33 entry daha
  • roma imparatorluğu'nun ikinci imparatoru. romalı tarihçi suetonius the lives of the caesars'daki* biyografisinde tiberius'tan askeri alanda yetenekli fakat genel anlamda dengesiz bir imparator olarak bahseder. bu entry'de augustus, livia drusilla, agrippa, germanicus ve caligula da yer almaktadır. ayrıca kendisinden sonra koltuğa caligula oturacaktır ki tiberius'a rahmet okutur.

    1. tiberius'un soyu claudianlar'dandır. seutonius'a göre bu soy çok eskidir. sabin dilinde nero kelimesi soylu/yiğit anlamlarına gelir. atalarının pek çok münasebetsiz işe bulaştığını ifade eder. yani tiberius claudius nero tam adıdır.

    2. ataları ikinci kartaca savaşı'nda faydalı işler yaptı. kendisiyle aynı ismi taşıyan atası tiberius nero, hannibal barca'ya yardım götüren kardeşi hasdrubal barca'yı yenerek kardeşleri, italya'da zor durumda bıraktı.

    3. tiberius'un babası, iskenderiye savaşı (mö 47) sırasında gaius julius caesar'ın quaestor'u ve bir donanmanın komutanı olarak zafere önemli katkılarda bulundu fakat caesar suikasta kurban gittiğinde komplocuları destekledi ya da senato'da onları korudu. babasının intikamını almaya çalışan octavianus'un (henüz augustus değil) rakiplerinden olan sextus pompeius'a sonra da marcus antonius'a katıldı. görüldüğü gibi bu hanedanda dengesizlik atalardan geliyor.

    4. baba nero'nun eşi olan livia drusilla'nın bu kaçışlarda büyük zahmetler yaşadığı ve de böyle bir hayatı takdir etmediği söylenir. octavianus, mö 38'de livia ile evlenir, seutonius'a göre baba tiberius, eşini kendisi teslim eder. bu sırada oğul tiberius nero henüz küçüktür. yaklaşık 4 yaşında. bir de kardeşi vardır, drusus nero. (roma geleneğinde, ailenin ilk erkek çocuğuna, babanın ismi verilirdi. bu yüzden de genellikle isimler birbirine karışır.)

    5. livia'nın octavianus ile yaptığı evlilik hayatlarına bambaşka bir yol çizdi. augustus'un (mö 27 itibariyle), actium zaferi kutlamalarında yanında yer aldı. augustus'un bu üvey evladını yani tiberius'u benimsediği açıktır.

    6. meşhur sağ kol marcus agrippa'nın kızı agrippina ile evlendirildi. ilerleyen yıllarda agrippina'yı, augustus'un kızı julia için boşayacaktı (yani tiberius, augustus'un hem evlat edinilmiş oğlu hem de damadıdır). agrippina'yı her gördüğünde içinin gittiği söylenir ki dengesizliğinin, bence, nedenlerinden biri de budur. julia, daha sonraları babası augustus tarafından iffetsiz hareketleri yüzünden roma'dan sürülecektir. julia, senato'dan beğendikleri ile yatıyordu. ortalık orospusu olmuştu.

    7. kardeşi drusus'un germania'daki ölümü, dengesizliğini daha da arttırmış olabilir. bu çok sevdiği kardeşinin cenazesini roma'ya kadar taşıdı.

    8. augustus tarafından doğu'ya gönderildi, armenia kralı tigranes'i tahtına tekrar oturttu. parthlar'dan carrhae muharebesi'nde ele geçirilmiş olan roma sancakları'nı teslim aldı. takdir etmek gerekir ki tiberius'taki askeri yetenek, augustus'ta yoktu. augustus, sırtını marcus agrippa'ya dayayarak işlerini halletti. kısacası tiberius da, agrippa'dan faydalanmayı bildi. agrippa, imparatorluğu yönetmekteyken aynı zamanda tiberius'u da -henüz netleşmese de- geleceğe hazırlıyordu. (torunu caligula ise soylu kökenli olmadığı gerekçesiyle agrippa'dan nefret edecektir. halbuki agrippa'ya, augustus bir ara ölecek gibiyken imparatorluk yüzüğü verilmişti.) daha sonra germania'da çılgın attı. burada ele geçirdiği yaklaşık 40 bin köleyi, ren nehri'nin sınırlarına yerleştirdi.

    9. augustus tarafından artık iyice benimsenmişken birden emekli olmak istediğini açıkladı. suetonius neden emekliye ayrıldığı konusunda net bir şey söylemez. yine de tiberius'un bıktığını özellikle agrippina ile biten ilişkisine çok üzüldüğünü biraz da tüm bu devlet işlerinden yorulduğunu ifade eder. (yukarıda dediğimiz gibi dengesizdi. hepsinin olması muhtemeldir.) tüm bu sebeplerin yanı sıra agrippa'nın (mö 12) ölmesini çok geçmemişken çok sevdiği kardeşi drusus'un da (mö 9) ölmesi psikolojisini iyice bozmuş olması muhtemel. augustus ve annesi livia drusilla, tüm çabalara rağmen bu kararından, kendisini vazgeçiremediler. dünyanın en güçlü adamı augustus, resmen, göt gibi ortada kalmıştı. açıkçası tiberius'un bu saatten sonra imparator olması muhtemel de değildi. defterden silinmişti.

    10. kafasını dinlemek için rodos'u seçti. sıradan bir insan gibi sağda solda takılıyordu. bir gün, hastaları ziyaret etmek istediğini yerel liderlere söyleyince yanlış anlaşıldı: yöneticiler, tüm ağır hastaları tiberius'un ayağına getirdiler, tiberius, zavallı hastalardan defalarca özür diledi. (anlatma sebebim, bir o kadar da nazik olmasıdır ya da olmaya çalışmasıdır.) rodos'ta, boş durmadığı, sofistlerin konuşmalarına ve tartışmalarına kulak kabarttığı anlaşılıyor, birçok şeye meraklıydı.

    11. rodos'ta, henüz boşanmadığı eşi julia'nın (augustus'un kızı) ahlaksızlık ve zina yüzünden roma'dan, ıssız bir adaya sürüldüğünü öğrendi. buna her ne kadar sevinse de, augustus'a mektuplar yazarak julia'yı bağışlamasını istedi. (julia, roma'dan kovulmadan önce dünyanın en güçlü adamın kızıydı. sırf babasından intikam almak için seçtiği adamlarla herkesin önünde seks yapıyordu.)

    12. zaman ilerledikçe rodos'ta ya sıkılmaya başladı ya da öldürüleceğini hissetti. augustus'a geri dönmek istediğini belirten mektuplar yazdı fakat başlarda augustus, pek sallamadı kendisini. annesi livia drusilla'nın, augustus üstünde büyük bir etkisi vardı (tarihçi cornelius tacitus da, annales'te, bundan bahseder durur. deyim yerindeyse annesi olmasaydı, tiberius'tan pek bir şey olmayacağını anlatır. dolayısıyla siyasete bu kadar çok karışan livia drusilla'yı sevmez. zaten tacitus, cumhuriyet'in erdemlerini yıktığı için augustus'a bile takıktı.) sonunda tiberius'a, o sıralarda gözde olan gaius'un (agrippa'nın oğlu aynı zamanda augustus'un evlatlığı) işlerine karışmamak şartıyla geri gelebileceği söylendi. sekiz yıl sonra tekrar roma'ya döndü. suetonius, rodos'tan ayrılmadan önce batıl inancını konuşturur: tiberius'un çatıda kendisine bakan kartal (roma'nın en kutsal hayvanlarından biri) gördüğünü söyler. yani ne olursa olsun roma'ya dönerken tiberius umutluydu, der.

    13. roma'ya döndükten sonra villasında takıldı, kendisine söylendiği gibi devlet işlerinden mecburen uzak durdu. üç yıl içerisinde gözdeler gaius ve lucius'un ölümüyle, augustus mecburen tiberius'a yönelmek zorunda kaldı: tiberius'u resmen evlat olarak kabul ettiğini duyurdu. buna rağmen augustus, her şeyi tiberius'a vermeyeceğini belirtecek şekilde germanicus'un oğlu agrippa postumus'u da evlat edindi. (görüldüğü üzere isimler acayip benzer ve karışmaya müsait.)

    14. beş yıllık askeri yetkiyi alarak o sıralar kaynamakta olan illyricum'a gönderildi. suetonius'a göre; kartaca savaşı'ndan sonra bir komutana verilen en fazla sayıda askerle (on beş lejyon + bir o kadar yardımcı kuvvet) ateşi söndürdü. bugünkü trakya, makedonya, tuna nehri ve en sonunda da adriyatik'e kadar uzanan sıkıntılı bölgeye hızır gibi yetişti. (kabul etmek gerekir ki, sağlam bir askerdir.)

    15. ms 9'da teutoborg ormanı faciası'nı yaşayan roma imparatorluğu uzun süre yas tutmuştu. (detaylı bilgi için #160972826 ) tiberius, ren nehri'nin ötesinde cermenler'in, arminius komutasında çılgın atmasından korkuyordu. augustus'un ölümüne (ms 14) kadar germania'da cermenler'i tokatladı. (bu facianın intikamı, tiberius imparatorken germanicus tarafından alındı.) roma'ya döndüğünde babası augustus ile yan yana oturtuldu. mor togasıyla ortalığı yakıyordu.

    16. yeni bir sefere hazırlanırken annesi liva drusilla'dan, augustus'un ölmek üzere olduğunu bildiren bir mektup aldı: söylenenlere göre babasını, ölmeden önce görebilmişti. tiberius ayrıldığında augustus'un ağzından (yalan olması muhtemel) "vah zavallı roma halkı, uzun zaman zalimliğe katlanacak!" çıkmış. * dediğimiz gibi, augustus, elinde başka seçenek olmadığı için tiberius'u seçmiş görünüyor. (halbuki tacitus, germanicus'un daha iyi bir aday olduğunu augustus'un bunu bildiğini fakat livia drusilla'nın buna engel olduğunu anlatır.)

    17. suetonius'a göre; augustus, tüm askeri zaferlerine rağmen tiberius'u ne zaman görse yüzü düşermiş. onun hödük/hoşgörüsüz bir insan olduğunu çekinmeden anlatırmış. livia drusilla'nın, tiberius'un seçilmesinde baş rolü oynadığını da söyler.

    18. augustus'un ölümü kesinleşince tiberius, hemen genç agrippa'yı öldürttü. halka, onu öldürtünce, imparatorluğunu açıkladı. yaptığı doğru ya da yanlış, imparatorluğu muhtemel bir iç savaştan korumuşa benziyor. saltanatı başladı (ms 14-37). o sıralar, germania'da fırtına gibi esen germanicus'u gözüne kestirdiği anlaşılıyor fakat henüz zamanın gelmediğini düşünüyordu. germania'daki lejyonlar da çok sevdikleri germanicus'u, imparator olmak için cesaretlendiriyordu. (germanicus'un oğlu caligula ise bu zamanlarda, lejyonlarla birlikte takılıyor. onların yanından ayrılmıyordu. dolayısıyla el üstünde tutuluyordu.)

    19. dengesizliği/tutarsızlığı ölümüne kadar devam etti. germanicus'u kontrol altına aldığı düşüncesindeyken augustus unvanını kullanmamaya çalıştı. her şeye yemin edilmesini yasakladı. zırt pırt takvim isimlerinin değiştirilmesini engelledi. eylül ayına tiberius ismini vermek isteyen senato'ya güldü çünkü bunlar, annesi livia'nın ismini de ekim ayına vermek istiyorlardı. * (buradan çıkarılacak olan sonuç, senato'nun ve senatörlerin bu dengesiz imparatordan korkmalarıdır. çünkü ne yapacağı kestirilemiyordu. her ne kadar ilk zamanlarında babası gibi anlayışlı olsa da huyuna gidenlere bile tersleniyordu, hiçbir sebep yokken.)

    20. salt kötü demek haksızlık olacaktır. en azından imparatorluğunun ilk yıllarında, dalkavuklardan ölümüne kaçardı. gençliğinde de böyle olduğu söylenir. rodos'tayken ders almak istediği bir öğretmen kendisini uzun bir süre kabul etmez. imparator olunca bu öğretmeni, roma'ya çağırtır ve ona yedi yıl sonra tekrar gelmesini söyler. * paranın çarçur edilmesini yasaklar. gladyatör oyunlarına ve de festivallere aktarılan ödeneği azaltır. hatta sofrasında, dünden kalan yemekleri yediği söylenir.

    21. adı kötüye çıkan kadınlara acımasızdı. kadın özgür dahi olsa, onların özgürlüğünü ellerinden alıyor, kadınların/fahişelerin toplum tarafından dışlanmasını sağlıyordu. çoğu zaman da sürgüne yolluyordu. (eşi julia da böyleydi fakat -yukarıda da görüldüğü üzere- onu affetmesi için augustus'a defalarca mektup yazmıştı. işte, tüm nero familyasında görülen dengesizlik örneği.)

    22. mısır ve yahudi kültürüne ait hemen hemen her şeyi roma'dan uzaklaştırmaya karar verdi. bunların gelenek ve göreneklerini sevmiyordu. (hz. isa büyük ihtimalle, tiberius zamanında çarmıha gerildi.) kehanetlere inandığı bilinse de roma'dan falcıları da kovdu. ayrıca roma sınırlarına dalan mültecilere sertti. bunlara affı yoktu.

    23. roma geleneğince yenilen kavimler ya da devletler, oğullarından birini/birkaçını roma'ya yollarlardı. romalılar böylece kendisine sorun çıkaran devletin fişini çekebiliyordu. tiberius da, kendisine henüz gönderilmeyen akıllı olanları sarayına davet eder, bunları bir daha evlerine göndermezdi. *

    24. suetonius, (ms 19) germanicus syria'da yitirilmesiyle birlikte capri adası'nda inzivaya çekildiğini belirtir ama hikayede boşluklar var. bugün tarihçiler, germanicus'tan korkan tiberius'un, onu, yakın dostu gnaeus calpurnius piso'ya öldürttüğünü ifade eder. piso daha sonra mahkemeye çıkarıldığında tiberius onun da ölüm fermanını imzalayacaktır çünkü ismini vermesinden korkuyordu. dolayısıyla tiberius'un, augustus zamanında olduğu gibi, birden capri adası'na çekilmesine şaşırmamak gerekir. tiberius'un, fidenae'deki bir gösteride, amfinin çökmesiyle yaşamını yitiren yaklaşık 20 bin kişinin hatrına zorla roma'ya döndüğü anlatılır.

    25. bu maddeden itibaren tamamen devlet işlerinden soyutlanmış bir imparator var karşımızda. (bu sırada parthlar, tampon/müttefik armenia'yı tokatlıyordu.) devleti ve kurumları en yakın dostlarına emanet etmişti. kayalık ve her tarafı uçurum olan bu capri adası'nda hemen hemen her boku yemeye başlar ve suetonius, artık kendisi için "utanç kaynağı!" der:

    a. şaraba olan düşkünlüğü arşa çıkar. iki gün boyunca içtiği anlatılır.

    b. imparator'un zevklerinden sorumlu bir bakan/uzman kadro oluşturur. bunlar da, imparatorluktaki en güzel kızları, erkekleri, çocukları kendisi için topluyordu.

    c. sekste sınır tanımazdı. kız, erkek demeden sikini kaldıran herkesle sevişebilirdi. zamanla cinsel gücünü yitirdiği anlaşılan tiberius'a yaptıklarını ancak tahmin edebiliriz. *

    ç. seks esnasında, american psycho'da da gördüğümüz üzere, odasının her tarafına ayna koyardı. odada ayrıca seksi çağrıştıracak her türlü heykel, büst bulunurdu. neticede dünyanın en güçlü devletinin lideriydi.

    d. en sapıkçası bu olsa gerek: küçük çocuklara, hamamda/havuzda yüzerken kalçasını ısırmasını tembihlermiş. ayrıca sütten henüz kesilmemiş bebeklere, meme uçlarını uzatırmış.

    e. o kadar pintiymiş ki, dönemi sırasında hiçbir yapının onarımı dahi tamamlanmamış: augustus tapınağı'nı ve pompeius tiyatrosu'nu yarım bıraktırmış.

    f. emekli askerlerini memnun etmekten kaçınmış (gaius julius caesar gibi liderler sırf bunun için savaşa girebilirdi). hatta onların ölüm haberini alınca mutlu olmuş.

    g. ölen ya da öldürülen senatörlerin mallarına çökmeyi severdi. ayrıca bunları devlete, düşman olarak göstermekten çekinmedi.

    ğ. kendisine sığınan parthlar'ın kralı vonones'i de, bir güzel soyduktan sonra öldürttü. kendi memleketinden kaçan bu kral, dolu hazinelerle bugünkü antakya'ya sığınmıştı.

    ı. kendisine tacı getiren en önemli kişi olan annesine karşı da zalimdi. livia drusilla'yı, her şeye karıştığı gerekçesiyle önce sarayından uzaklaştırdı. ona "vatanın anası" unvanı vermek isteyenlere şiddetle karşı çıktı. annesine, kadın işleriyle ilgilenmesini tembihledi. annesinin bunun üzerine, augustus zamanında sakladığı gizli belgeleri çıkardığı ve resmen oğluna deyim yerindeyse ana avrat sövdüğü anlatılır. (bazı tarihçiler ise capri adası'na çekilmesini, annesine bağlar. şayet bu doğru kabul edilecekse augustus'un kendisi hakkında yorumlarının doğru olduğunu düşünebiliriz. yine de net bir şey söylemek için dikkatli olmak gerekir.) annesinin rahatsızlandığı haberi gelince kendisi salak numarası yaparak yanına gitmez. öldüğünde de ağırdan alır, ceset resmen kokmaya başlar ancak o zaman iştirak eder. annesinin vasiyetini de geçersiz kılar.

    i. kendi oğlu olan drusus'u (kardeşi drusus öldüğünde ise binlerce kilometre yürümüştü) hiçbir zaman tam anlamıyla sevmediği söylenir. oğlunun yaşadığı çılgın hayatı biliyordu. öldüğü zaman üzülmediği anlatılır.

    j. torunu agrippina'yı bir yüzbaşıya kırbaçlattı. yani kendi akrabalarına bile kusursuz bir şekilde işkence etti. düşmanlarını sizler düşünün.

    k. bir cenaze töreninde, orada bulunanlardan biri, babası augustus'un vasiyetini ihmal ettiğini (halka dağıtılması gereken bir miktar para) yüzüne söyledi. tiberius önce adama borcu ödedi, ardından işkence etti ve tüm bunları, babasına anlatmasını söyledi.

    l. en sevdiği sözün "sesleri çıkmadığı sürece, benden nefret etsinler." olduğu söylenir.

    m. ölüm fermanı imzalanan kişilerin yakınlarını uyardı: "yas tutmak yasaktır!" (tacitus'a göre bir zamanlar tiberius, ahlaksızlıktan nefret eden bir adamdı. son zamanlarında ise en ahlaksız kişilerden biri olmuştu.)

    n. parth kralı artabanus, kendisine mektup yazar. ölmesinin, roma imparatorluğu için en hayırlı iş olacağını belirtir. yani tiberius'u, kendi halkını öldüren zalim birisi olarak görüyor hatta düşman sıfatını bile hak etmeyecek birisi olarak resmen küfrediyordu.

    o. gök gürültüsünden her zaman korkardı. bu yüzden, dışarıda olacaksa -özellikle kapalı havalarda- başına defne tacı takardı. bunun yıldırımı önleyeceğini düşünürdü.

    26. yirmi üç yıllık hükümdarlığından sonra çokça çektirdiği -büyük ihtimalle- caligula tarafından öldürüldü. bazı tarihçiler zehirle öldürüldüğünü söyler ki -muhtemelen- zehri veren de öldürüleceğini düşünen caligula'ydı. öldüğünde 78 yaşındaydı, halk tiberius'un cesedini, tiber nehri'ne atmak için çıldırıyordu fakat resmi bir törenle yolcu edildi.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap