4 entry daha
  • cybill shepherd'ın biyografisini izlerken peter bogdanovich ortaya çıktı ve "cybill'in elvis'le benim aramda seçim yapması gerekiyordu ve beni seçti. bu, çok az adamın başına gelebilir" deyiverdi. sevgili olduklarını bilmiyordum.

    bogdanovich'in çektiği ve shepherd'ın oynadığı the last picture show düşüverdi aklıma. doksanların başında star tv'de oynamıştı. cybill sheperd'i tanıyorduk da bogdanovich denen dahiden haberimiz yoktu. starda yayınlanan bütün filmleri ilgiyle izlerken şans eseri bu filme denk gelmiştik. izleyeli epey zaman geçmiş, detayları hatırlayamıyorum. kasvetli bir güney kasabasında, tozlu yollar ve acınası kafeleri hatırlıyorum. bu mekanda kendini bulmaya çalışan gençler acınası aşklar arasında kalıp kişiliklerine yeni yaralar ekliyorlardı.

    neyse, anlatacağım bunlar değil esasında. beni derinden yaralayan ve yüksek oranda spoiler içeren kısmı paylaşmak istiyorum. konuşmayı sevmeyen bir çocuk, belki de özürlü, sağır galiba emin değilim. elinde bir süpürge, sokakları süpürürdü. gelip geçen gençler bazen şefkatle bazen de gaddarca ona takılırlardı. ve bambaşka konuları anlatan filmin arka planında görünen bu çocuğa araba çarptı ve süpürgesi bir yana, cansız bedeni bir yana savrulmuş olarak gördük onu.

    kasabanın en iyi çocuğu lafı var mıydı bir yerlerde, nerden duydum ilk olarak bilmiyorum. o zamandan bu yana ne zaman ölen güzel bir çocuk görsem aklıma bu film gelir. kasabanın en iyi çocuğu öldü derim üzülerek.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap