5 entry daha
  • 16. yüzyılın en önemli şairlerindendir. rönesans şiirlerinin ana teması olan karşılıksız aşkı sonelerinde çok güzel işleyen, kelimeleri adeta dans ettirebilmiş, ingiliz edebiyatının kendisine çok şey borçlu olduğu bir isimdir. bugün kendisinin 89 sonelik bir sonnet sequence'i olan amoretti'den 54. sonesini çevirdim, her ne kadar kullandığı metaforların yanından bile geçemesem de az çok gösterebilmek isterim kaleminin kuvvetini.

    of this worlds theatre in which we stay,
    my love like the spectator ydly sits
    beholding me that all the pageants play,
    disguysing diversly my troubled wits.
    sometimes ı joy when glad occasion fits,
    and mask in myrth lyke to a comedy:
    soone after when my joy to sorrow flits,
    ı waile and make my woes a tragedy.
    yet she, beholding me with constant eye,
    delights not in my merth nor rues my smart:
    but when ı laugh she mocks, and when ı cry
    she laughs and hardens evermore her heart.
    what then can move her? if nor merth nor mone,
    she is no woman, but a senceless stone.

    translatıon

    dünya denen bu tiyatroda,
    sevgilim seyreder beni kayıtsızca
    oyunlarımdan anlamayan bir seyirci gibi,
    görmemiş gizlediğim sorunlu nüktelerimi.
    bazen olur ya; eğlenirim gelir yeri,
    mutluluk maskesi takınırım bir komedi oyununda gibi
    mutluluğumun yerini keder aldığı zamansa,
    feryat eder ve sunarım kederimi gözler önüne bir trajedyayla.
    sevgilim boş gözlerle beni izler,
    ne mutluluğumdan neşelenir, ne de hüzünlendirir onu bendeki keder
    fakat güldüğümde alay eder ve akarken gözyaşlarım birer birer,
    katılaşan kalbiyle güler; bu daha da beter!
    ne sevinç ne de keder onun kalbini titretemiyorsa
    o taş kalplinin tekidir; zira hissederdi eğer bir kadın olsa.
hesabın var mı? giriş yap