6 entry daha
  • batı cephesi 800 kilometre uzunluğunda bir cepheymiş, birçok noktasında da tek bir mermi atılmadan aylar geçermiş. national geographic'in birinci dünya savaşı serisine göre ingiliz general lord edward gleichen şöyle anlatmış:

    "siperleri dolaşırken bir askere 'hiç alman vurma fırsatın oldu mu?' diye sordum. bana siper duvarının üstünden sık sık başını çıkaran kel, uzun sakallı yaşlıca bir beyefendi gördüğünü söyledi. 'peki onu neden vurmadın?' dedim. asker hayret etti. 'vurmak mı? ama komutanım, adamın bana hiçbir zararı olmadı ki!' "

    aşağıdakini de alman eri august bader'ın günlüğünden öğreniyoruz,

    bir gün almanlar siperde yemek pişirirken karşı taraftan bir fransız "ben de gelip yiyebilir miyim?" diye seslenmiş. davet etmişler, fransız askeri almanlarla güzel güzel yemeğini yemiş, ardından uzanıp biraz kestirmiş, sonra teşekkür edip siperine dönmüş. sonraki günlerde de almanlar kendisini düzenli yemeğe davet etmiş. yemek saatlerinde iki taraf arasında gidip gelenler çok olurmuş, birbirlerine ikramlarda bulunur, yemeğin ardından şarap ve sigara içip kağıt oynar ve birbirlerine kibarca şans dileyip siperlerine dönerlermiş. yemek saatlerinde asla saldırıda bulunulmazmış ama bu cephede savaşanların emirlerle değil, doğrusu bu olmalı diye düşünerek kendi kendilerine geliştirdikleri bir davranışmış. bunda en önemli neden siper savaşı olmalı.

    kraliyet erlerinden j.d. hills yazıyor:

    "alman siperlerinden atılmış bir taşa bağlı şöyle bir mesaj aldık: 'size bir 40 pounder atacağız (kastettiği 120 mm'lik top mermisi). yapmamız emredildi ama yapmak istemiyoruz. bu akşam atmadan önce siper alabilmeniz için sizi ıslıkla uyaracağız.' ve aynen dedikleri gibi de oldu."

    not: iki tarafın da kurmayları bu yaşa ve yaşat* duygusunu kırmak için siper baskınları emri vermeye başlamışlar. silah arkadaşlarını bir bir kaybeden askerler artık karşı tarafı dost olarak göremez hale gelince, savaş tekrar savaşa dönmüş.
260 entry daha
hesabın var mı? giriş yap