• öss, kpss, ales, les, lgs, lys gibi bir sürü sınavda yazdığı sorularla beni benden alan bir kısım insanın da ait olduğu kişiler topluluğu. 4 sene edebiyat bölümü okuyup hayatın sırrını çözdüklerini zannederler. hele paragraf sorularında öyle bir ahkam keserler ki, her sınavda gözümün önüne gelir tipleri; oturduğu yerden yazdığı soruya bakıp, nasıl da kendiyle övünüyordur kimbilir. şimdi bir soru da benden;

    bence yazar dediğin kafasını
    kendi götüne sokabildiği kadar
    yazardır. böylece kendi iç dünyasını
    keyfince keşfedebilir ve kafasını
    dışarı çıkardığında okuyucuya
    kendi iç dünyasını gayet yansıtabilir.

    yukardaki paragrafta anlam bütünlüğünü bozan cümle hangisidir türkçe soruları hazırlayarak kendini bir bok zanneden sayın "edebiyatçı"?

    zaten tek şık var, bulursunuz herhalde.

    a) bu ve bunun gibi paragrafı yazıp çizen andavalın kendisi

    başarılar...
  • biz yazarlar ve şairler, insanları iyileştirmeyiz. biz uyarır, silkeleriz ve bu da bazen daha fenalaştırıcı bir etki yaratabilir.

    buket uzuner / kumral ada mavi tuna
  • nasıl fotoğrafçı dünyaya kareler halinde, sinemacı akan çerçeveler içinde bakıyor, ben de edebiyatçılar gibi cümleler, sözcükler, zikzaklı insan durumları ve sesler halinde bakıyorum. edebiyatçı ses üstünden müzikçiye yaklaşıyor. ben de cümle besteliyorum, olanaklarını araşıyorum*. ruhçu yanımla çözümcüyüm, ama edebiyat yanımla daha çok izleyici, hatta kışkırtıcı, kundakçı.

    eski yüzyıl veya çağların rock starları edebiyatçılar, ve olasılıkla yine her türden müzikçilerdi. hızlı yaşa, erken ölüm bakımından. wolfgang amadeus mozart, felix mendelssohn bartholdy, d. h. lawrence, orhan veli kanık, pier paolo pasolini (kendini öldürtmüş sayılabilir) ilk aklıma gelenlerden. rock star intiharlarının eski türevleri vardı mutlaka, ama daha çok dolaylı intihar, alkolizm gibi şeyler ölme biçiminde baskın.

    şair olmak isterdim, ama ben daha çok yazarım. yazarlık tarzımı betimlesem "gizdökümcü (itirafkar*) gizemci" diyebilirim gibime geliyor. iki kutuplu veya genelde kutupsal yapılı. benim için açılmak da önemli, sırf tahmin dolayımıyla anlam ve derinlik varsaymak da önemli. iki tarafım birbirinin şahidi ve limiti. iyilik de önemli, kötülük dökümü de. tanrısız olduğum halde iri ufak her varsayım, olasılık ve varlığı gözden geçirmek.. bilimciyken ruhçu veya metafizikçi gibi olmak, yazarlığa gönüllenmek. sadece okumak bile beni edebiyatçı yapar, ama iyi kötü yazmaya devam, çünkü gönlüm edebiyatta, yazmaya yatkınım.

    tiksinip sıkıntıdan patlayacağıma, bir tıp kongresi ya da öğretmenler kongresi değil, en güzeli bir edebiyat kongresi olurdu. ama o bile sıkılmaktan insanı gebertebilir mi? edebiyatın da bir sahnede yapılanı, bir de atölyede kotarılanı var.

    franz kafka, somut ayrıntı konusunda gerçekten iyi örnektir. hemen her yazısında asla genellemeye tamamen kendini kaptırmaz, sadece genellemeleri atmosferi, temeli kurmak için kullanır. kendi sözünü ise tahmin ettiği o insan duygusu, deneyimi, genellemesi üzerine şakacılık, tezat veya ayrıntı kurarak, ayrıntının sözünü ederek söyler. o yüzden iyi edebiyatçı, saf edebiyatçıdır. bir iyi somutlaştırmacı, gerçeğe imgeden, görselden gidici saf edebiyatçı ise gabriel garcia marquez'dir. o listeye dünya'da az bilinen yazarlardan agota kristof da dahildir.

    ["elimizdeki bütün göstergeler birleşiyor
    öldüğü günün soğuk, karanlık bir gün olduğunda."

    w.h.auden, unutulmaz şiiri "william butler yeats'in anısına"da böyle diyor. edebiyatçılar arasında kanbağını, dostluk bağını bile aşabilen, sürekliliği ve dayanıklılığı, zamana da mekana da sığmayan bambaşka bir akrabalık kurulabildiğini gösteriyor şiir.] tomris uyar - yazılı günler

    "okurun o kadar garip ölçütleri var ki. mesela içtenliği seviyor. içtenliğin edebiyatta yapıldığını bilmiyor. içtenlik, inandırıcılık adına kurulur. edebiyatçılık bir meslektir çünkü. (...) edebiyatta bence önemli olan inandırıcılıktır; içtenlik ya da sahicilik değil." tomris uyar - kitapla direniş

    (bkz: edebiyatçılar), edebiyat/@ibisile
    (bkz: edebiyat kitabı/@ibisile)
    (bkz: şairler erken ölür)
  • pompacı,akaryakıt istasyonlarında araçlara yakıt dolduran kişi. diğer anlamları için (bkz: sahin k)
  • fr. (bkz: homme de lettres)
  • toplumda dili en zengin şekilde kullanma ve kullandırma kapasitesine haiz olmalarına rağmen kendilerine yakışan tanımlamayı bulduramamış şahıslara denilen laf. edebiyatçı... ancak üçüncü tekil şahıs kullanırken fena durmuyor;
    şöyle ki;
    "ooooo "3.tekil şahıs" çok büyük edebiyatçı idi" ; gibi...

    ancak 1. ve 2. şahıslarda işe yaramıyor. şöyle ki;
    "ben büyük edebiyatçıyım"
    "sen büyük edebiyatçısın"

    başına bir sıfat ta kabul etmez bu kelime rodeo atı gibi atar üstünden. şöyle ki;
    "iyi edebiyatçı; kötü edebiyatçı" .. gibi.

    yani ya edebiyatçısın; yada edebiyatçı değilsin.
  • edebi eserlerlerle ilgilenen uzman, araştırmacı için kullanılan kelime. mehmet kaplan-jale parla- edebiyat öğretmenimiz için bu kavram kullanılır.

    edebi eser yaratan sanatçı için kullanılması yanlıştır. yaratıcı cepheyi, şairi yazarı; "edip" kavramı ifade eder. nedim, orhan pamık edip.

    benzer bir karşılaştırma filozof(feylesof) / felsefeci kelimelerinde de var.
  • " edebi yeterliliğe sahip kişi- edebi olgular hakkında yeterli bilgiye sahip, yapıtları, yazarları, üslupları ve dönemleri tanıyan, üslup tekniklerini ve araçlarını fark eden/ederek bunlara hakim olabilen, kültürel referanslar ve geleneklere dair bir temel oluşturmuş, kendi ilgi ve beğenilerine uygun bir kitap seçebilecek kadar kişisel kriterlere sahip olmuş ve edebiyattan yalnızca keyif alan değil, onu kendi hayatına geniş ölçüde uygulayabilen kişidir. "
hesabın var mı? giriş yap