• 20 bölümden oluşan, her bölümü 1 saat süren ve bu bölümlerin bazılarının, 40 dakikalık dizi bölümlerinden daha hızlı geçtiği hissedilebilen dizi. o kadar sarıyor yani.
  • türkçe'ye alakasız olarak sonsuz aşk diye çevirilmiş kore dramasıdır.
  • 3 günde bitirdiğim kore dizisi. diziyi izlerken bir yandan da kar yağıyordu. hayatımdaki en anlamlı tesadüflerden biriydi. güzel vakit geçirmek, aşkı derinlerde hissetmek ve biraz da yeşilçam tadı almak istiyorsanız gerçekten izlemelisiniz. dizi size büyük bir kalite sunmaz. fakat yaşanan o aşk sizi diziye hemen bağlar. arada çekim hataları da var ama onlar da çok göze batmıyor. bu arada dizi japonya'da büyük bir üne kavuşmuş bu bakımdan bizim yunanistan'la yabancı damat durumları gibi bir dizidir. bu arada dizinin müzikleri de ayrı bir güzeldir.
  • seneler önce (2006) kanal d' de tesadüfen izlemeye başladığım bir diziydi. gece 3'te yayınlanırdı. o zamanlar kore furyası falan da yoktu çok ön yargısız izlemiştim ve aklımdan hiç çıkmaz bu dizi. öncelikle bu diziyi izlerken vay anasını ne aşk falan diyorsunuz. korelilere bak be diyorsunuz. garip bir etki altına alıyor sizi. hatta çocuk kızı dudaktan bir öpüyor dudaklar bir salise ucundan deyip ikiside utanıyor falan ben ilk defa öyle bir öpüşme sahnesi gördüm diyeyim. daha sonraları bizim türk filmlerine falan sardı. ama şunu söyleyebilirim ki mükemmel ost'lar vardı. yani sadece kore müzikleri olmayıp dünya klasiklerinden eserler çalışyordu. hele ki francis lai'den 13 jours en france şarkısını duydukça yüreğim parçalanıp dururdu be. ulan keşke her dizi böyle güzel şarkıları getirse önümüze. neyse kore more izllediğime pişman değilim bilakis iyiki izlemişim diyorum. simileyleylom.
  • yıllar önce, hala üniversitede okurken ve üç ay yaz tatilim varken en işsiz yazlarımdan birinde oturup televizyondan izlediğim dizidir. evet bildiğiniz televizyondan izledim, hatta kardeşimle beraber izledik. bi de kuzenim izliyormuş, bi üçümüz haberdardık diziden, çünkü gecenin üçünde dördünde sabahın beşinde artık kanal nasıl denk getirdiyse öyle yayınlanıyordu. başlarda işsizlikten uyuyamadığım için izlesem de sonra bildiğin müptelası olduydum, kardeşim ve kuzenim de olmuştu (kuzen de erkek bu arada). sabahlara kadar çıksın diye bekliyorduk kardeşimle. geçen gün durduk yere aklıma geldi, yaz bittiğinden sonunu izleyememiş götün götün yurda dönmüştüm, acaba nasıl bitiyordu lan diyince, adını madını hiçbir şeyini hatırlamadığımı fark ettim. bir tek jun sang adı, bir de "mimarlı" dizi olduğu. ordan aratıp buldum zaten işsiz yazımın kahramanı diziyi. dizi de bildiğin konsantre türk filmi, hafıza kaybı mı ararsın, kör olma mı, her yol var. korelilerin de romantikli dizileri bi tarafımızla gülmelik saçmasapan detaylarla ve zorlama tesadüflerle dolu, dizinin neyine bağımlı olduğumu bi türlü çözemediydim o zaman. sonra başka bir yaz polisiyeye sardırıp sırf polisiye okuyup polisiye izleyince, bir başka işsiz yazımda da bilim kurguya aynı şeyi yapınca anladım: ben hayatıma en uzak olan kurgulardan, romanlardan, durumlardan, filmlerden, dizilerden hoşlanan iflah olmaz bir kaçaktım. bu arada yanlış olmasın, "haber okumuyorum şekerim çok canım sıkılıyor" diyen güruhtan değilim, şu hayatta düzenli yaptığım bir şey varsa o da gündemi takip etmek, siyaset ve ekonomi özellikle. ama onca haberle insan boğuluyor ulan, filmi de artık yavan kalıversin diyor, siktiriboktan holivud filmi izliyim ya, x-men güzel oh, ya da animeler ne şahane (birkaç yılımı da anime bağımlısı olarak geçirdim, hala da izlerim, gençliğim mi yıldızlar mı, japonya mı daha uzak? *japonyaa).

    son dönemde de ülke gündemi iyice boka döndü malumunuz, ve bu benim kaçış halini çevremdeki bi sürü insanda da görmeye başladım. çevre dediysem yüzde sekseninden fazlası solcu (akrabaların hıyar kanadını çıkarırsam oran doksanlara vurur). ama böyle gündemi iyi takip eden insanlara bir gına gelmiş durumda, ve herkes kendi meşrebince bi yerlere kaçıyor nefes almak için. boşuna yükselmiyor kiralık aşk gibi dizilerin reytingleri (adamlar ne güzel kız ayağına, kadınlar da obarey ne taş adam ayağına izliyor gördüğüm). hadi onu izlemediler, poyraz karayel. hadi o da değil, game of thrones, ya da en fantastiklisinden hayatımıza uzak yabancı havalı diziler. sinema, romanlar, resim, fotoğraf. herkes kaçacak nefes alacak bir yerin derdinde. ulan dizi anlatmaya geldik konunun geldiği yere bak. dizinin sonunu da hala bilmiyorum bak. o mal kızla hıyar jun sang kavuşuyo mu sonunda? kavuşmuyosa hiç izlemiycem, hüzünlü son kaldıracak gücüm yok anacım. o diil de böyle herkesten gizli gizli yaptığınız ama yaparken de kişiliğinize uygun olmadığını düşündüğünüz her bi şey guilty pleasure/suçlu zevkler olarak değerlendiriliyor. tüm insanlık yapıyor yani, adı bile var. neyse biz yine de kimseye demeyelim, herkes her şeyimizi bilecek diye bir şey yok, insan, kendine saklayacağı sırları olmadıktan sonra çok sıkıcı ve yavan.
  • ost'si harikulade olan kore dizisi. güzeldir de, etkiler insanı. bir çok kore dizisinden farklıdır, değişik bir havası var. belki de müziklerinden ve oyuncularından kaynaklı.

    kore dizilerine yeni başlayacaklara önerilir, mendillerinizi hazır edin ve mümkünse kışın izleyin bu diziyi.
  • ilk izlediğim kore dizisi. kore kültür ve insan ilişkilerini tanımak açısından mükemmel bir başlangıç. bunu seyrederseniz kore hayranlığınız artıp yeni dizilere yelken açarsınız. başroldeki aktrisin tüm dizilerini izlemiştim. dizinin kore'de çok seyredildiği ve çekim mekanlarına turlar düzenlendiği duymuştum.
    kore kültürü ve insanını anlamaya yönelik iyi bir başlangıç olabilir.
  • 8. sınıfa giderken(2006) bir gece kanal d'de rast gelmiştim bu diziye. ikinci bölümü yayınlanıyordu. anında bağlandım tabii, 3'e kadar uyumaz, ağlaya ağlaya izlerdim. çocukluğumun sayılı dramlarından biri de türkiye'ye çevrilen adıyla sonsuz aşktır.
    bittiği gibi internetten izlemek istemiştim ama ne kanal d'nin sitesinde ne de herhangi bir sitede bulabildim. neyse ki 3-4 yıl sonra ülkede kore dizileri furyası başladı da, bir tur daha izleyebildim.
    birkaç tane daha kore dizisi izledim ardından ama korecanlar bilmem neler beni soğuttu. yıllardır izlemiyorum. dizileri hiç tarzım değil ama winter sonata başkadır, anısı var bende..
  • yıllar sonra aklıma gelen güzel dizi
hesabın var mı? giriş yap