7 entry daha
  • türkçe'de güçlü bir eleştiri geleneği oluşamamasının bir nedeni (ve oluşmamış olduğunun göstergesi) de review ve critic kelimelerinin bu dilde aynı karşılığa sahip olması olsa gerek. halbuki review sadece profesyonel okur için değil, her hangi bir kitap hakkında bilgilendirici bir yazı okumak isteyen her hangi bir amatör okur için yazılır ve eleştirinin aksine metni tüm yapı taşlarına ayırıp, tüm etki kaynaklarıyla ilişkilendirip de incelemez (elbette kapsamı eleştirinin sunduklarını sunacak kadar yetkin review'lar ile, murad ettiği şeyi sunamayan critic'ler de var, ama ikisi de istisnai). review'den bir savı olması beklenebilir, ama bir kurama sahip olması beklenmez. eleştiri ise kuramdan yoksun düşünülemez. dolayısıyla, söz gelimi "reviews on virginia woolf" isimli derleme bir kitabı okuyan deneyimsiz eleştirmenler, hatalı bir kaynağın üstünden kendi savlarını kurmayı deneyebilirler, denemiştirler, deniyorlar. halbuki "kitap tenkiti" ya da "kitap tenkitçisi" gibi kavramlar ne kadar da işe yarar olabilirdi türkçe'de. en azından yazarlar, yazar adayları kitabın detaylı okumalara gitmeden önce çıplak gözle de okunup bir elemeden geçtiğini hatırlar, daha nitelikli yazmaya çabalardı.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap