7 entry daha
  • levent tarafında bir highrise residencein bilmemkaçıncı katındaki yatak odasının penceresinden günün ışıkları içeriye dolmaktadır. genç adam saten nevresimlerin içinden 2x2'lik yatağından üzerinde calvin klein donu olduğu halde kalkar. pencerenin yanına gelip şöyle bir gerinir ve istanbul manzarasına bakar. içeriden mis gibi taze kahve kokuları gelmektedir. birazdan elemanı üzerinde bornozuyla italyan tarzı mutfaktaki masada bir elinde financial times, diğer elinde kahvesiyle görürüz. tostunun kenarları kesilmiş ve iki üçgen biçiminde servis edilmiştir. daha sonra giyinme odasına geçip onlarca takımın arasından bir armani seçer ve sonraki sahnede kamera asansörle otoparka inerken baktığı ulysse nardin saatine odaklanır. kahramanımızın ışıl ışıl yanan spor arabası bir sonraki sahnede kuruçeşme civarındaki görkemli şirket merkezinin önünde durur. ofisinin girişinde manken görünümlü sekreteri ona müjdeyi verir. görüşme bugün öğleden sonra olarak ayarlanmıştır... dosyalarını açar, ancak heyecanına hakim olamaz. beyaz hakimiyetinde döşenmiş ofisinde bir ileri, bir geri volta atar durur. bi ara plazmayı açıp ekonomi haberlerini izliyormuş gibi yapar. sonunda dayanamaz ve yola koyulur...
    kameramız bir müddet helikopter çekimleriyle köprüden geçen spor arabayı farklı açılardan gösterir. sonunda hasanpaşa'nın arka taraflarında sade görünümlü bir iş merkezinin önüne park edişini ve yıllanmış asansörle çıkışını görürüz. kapıda onu orta yaşlı, hafif toplu, bıyıklı ve lacivert süveter giymiş biri karşılar ve içeriye alır...
    içerde epeyce eski, bir köşe koltuk takımına kurulmuş birkaç kişi, sehpanın üzerindeki tavadan menemen yemektedir. hemen sofraya buyur ederler ancak eleman teşekkür edip koltuğun kenarına ilişir. yine de eline ortasından yarılmış ve tuzlanmış bir çengelköy hıyarını zorla tutuştururlar. birazdan yemek biter ve hafif kirli sakallı orta yaşlı adam "benim odaya geçelim" deyip genci yandaki daha küçük bir odaya alır.
    genç adam karşısındaki kişi yüzünden fazlaca heyecanlanmış olup sesini kontrol etmekte güçlük çekse de projenin detaylarını anlatmaya başlar. ince belli bardaklarda demli çaylar eşliğinde geçen bir saatin ardından, içerisinde imzalanmış belgelerin olduğu çantasının sapını sıkıca tutarak oradan ayrılır ve ofisine döner.
    akşam ortağıyla beraber bu anlaşmayı şık bir barda birşeyler içerek kutlarlar.
    aynı akşam hasanpaşadaki ofiste ortağıyla tavla atan adam "bugün gelen yazılımcı çocuğun gözlerindeki başarma hırsını sevdim, üç kuruş fazla da olsa işi ona verdim.. aha düşeş!" demektedir.
    işte low profile hasanpaşadaki şirketi anlatan bir terimdir.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap