9 entry daha
  • 10 temmuz 2020 ayasofia'nın tekrar camiye dönüştürülmesinden sonra sıkça telaffuz edilen "ayasofia fatih'in kılıç hakkı'dır" ibaresi üzerine aklıma gelen bir sorunun temelini oluşturuyor.

    şimdi kılıç hakkı nüfus çoğunluğu gayrimüslüm olan bir yer kılıç zoruyla fetholunduğunda beldenin en büyük ibadethanesi camiye çevrilir ve buna kılıç hakkı denir, yine başka bir görüşe göre gayrimüslümler tarafından işgal edilmiş bir islam beldesi darülharptır ve "darü'l harb'te hadler tatbik edilmez" hadisi mevcuttur. peki bu durumda kılıç hakkı da son bulmuş olmayacak mıydı. hepimizin bildiği üzere istanbul 13 kasım 1918 – 6 ekim 1923 tarihleri arasında işgal altında ve darülharp durumundaydı ve hadler son bulmuştu.

    mustafa kemal ordusu ile gelip istanbul'u kılıçsız kurtardığına göre kılıç hakkı yoktur diyelim. peki adı geçen 5 yıllık dönemde fatih sultan mehmet han'ın torunları tarafından işgale uğratılan toprak üzerindeki tasarruf hakkı kimdedir?

    bir şeyleri tahrik etmek veya kaşımak için sormuyorum sadece merakımdan soruyorum. islam hukuku açısından durum nedir diye? hoş, kılıç hakkı da kuran-ı kerim'de geçen bir hak değil sadece hadisler yoluyla oluşturulmuş bir gelenek ama insan merak ediyor haliyle.
76 entry daha
hesabın var mı? giriş yap