3 entry daha
  • bu dramaları izlemek isteyenler için gelsin:

    *kullanılan arabaların çok büyük kısmı gri ve tonları renklerdedir (kırmızı, mavi gibi renkler az tercih ediliyor nedense). fabrika sahibi, holding yöneticisi gibi önemli insanların arabaları ise siyah oluyor genellikle. esas arkeğin arabası genelde iki kişilik spor bir modeldir (tabi ki gri olanından).
    *aşk dörtgeni (yukarılarda yazılmış zaten (#17970716 ve #15649621) dahilindeki ilişki yumağında eğer bir erkek bir kadını kolundan çekiştirerek ortamdan uzaklaştırıyorsa aralarında romantik ama mağara insanlarını andıran garip bir ilişki var demektir (ya da erkek kişisi gururundan yapmaktadır bu sürükleme işini, ama insanlığına sığdıramayıp saçından sürüklemeyi ayıp bulduğundan kadının kolunu çıkarırcasına çekiştirmeyi uygun bulmuştur). bir kadının bir erkeği kolundan çekiştirmesi ise oldukça az rastlanan bir durumdur.
    *alfa erkeği olarak gözümüze sokulan esas erkek, bağırarak iletişim kurar genelde (bir konuda huysuzluğu/takıntısı mutlaka vardır). esas kadın ise bu bağırmalar karşısında daha da fazla bağırmayı (kulaklarınız antremanlı olmalı) veya susup kalmayı (bazen ağlamayı) tercih edebilir. ikinci kadın her zaman esas kadın karakterden daha özgüven sahibidir, görmüş geçirmiştir ve ondan güzel/alımlı görünür. o nedenle de anasının gözü muamelesi yapılır ona (alt metinde). ikinci erkek ise başroldekinin aksine, nerde nasıl konuşması gerektiğini bilen, daha insancıl, esas kadına aşık olsa bile yeri geldiğinde onu esas erkeğe bırakmayı bilen efendi insandır.
    *kadınlar için soğuk veya yağmurlu havada dışarda kalmak, ateşlenip yatağa düşmekle sonuçlanan bu nedenle de kaçınılması gereken bir eylemdir. bu durumda kalan kadının hastaneye yatırılması veya ona evde ihtimamla bakılması şarttır. hastalıktan kurtulup ayıldığında başucunda iki erkekten birini elinde ıslak alın beziyle görmesi gerekir. bunun tek istisnası winter sonata'daki kadındır. tüm karakterler (en çok da bu adını hatırlayamadığım kadın ile aşık olduğu adam) kışın tipi boranında, ne zaman canları sıkılsa/düşünceler dalsalar "ben biraz yürüyeceğim" diye kendilerini dışarı attılar. hiç birine de bir şeycikler olmadı maşallah.
    *sanat galerileri kore dizilerinin vazgeçilmez ögeleri. her bir dizide mutlaka ya birinin açlılşı yapılır, ya birinde düzenlenen bir sergiye gidilir, olmadı karakterlerden biri sanatçıdır ve galeride yaptıklarını hazırlıyordur ya da yan karakterlerden biri bir sanat galerisi işletiyordur. bu sayede sanatsal bir faaliyette bulunduğunuzu da varsayabilir, mutlu olabilirsiniz.
    *dört ana karakter yanında nutlaka ciddiyetsiz, olan bitenin sırrına geç vakıf olan, bazen kilit olaylarda yer alarak işin gidişatını bilmeden de olsa değiştiren 3-4 kişilik bir de arkadaş çevresi bulunur. her türlü dramada mutlaka vardır bu grup ve sanıyorum koredeki tiyatro kültürüyle yakından ilgisi var böyle bir karakter yazımının.

    gözlemlerimde aklımda kalanlar bu kadardı. aklıma geldikçe kalanını da yazarım.
76 entry daha
hesabın var mı? giriş yap