6 entry daha
  • insan bazı şeylerin hayatı boyu kendi başına hiç gelmeyeceğini düşünür. kaza, erken ölüm, öldürmeyip süründüren hastalıklar, adaletsiz yargılanıp mahkum edilmek, ve belki de hınca hınç dolu bir toplu taşıma aracında bir dolandırıcıyla tanışıp kartvizitini almak(!).

    işler güçler'in son bölümünü oynak yayın saati sebebiyle kaçırmam dolayısıyla, zincirlikuyu metrobüste oturacak yer bulduğum an bilgisayarı açtım. yanıma oturup bana dirsek geçiren ve bundan hiç mi hiç rahatsızlık duymayan uzun kumral saçlı "beyefendi"ye sinir olmama rağmen huzurumu kaçırmadım. tâ ki kendisinin benimle taşınabilir internet ve insanların artık asosyal olması hakkında muhabbet açma teşebbüsüne dek. ne yalan söyleyeyim, doğu karadeniz ağzıyla konuşanlara karşı zaafım vardır, susmaları için özel olarak çaba göstermem. nşa gayet asosyal, suratsız ve de soğuk olmama rağmen bu kez muhabbetin ne yana gideceğini merakımdan hafif cool* bir şekilde sohbeti sürdürdüm kendisiyle.

    meğersem ne muhterem bir zâtmış. ilm-i ledun denen bir yeteneğe sahip olduğunu, geçmiş ve gelecekten haber alabildiğini ve saire anlattı durdu. ben de arada (keh keh keh gülmemi engelleyebildiğim sıralarda) birkaç soru sordum, bakalım nasıl kıvıracak diyerek. hatta benimle ilgili bir bilgi de kendisine bahşedildi o esnada, ve bundan ücretsiz (bkz: freeware) olarak faydalanabildim. (neymiş acaba? diye soramadım ilkin, "at bi beşlik de okuyayım falını" diyecek sanıp korktuğumdan.)

    velhasıl-ı kelam, kazasız belasız atlattım bu tecrübeyi de ben merak ediyorum: bu şahsa inanıp para kaptıracak kişiler var mı yeryüzünde?
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap