199 entry daha
  • sadece roma imparatorluğunun değil dünya siyasi tarihinin de gördüğü en ilginç karakter. hükümdarlığı 37-41 yılları arasında olup üç yıl, on ay ve sekiz gün sürdü. kendisi hakkında en kapsamlı biyografiyi yazan tarihçi seutonius'tu. seutonius'un, de vita caesarum * adlı eserinden yola çıkarak yaptığı canavarlıkları daha iyi anlamlandırabilmek için babası germanicus'u ve mirasını, çocukluğunu ve hastalığını, imparator tiberius'un yanında geçirdiği korkunç günleri ve de imparator olduğu ilk yılı bilmeliyiz. tüm bunlar, kendisini yine de masum göstermez fakat caligula'ya farklı bir bakış sunabilir.

    caligula'nın yani gaius caesar'ın babası germanicus'tu. germanicus henüz hayattayken efsaneleşmiş gibiydi. doğu'da kazandığı zaferlerle adından söz ettirdi. armenia kralını yendi, kapadokya'ya çekidüzen verdi. antakya'da hastalandığında zehirlendiği iddia edildi. seutonius, germanicus'un bedeninde mor lekelerin olduğunu söyler ki bu zehirlendiğinin işareti gibidir. germanicus öldüğünde oğlu caligula henüz 14 yaşındaydı. germanicus'un, imparator tiberius'un adamlarından olan piso tarafından zehirlendiği söylenir. tiberius aynı zamanda germanicus'u evlat edinmişti. yine de dengesiz imparator tiberius, germanicus'un öldüğü haberi roma'ya ulaşınca tepkilerden korktu. piso'ya, senato aracılığıyla ölüm cezası verdi.

    biraz da germanicus'tan yani caligula'ya kalan mirastan bahsedelim, böylece onun ilk yılını daha iyi anlayabileceğiz. germanicus'un olağanüstü yakışıklı ve cesaretli olduğu söylenir. halkın sevgisini kazanmak için yap(a)mayacağı şey yok gibiydi. korumaları olmadan halkın içinde gezmekten hoşlanırdı. ms 9. yılındaki büyük bozgunda * ölen romalı askerlerin kemiklerini tek bir mezara koymayı düşünecek kadar alçakgönüllüydü. augustus'un bile çoğu zaman imparatorluk mührünü tiberius'tan çok germanicus'a vermeyi düşündüğü söylenir. bu, augusta olan livia drusilla yani tiberius'un annesinin çabalarıyla gerçekleşmedi. germanicus halk içine çıktığı her anda, izdiham yaratıyordu. pek çok kez halkın sevgisi yüzünden ölecekti. * son zamanlarında imparator tiberius'un kendisine yönelik birtakım faaliyetlere girişeceğini öğrendi. bu yüzden çocuklarına, kendisi öldürülürse intikamını almayı nasihat olarak bıraktı. ilerleyen zamanlarda caligula bunu her zaman koz olarak kullanacaktır. germanicus'un öldüğü haberi parthlara ve barbar kavimlerine ulaştığında büyük üzüntü duyuldu. barbarların sakallarını kestiği, birçok romalı esiri sırf bu yüzden geri gönderdiği söylenir. netice olarak germanicus'tan, caligula'ya büyük bir ün ve onun her dediğini yapmaya hazır germanicus'un lejyonları kaldı.

    şimdi caligula'nın hayatına bakalım. antium'da doğduğu kabul edilir, tarihçimiz seutonius bizzat resmi belgelerde bu şehrin ismini gördüğünü anlatır. ayrıca imparator olduğunda sık sık kendine gelebilmek için buraya geldi. (burada doğduğuna dair başka bir neden olarak gösterilebilir.) caligula, babasının lejyonlarının yanında büyüdüğü için üstünde de sık sık bir er giysisi ve ayağında çizme olurdu. caligula ismi de bu giysiden/çizmeden gelmektedir. lejyonların arasında büyüyen caligula'ya böyle bir isim verilmesi, lejyonları tarafından çok sevildiğini gösterir. (julius caesar'ın askerleri bile, galya'dayken, liderlerine lakap takmadan duramazlardı. julius caesar bunları duyunca gülermiş.) babasının suriye seferlerine eşlik etti. kısa bir zaman sonra annesi julia'nın, augustus tarafından esarete gönderildiğini öğrendi. bir süre büyükannesi livia drusilla'nın (tiberius'un annesi) yanında yaşadı, öldüğünde ise kürsüden onun cenazesi için gerekli konuşmayı yaptı. daha sonra babaannesi antonia ile yaşamaya başladı, 19 yaşına geldiğinde imparator tiberius tarafından meşhur capri adası'na getirildi. burada erkekliğe adımını attı, togasını giydi. (pek çok tarihçi tiberius'un, bu adada caligula'yı öldürmek istediğini söyler.) burada tiberius'un çılgınlıklarına ve komplolarına maruz kaldı. büyük ihtimal bir hata yapsaydı, kayalıklardan aşağıya atılacaktı. yani her an öldürülebilirdi. bu korkuyla yaşadı, küçüklükten beri var olduğu söylenen sara hastalığı bu dönemde çığrından çıkar. beyninde kalıcı hasarlar bıraktığı kesindir. beyinde bir sorun olmasa bile bu psikolojideki bir imparator adayının, sağ kaldığı takdirde, normal kalabileceğini söylemek doğru olmaz. yine de, ilk kez bu dönemde değişik bir adam olduğu bizzat tiberius tarafından gözlenir. tiberius, caligula'nın işkenceleri/ölümleri izlemekten büyük zevk aldığını bizzat görür. dans ettiğini ve de her önüne gelenle yattığını da biliyordu ama zamanla yumuşayacağını düşündüğü için üstüne pek gitmediği söylenir. imparator olma sevdasına, babasının vasiyeti de eklenince imparator tiberius'u öldürmek için fırsat kolladı. seutonius'a göre bir gece onu zehirledi, tiberius'un yardım istediğini duyunca odaya girdi, bizzat onu boğdu. (tiberius'un hastalıktan öldüğünü söyleyenler de vardır.) imparatoru öldürdüğünü gören bir köleyi, anında çarmıha gerdi. önündeki en büyük engel kalktı, artık imparatordu.

    imparatorluğunun ilk yılı. son -yaklaşık- üç yılına tamamen zıt olan bu dönemde hükümdarlığını perçinlemek için akıl sağlığını bile bir kenara bırakmış gibidir. kendisini her zaman seven babasının emektar askerleri onu bekliyordu. roma'ya dönüş yolunda toplanan halk, mutluluktan çıldırmış gibiydi. caligula'ya 'bebeğimiz' ve 'yavrumuz' diye sesleniyorlardı ki babası germanicus'un hala akıllarda olduğunu göstermesi açısından önemlidir. senatoya girince senatörler de kendisine büyük bir saygı duydular, dengesiz tiberius'tan bıkmışlardı. caligula, tiberius'un vasiyetindeki bazı maddeleri senatonun da desteğiyle geçersiz kıldı. (tiberius, caligula'dan başka henüz çocuk yaşta olan bir torununu da mirasçısı olarak bırakmıştı.) tüm yetki artık caligula'nın elindeydi. çılgına dönen halk ve caligula için üç ay içinde 160 binden fazla kurban kesildiği söylenir. düşmanları bile kendisini tebrik etmek yarışına girdi. babasının anısına eylül ayının adını germanicus yaptı. kardeşi tiberius'u (devrik imparator ile karıştırmayalım) evlat edindi ve mirasçısı yaptı. imparator tiberus döneminden kalma tüm davalara af getirdi. dalkavukluğu yasakladı. sapıkları roma'dan kovdu. (halbuki birkaç yıl sonra en büyük sapıklardan biri olduğunu anlatacağız.) augustus'un sürekli açıkladığı fakat tiberius'un gizlediği devlet bütçesini herkese duyurdu. tiberius'un halka verdiği bazı paraları -iptal ettirmiş olsa da- ödedi. yangınlarda evlerini kaybedenlere gereken yardımı gösterdi. saturnalia festivaline bir gün daha ekleyerek bu güne juvenalis adını verdi. gösteriler için gladyatörler tuttu, campania bölgesinden ünlü boksörleri getirdi. geceleri tüm roma şehrini aydınlatmaya çalıştı.(38-39 yılından bahsediyorum.) latince ve yunanca hitabet yarışmaları düzenledi, başarılı olanları ödüllendirdi. tiberius zamanından kalma augustus tapınağı'nı ve pompeius tiyatrosu'nu tamamladı. kendisine "inaçlı", "ordugah çocuğu", "orduların babası" ve "en iyi ve en büyük caesar" gibi pek çok isim verildi ki tüm bu isimler, askerler tarafından ne kadar sevildiğini bir kez daha gösterir.

    tüm bu güzel şeyler kısa sürdü. kendi koltuğunu sağlama alınca yıllarca bilinçaltındaki tüm korkuları, gizlediği tüm korkunç şeyler ortaya çıktı. işte o pandora'nın kutusu'ndan çıkanlar:

    * yunanca ve latince yapılan hitabet yarışmalarında yenilenlere, galipleri övmeleri için süre verdi. beğenmediği yarışmacılara ölümüne dayak yeme ya da ırmağa atılma seçeneğini sundu.

    * jüpiter dahil tüm roma tanrılarının heykellerinin/büstlerinin kafasını kestirdi. yerine kendi heykellerinin başını koydurdu. (tarihe büyük zarar verdiğini söylemek mümkün.)

    * kendisini tanrı rolüne soktu. kendisi için özel bir tapınak yaptırdı. içine kendisinin birebir ölçülerinde altın bir heykelini koydu. bu heykelin her gün giysisini değiştirme emri verdi. *

    * tanrı jüpiter'in heykelinin kulağına fısıldayarak konuştuğu gibi o'nu öldürmekle tehdit ediyordu.

    * torunu olduğu marcus agrippa'nın soylu olmadığını bildiği için (augustus, mö 23'te ölecek gibiyken imparatorluk mührünü bu adama bırakmıştır.) agrippa'ya dair hiçbir şeyi duymak istemiyordu.

    * imparator augustus'u annesi julia'yı lanetlediği için sevmiyordu. actium ve sicilya zaferlerinin kutlamalarını yıllık festivallerden çıkardı. (actium zaferi, augustus'un tek adam olduğu; marcus antonius ve kleopatra'yı tarihe gömen bir zaferdi.)

    * zamanında kendisini büyüten babaannesi antonia'yı zehirlediği söylenir. antonia son yolculuğuna uğurlanırken caligula, yemek odasında takılıyordu.

    * evlat edindiği kardeşi tiberius'u hiçbir sebep yokken yüksek rütbeli bir subayına öldürttü. kayınbabası silanus'u ise boğazını usturayla kesmeye zorlayarak öldürdü.

    * kız kardeşleriyle ilişkiye girdiği bilinir. kalabalık bir şölende, kardeşlerini sırayla altına alırdı ve karısı da karşıdan onları izlerdi. ayrıca kız kardeşi drusilla'nın bekaretini bozduğu da söylenir. (yani ne denilebilir ki?)

    * kız kardeşi drusilla'yı, evlendirdiği adamın elinden aldı, kendi karısı gibi yanında gezdirdi. kız kardeşi öldüğünde yas ilan etti, yıkanmayı ve gülmeyi yasakladı.

    * eski bir konsülle evli olan lollia paulina'yı, anneannesinin çok güzel bir kadın olduğu söylenince, bulunduğu eyaletten getirtti, onunla evlendi, işini gördükten sonra boşadı. boşadığı bu kadının bir daha ilişkiye girmesini de yasakladı.

    * senatörlere, togalarıyla birlikte kendi arabasının yanında kilometrelerce koşmasını emretti. yemek yerken ya da uzanırken bu kıdemli senatörleri peçetelik olarak kullandı.

    * gizlice öldürttüğü kıdemli senatörleri, akşam yemeğine davet etti. gelmediklerini öğrenince de evlerine adamlarını yolladı. (manyak bir zeka gerçekten.)

    * circus maximus'ta gladyatör dövüşü yapılırken halk sıcaktan bunalıp ayrılmaya başlayınca kendi tadı daha fazla kaçmasın diye büyük bir tente gerdirdi, çıkan seyircileri tekrar içeriye topladı. canı öyle istiyordu.

    * gladyatör gösterilerinde öldürülecek yabani hayvanlar pahalıya patladığı için suçlu gördüğü hemen hemen herkesi arenaya çıkardı. insanları yem olarak kullandı.

    * suçlu gördüğü ve de hakkında ölüm cezası verilen kişileri, çocuklarının gözlerini önünde öldürttü.

    * bir şairin iki anlama gelen bir dizesinden dolayı, bu şairi, amfitiyatronun ortasında diri diri yaktırdı.

    * uzun süredir sürgünde kalan bir adam huzuruna getirildiğinde, ona, bunca yıl neler yaptığını sordu. sürgün "tiberius'un ölüp senin imparator olman için dua ettim." deyince sürgüne yolladıklarının da böyle düşüneceğini düşündü. sürgüne yolladıklarını öldürmek için adamlarını gönderdi.

    * on günde bir idam fermanı çıkarıyordu ve bunun gerekli olduğunu söylüyordu.

    * birinin yavaş yavaş öldürülmesinden ve işkenceden büyük bir zevk alıyordu. "öyle vur ki, öldüğünü hissettin." demeyi severdi.

    * accius'un "korktukları sürece nefret etsinler!" sözünü sürekli tekrarlardı.

    * kurmaylarına başına büyük bir felaket gelmediği için isyan edermiş. mesela augustus'un başına gelen ve de hiçbir zaman unutulmayacak ola ms 9. yıldaki varus bozgunu gibi bir şey isterdi. yani iyi hatırlanmak onu korkutuyordu. *

    * çoğu kez öğlen ya da akşam yemeği esnasında suçluların kafası huzurunda kesiliyordu. yemek yerken bunları izleyebiliyordu.

    * kendisiyle dövüşen bir murmillo bilerek yere düşünce, bunu gururuna yediremedi, gerçek bir kama saplayarak onun ölümüne sebep oldu. bu ölümü gladyatörler gibi arenada ellerini açarak kutladığı söylenir.

    * bir şölen ortasında birden kahkahalarla gülmeye başladı. uzun süren bu kahkahalardan sonra birkaç senatör, neden güldüğünü sorma cesaretini gösterdi. o da "bir tek el işaretimle hepinizin kafasını uçurabilmek nasıl bir şeydir?" dedi. *

    * homeros'u sevmiyordu (dönemin edebiyat tanrısı), vergillius'un ve tarihçi titus livius'un eserleri kütüphanelerden son anda kurtarıldı.

    * kel olduğu için ne zaman yakışıklı ve güzel saçlı insanlarla karşılaşsa bu insanları sırf çirkin gözüksünler diye enselerini tıraş ettiriyordu.

    * bir gladyatör gösterisinde, olaya karışmak için hızlıca ayağa kalkınca togasına takılıp herkesin gözü önünde tepetaklak düştü ve hiçbir şey olmamış gibi yaptı. zaten ses çıkaramıyorsun adama.

    * değerli incileri, sirkenin içine atarak içiyordu. milyonlarca sesterius'u bir tapınağın çatısından halka attı. kısa sürede hazinede para kalmayacaktı.

    * devletin kasasında para kalmayınca mal sayımlarını artırdı. geçmiş verilere göre mal varlığında artış olanların parasına el koydu. bu yapılanlara daha fazla dayanamayan pek çok soylu intiharı seçti.

    * imparator olarak görevlerinden biri davalara bakmaktı. bu davaları, belirlediği miktar kendisine ödenmeyinceye kadar başlatmıyordu. (ne kadar adil olacağı zaten muamma.)

    * el koyduğu paraların yanına bir de saraylarda kendince değersiz gördüğü her şeyi açık artırmaya çıkardı. saraydaki bu eşyaların toplanması için şehirdeki tüm arabalara el koydu, bu sefer de roma'da ekmek kıtlığı baş gösterdi.

    * suetonius vergi almadığı tek bir kişinin bile kalmadığını söyler.

    * dava öncesinde aldığı paranın yanı sıra açılan her davadan %2.5 oranında vergi aldı.

    * hamalların günlük kazançlarının 1/8'ine el koydu, fahişeler de yattığı bir adamın ücretini doğrudan caligula'ya gönderdi.

    * palatium'daki sarayının içine bir genelev yaptırdığı ve bu genelevi hem kullandığı hem de para ihtiyacını gidermek için kullandırdığı söylenir. takdir edersiniz ki bu genelevde, roma'nın en asil soyluları ya da fahişeleri çalışıyordu.

    * hazinesindeki paraları bir alana yığıp çıplak ayakla bu paraların üstünden geçmek en büyük tutkularından biriydi. bu yetmezmiş gibi bir de paraların üstünde yuvarlanırdı. *

    * askerlik işleriyle çok az uğraştı, bir gece aniden germania üzerine yürümek arzusuyla ordusunu donattı, ordusunda da bulunan cermenler'den birkaçını sınırdan öteye gönderdi, o civarlarda ele geçirilen başka cermenler'i esir olarak getirtti. roma'ya büyük bir zafer kazandığını duyurdu.

    * okyanus kıyısına topladığı askerleri, anlamsızca bir emir beklerken orduya deniz kabuğu toplamalarını emretti. okyanusta kullandığı filonun batmasından korktu, filodaki önemli taşıtların karadan roma'ya kadar taşınmasını buyurdu.

    * atlı * ve senatör sınıfını ortadan kaldırdıktan sonra başkenti önce doğduğu yer olan antium'a daha sonra da iskenderiye'ye taşımayı düşündü.

    * aynanın karşısında garip hareketler yaparak kendisini daha korkunç gösterebilmek için uzun süre çalışıyordu.

    * küçüklüğünden beri sara hastasıydı, bu yüzden de, akıl sağlığının yerinde olmadığını kendisi de pek çok kez fark etmiş olsa gerek. bu yüzden hep uçlarda yaşadı. bu kadar çok parayı harcamaması kendisine söylendiğinde "bir imparator ya tutumlu ya da benim gibi bir caesar olmalıdır." dedi.

    * en ufak bir gök gürlemesinden ya da şimşek çakmasından acayip korkardı. dışarıya "en cesur caesar" rolünü oynayan imparator böyle bir insandı. özellikle geceleri gerçekleşen bu doğa olayları karşısında çıldıracak noktaya geldiği söylenir.

    * büyük iskender'in, o sıralarda, iskenderiye'de bulunan lahitini açtırdığı bilinir. naaşa baktığı gibi bu lahitten getirdiği büyük iskender'in zırhını arada sırada giyerdi.

    * circus maximus'ta at koşturan yeşiller takımını o kadar çok seviyordu ki çoğu akşamını onlarla birlikte ahırlarda geçiriyordu. çok sevdiği atına özel bir saray yaptırdı, erguvan renklerle donattığı bu sevgili atının hizmetine onlarca köle verdi.

    öldürüldüğünde ise halk, önce buna inanmadı. öldürülme haberini, caligula'nın yaydığını düşünerek şüpheyle yaklaştılar. ölümü haberi kesinleşince caligula'ya çengel takıp tiber nehri'ne atmayı düşündüler fakat bu istekleri gerçekleşmedi.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap