residence

• ing. oturulan yer, ev, mekan, makam.
• türkiyede lüks oturma birimlerine verilen isim; maya residance, akmerkez residence vs.
• 2. buyukelcilerin kancilaryada calistiktan sonra gelip yemek yedikleri, uyudukları yer.
• yabancı film ve dizilerinin çevirisinde genellikle malikane olarak kullanılan kelime. bu durum, genç dimağlarda soru işaretleri uyandırmaktadır. örenğin kıçı kırık bir apartman dairesinde yaşamakta olan smith ailesinin oğlu, telefonu "smith's residence" şekilde açtığında biz bunu "smith malikanesi" şeklinde duyarsak doğal olarak dumurlara sürükleniriz.
• bunun 'doorman' ine 'handyman' ine mütemadiyen bahşiş vermek icab eder. genelde havuzuydu, otoparkıydı jimnastik salonuydu ekstra paradır. verilen 'maintenance' ın yanında bunları da hesaba katmak gerekir.
  postadan gelen paketler için idealdir. kalaycı, leğenci, yorgancı ve çelik tencereciyle muhattap olunmaz. 'consierge' aile içi meselelerine müdahele edecek duruma gelse bile tavsiye eder ve sözlükteki bayanlara selam ederim.
• kardeşleri rönesans ve resistanstır.
• lüküs hayat sürenlerin ev diye oturduklarıdır. lakin ben neyleyim balkonuna çamaşır asamadığım evi.
• türkçeye ne yazık ki "rezidans" olarak geçmiş kelime. bunu dilimize sokanlara rezistansla dalmak istiyorum, kireçli olsun mümkünse.
• efendim ortalama 2 milyon lira felan satış fiyatı vardır bunların, tabi denizi görüp görmemesine, cephesine, katına, muhitine göre değişir ama, 2 trilyonu penceresini açamayacağınız 2352345234. kattaki bi eve verip kendinizi soyutlayacağınıza, neden efendi efendi iyi bir mimara - içmimara gidip, parayı ona bayılıp, sırf kendiniz için tasarlanmış, sizin koşullarınıza göre düşünülmüş, en ince ayrıntısı sizin için yapılmış, tasarımcısıyla birebir iletişime girebileceğiniz, yine havuzlu, yine muhtemel bir manzaralı, yine spor etkinlikleri de olan, yine sineması cart curtu olan bir villa veya ne bileyim bütçeye göre müstakil ev yaptırmıyorsunuz ki?
  
  zaten eve verecek 2 milyon liranız varsa, şehre arabayla gidebileceksiniz demektir. 20 dakikacık yol için şehrin ortasında sosyeteye hava atma endişesi de nereden çıktı? kendiniz için yapılan evde, o huzur, o özel olma hissine değişir miydiniz, herhangi bir boktan siteden aslında kat planı olarak hiç bir fark olmayan, sadece 1 cm açılan pencereleri olan, içinde tüm şehrin boktan çatılarına bakıp, hepinizden yukarıdayım tehayyülüne kapılacağınız yeri?
  
  sırf moda diye değer mi yav? hadi desem ki o rezidanslar dubleks olsa, kotlarıyla oynanabilse neyse, yok, yine seramikleri vitra, yine musluğu artema, yine mutfağı laminant tezgah. bir de kandırırlar sizi "ama efendim alttan ısıtmalı, kaloriferli değil" diye. yemeyiniz efendim bunları yemeyiniz. ortalama zeka için, ortalama insan için yapılmış evlerde oturmayınız. kendinizi özel kılınız, kıldırtınız. hem modernizm yaklaşık bi 30 yıl önce öldü biliyor musunuz?
• (bkz: swissotel living)