9 entry daha
  • yaşar günenç'in çevirisi ilk entry'de tuna kiremitçi'nin de bahsettiği gibi öldürmez süründürür seviyesindeydi. bir arkadaşımla sanıyorum ki baskısı olmayan bir dönem, solgun ateş'i verip karşılığına swann'ların tarafı, çiçek açmış genç kızların gölgesinde ve kara kitap'ı almışlığım vardır. öyle nabokov hastası birisiydi. hem de cildi öyle kalitesizdi ki okuduğunuz her sayfada ayrışıyordu kitap.

    türkçe'ye nabokov'un 20'nci yüzyılın en önemli edebi eserleri diye nitelediği kitaplar yani bely'nin petersburg'u hakkıyla çevrildi, dönüşüm'le zaten yıllardır uğraşılıyor çeşitli çevirmenler tarafından, iyisi kötüsü hakkını vermiş olanlar var. roza hakmen'in kayıp zamanın izinde'sini ise proust bile görse hamiyetten gözlerinin yaşını tutamazdı bence bu konuda çok ama çok şanslıyız.

    gelelim ulysses'e yeni çevirisini okumadım fakat nevzat erkmen'in pek bir pohpohladığı çevirisinin ben açıkçası rezalet olduğunu düşünüyorum. nice yiğitlerin de aslında bu yüzden kitabın daha başlarında bıraktığını düşünüyorum. umarım bu yeni çevirisi türk okurlarını tatmin edebilecek noktadadır ki erkmen'in allahlık çevirisinden kurtuluruz.

    şimdi nabokov'u fatih özgüven genelde çeviriyor sanırım, istemiyorum türkçe nabokov okumak fakat en azından lolita'nın türkçe'sini de okumuşluğum var ve bence pek de matah bir beceri gösterememişti fatih bey. ada, bir felaketti zaten. sonra aynı zamanda benim de en sevdiğim the real life of sebastian knightın türkçe'sine ise bakmaya dahi çekiniverdim.

    yiğit yavuz'un ise işi şimdiye kadar aralarında en zor olanlarından biri sanırım. o şiirleri nasıl çevirdiği merağıyla bu kitabı satın alacağım. umuyorum ki bize en azından nabokov'un dehasının birazını aktarabilecek seviyede aktarabilmiştir. kitabın çevirisini de okuduktan sonra editleyeceğim bu entry'yi.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap