23 entry daha
  • bazen denizcilerin ruhlarını ve güdülerini doyurmak için aynı sığlığa attığı demirdir.

    90'ların sonudur.. kötü bir armatör, kötü bir gemi, sıkıntılı gemi kadrosu üçgeninde uzakdoğu çemberinde geçiyor olan keyifsiz aylardır..

    gemi akdenizde bir limandan kalkıp hint okyanusunu bitirip doğuya doğru malakka boğazından geçmiş , sonrasındaki 3 ayda sarı deniz, ve güneyindeki limanlar arası dolaşıp durmuş ve bir türlü hasretle beklenen batıya sefer emri (avrupa / araplar / türkiye / kuzey karadeniz ) gelmemiştir.

    aksi gibi, bir de ters yöne, yani o seyri bitmek bilmez, fırtınası haftalar süren, çok büyük okyanus pasifikseyriyle kanadaya,
    yada gidip varıp da bir türlü kalkmak bilemediğin, sefalet yaşadığın, sıtmadan ölebildiğin , gemiden dışarı adım atmanın bile çok riskli olduğu afrikanın doğusunda bir limana sefer emri gelme ihtimali vardır. en son filipinlerde gemiye gelen sigara dahi sanki tütünden değil de kömürden sarılmıştır. ruh halleri karanlıktadır..

    çünkü, denizciler, denizin ortasında 20-25 tane acaip adam türü topluluğunda, bir kaç yüz metrekare demir yığını içerisinde haftalar süren seyirlerde gemilerinde tutsakken, hissedebilecekleri tek ve çok büyük özgürlük değişimdir. uzağa gitmek güzel ama geçici güzel, okyanusu geçip eve yaklaşmak -dönemesen bile yakın olduğunu hissetmek- ise ihtiyaç duyulan nefestir.

    gelen sefer emri yine aynı bölgede bir limana çıkar.. soru işaretleri yine ötelenmiştir. ama gidilecek yerde kadınlar ve eğlence vardır. * no'lu entaride bahsedilmiş tayland'ın koshichang limanına gidilecektir. denizciler 3-4 gün de olsa yalandan sevgilileri, bolca içki ve ayyaş danslarıyla kafalarındaki tilkileri biraz uyuşturacaklardır.

    gemi demiri atar atmaz , kaptan, gemiye teknelerle yaklaşmakta olan kadınları -istemese dahi- mecburen kabul etmek durumunda kalacaktır.bu da başka bir hikayedir, zira kadınlar gemiye alınmazsa, yükleme boşaltma işlerini yavaşlatırlar, her türlü zorluğu çıkarırlar zira o coğrafyada açlık ve sefalet o 2 sektörün birbirini beslemesini ve desteklemesini sağlamaktadır.

    denizciler kamaralarını temizlemiş, kıyafetlerini yıkamış, traş olmuş ve insan içine çıkmaya hazır hale sokmuşlardır kendilerini ve manevra biter demir atılır, makine tamam komutu kopruustunden makine kontrol odasına gelir.

    lumbarağzında parfüm dahi sürünmüş olan adamlar toplanmaya başlar, iskele suya verilmiş, kadınları getiren teknelerin yanaşması bekleniyordur. dürbünle tekneleri kesip uzaktan "seçim" yapmaya çalışan güdüleri tazyik yapmış yaşını başını almış hergele ergenler dahi vardır o küçük kalabalıkta.

    ilk tekne yanaşır ve kadınlar sırayla iskeleden tırmanmaya başlar. bekleyen küçük kalabalığın içinde sadece personelden değil, zabitlerden de (kaptan ve mühendisler) de oradaki geyiğe karışan arkadaşlar durmakta ve en güzel kızlardan birini seçme derdindedirler.

    yüksek denizcilik okulu mezunu mühendis arkadaşlardan biri iskeleden tırmanan kızlardan birini 4-5 metre mesafeden seçip çok beğenir ve arkadaşlarına "benimdir" der gülümseyerek. adam yükselmiştir kıza veo ruh haline girmiş, heyecanlanmıştır.

    beğenilen kız, gemiye ayak basar basmaz heyecanla bekleyen adam önce bir kızın yüzüne bakar, çapkınca gülümser, sonra o ve diğerleri kızın giydiği -muhtemelen bir önceki gemideki "sevgilisinin" hediye ettiği- t-shirt'e kilitlenirler. 3-4 saniyelik bir sessizlik , gülümseyen suratların donması, mühendis arkadaşın yüzünde oluşan anlamsız bakış ve diğer tüm adamların koyverdiği gürültülü kahkalar eşliğinde, t-shirt'ün üzerindeki denizatı figürünün çevresine büyük puntolarla işlenmiş yazı okunur:
    "yüksek denizcilik okulu"

    o an kim olduğu bilinmeyen ama herhangi bir zaman diliminde ama aynı okulun aynı yatakhanesinde yaşamış, dönemdaş-ağabey yada kardeşlerden birisinin bir gece önce "romantizm" yaşadığı kız, liman boyu gemi kadrosunun yengesi kalacaktır.. türk'leri iyi tanıyan, kültürü çok iyi bilen mamasan derhal o kızı başka bir demir yığınına , başka bir"iş"e yollar ama tahmin edilir ki, o küçücük yaşam mahallindeki kamara ve salonlarda okyanuslar boyu konunun makarası sürer de gider..

    ironik şekilde yolları kesiştiren bir hayattır denizcilik..

    (bkz: denizcilik/@manoverboard)
    (bkz: her limanda bir sevgili/@manoverboard)
    (bkz: adres dunya/@manoverboard)
    (bkz: kuru fasulye hesabi/@manoverboard)
    (bkz: denizci/@manoverboard)
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap