bilmek
-
tdk türkçe sözlük'te:
1 . bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak:
"bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır."- haldun taner.
2 . bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak:
"yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz."- burhan felek.
3 . bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek:
"bilmediği beş vakit namaz, onu da bilir inadından kılmaz."- atasözü.
4 . tanımak, hatırlamak:
"kadıncığım aç. ben geldim. bilemedin mi?"- hüseyin rahmi gürpınar.
5 . sanmak, var saymak, farz etmek:
"bir hastanın hastalığına gereken önemi vermesi, doktorun ancak kendini o hasta ile birlikte hasta bilmesi ile sağlanabilir."- refik halit karay.
6 . sorumlu tutmak.
7 . inanmak:
"bilirim yaşamaz güneşte / bilirim yaşamaz yan yana aşkla / ne haksızlık / ne korku."- necati cumalı.
8 . bazen "işine gelmek", "uygun bulmak" anlamında da kullanılır.
9 . -a/-e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur.
10 . saymak.
11 . geniş zamanın olumsuz birinci tekil kişisi olarak bilmem biçiminde kullanılınca duraksama, şaşma, tereddüt anlamını verir:
"bilmem, hiç denediniz mi?"- mahmut şevket esendal.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap