• türkiye’deki zaza’ların cumhuriyetin ilk yılları dahil yerleşim alanı, kürtler, türkmenler ve kürtleşmiş ermeni topluluklarla iç içe kuzey batıda zara’yı (sivas), batıda çemişgezek’i (tunceli), güneyde siverek’i (urfa), güney doğuda mutki ile tatvan’ı (bitlis), doğuda varto (muş) ile hınıs’ı (erzurum), kuzeyde ise tercan ile çayırlı’yı (erzincan) kapsayacak biçimde iken; bu sonraki yıllardaki gönüllü göç ve iskan politikalarıyla, buralar da baki kalmak kaydıyla bütün kıyı kentleri ile büyük kentleri kapsayacak biçimde genişlemiştir.

    cumhuriyetle birlikte sınırlarımızın dışında batum ve çevresi dahil kafkasya’da kalan zazalar ise, 1944 yılında, stalin’in emriyle bugün yaşamakta oldukları (tahminen 10.000 kişi) kazakistan’ın cambulda bölgesinde iskân edilmişlerdir.

    zazaların konuştuğu dil zazaca’nın önce kuzey kürtçesi kurmancca’nın bir lehçesi gibi olarak görülmüşse de, sonraki yıllarda karşılaştırmalı dil bilimi araştırmacıları bu dilin kurmanccadan epey farklı, kuzey-batı irani dil grubu içinde yer aldığını ortaya çıkarmışlardır.

    etnik yapıları bakımından da, 1970’li yıllarda bu bölgelerde saha araştırması yapan hollandalı sosyal bilimci martin van bruinessen bu araştırmaları sonrasında yayınladığı makalesinde, bölgeyi binli yıllardan itibaren yaklaşık beş asır boyunca önemli ölçüde etkileyen doğudan batıya ve dini/siyasi sebeplerle batıdan doğuya türkmen aşiretlerinin yatay göçleri ile; yerli aşiretlerin yaylak/kışlak arasındaki dikey hareketleri sonucu yoğun bir karışmanın meydana gelmiş olduğunu; ayrıca bu kanaatine, geçen yüzyılın başında bölgeyi ziyaret eden alman antropologların yaptıkları kafatası ölçüm sonuçlarını da dayanarak gösterir.

    keza, zaza milliyetçisi zılfi selcan da, zaza dilinin gelişimi adıyla yayınladığı kitabında, zazaların tarihsel süreç içinde anadolu’da yukarıda saydığımız yörelere yerleşmeden önce, hazar denizinin güney kıyısında yaşadıklarını, 5. ile 11. yüzyılları arasında bu yörede kurulan devletlerin içinde yer alan büvehoğulları devletinin devlet başkanının zaza olduğunu yazar.

    zazalar dini inançları bakımından da, bütün bölge halkları gibi, coğrafyadan veya bitişikten yükselen inançlardan etkilenmişler; bu etkilenme günümüze kadar gelen bir heterodoksi ortaya çıkarmıştır. nitekim, türkiye’deki zazaların kuzeyde yaşayan ve nüfusunun büyük çoğunluğunu teşkil eden kesimi, tıpkı etnik kaynaşma ve değişimde olduğu gibi, ibadetin türkçe yapıldığı alevi inancını benimsemişken, güneyde kalan kesimi ise sünni şafii inancındandırlar.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap