıldı.

    sonra dizi yapımcılarını takdir ettiğim bir şekilde tahir karakterini oynaması için, aynalı tahir'in ensesini buldular. abartmıyorum, adamın yüzünü göstermiyorlardı ama ense bildiğin alişan. nasıl buldular bilmiyorum, amk.

    sonra baktılar, izleyiciyi ense kesmiyor. arif kilisli adından birini tahir yaptılar. sonra o arkadaş da gitmiş, türkan şoray'ın kızı yağmur'a tacizde bulunmuş. yani bu bir iddiaydı. dizi yapımcıları da, bunun üzerine adamı dizinin imajını bozduğu gerekçesiyle kovdular. dizi gene tahir'siz kaldı.

    o değil de, adamlar tahir'in kendisiydi, memoli tarzı yalanmış saçlarıydı, ensesinin benzeriydi, (oha) yeni bir oyuncuydu, derken, 150 bölüm çektiler. bir de tahir'i tuttursalar, bizimkiler olurdu. onu izler, sonra banyo yapardık, sonra da yatardık.

    edit : arif kirişli değil, kilisli olacakmış. neurosurgeon'a bu uyarı için teşekkürler.
  • -en sevdiğin dizi?
    -aynalı tahir.
    -en sevdiğin tahir?
    -aynalı olan.
    -sen sevdiğin ayna?
    -tahirinki..
    (bkz: yaran diyologlar)
  • jenerik müziği hala aklımda olan dizi. aynalı tahirim bükülmez bileğim doğruuluk peşşindeyim.. kralı gelse alamazlar seni, kralı gelse sevdiğim. aynalı tahir derler bana sultanısın kalbimin..

    ay allah da beni kahretsin şunu hatırladığım için.
hesabın var mı? giriş yap