• herhangi bir sehri anlatmak icin bence uc yontem var.

    1) tamamen nesnel bilgiler vermek. yuz olcumu, ortalama sicaklik, enlem, boylam, yagis miktari gibi.
    2) sehirde 2-3 gun kalacak birisine anlatir gibi anlatmak.
    3) sehirde yasayacak birisine anlatir gibi anlatmak.

    ben simdi son ikisini deniyorum.

    diyelim ki sehre bi kac gunlugune geldiniz, ve sehri gezecek zamaniniz var. oncelikle sehir merkezini dolasalim. eger avrupa’da cok sehir gorduyseniz burasi size cok ozel gelmeyecektir. merkezde guzel gozukmeyen bir tren gari, hemen karsisinda buyuk bir kilise, o kilisenin onunden ve arkasindan gecen iki ana cadde. caddelerden biri arac trafigine kapali, digeri acik. bu caddelerden ulasabileceginiz uc adet orta buyuklukte meydan. meydanlarda ozel bi etkinlik yoksa, oturup bira icilecek mekanlar disinda gorecek ozel bir sey de yok. iste buralar herkesin sehir merkezi diye aktigi alanlar. alisveris merkezleri (karstadt, galeria kaufhof, saturn), yemek dukkanlari falan filan.

    sonraki durak westfalen park. sehrin guneyinde, u-bahn ile (metro) rahatlikla ulasabileceginiz bir park. ne var burda? aslinda pek bi sey yok. genis cim alan, agaclar, ufak su birikintileri, bakimli renk renk cicek ve agaclarin oldugu ufak bahceler ve bir televizyon kulesi. etrafta ufak bi gezintiden sonra kuleye cikip manzaraya bakabilirsiniz. hava guzelse ve temizse epey bi uzaklari gorebilirsiniz.

    futbola merakli iseniz parkin yakininda signal iduna park var, yuruyebilirsiniz dogrudan. merakli degilseniz su an zaten ”bi park gezdik ne bu ikinci park“ diyorsunuz. borussia dortmund’un stadi efenim burasi. ben de cok ilgili degilim ama sanirim avrupa’daki onemli stadlardan birisiymis burasi. rehberli turlarla da gezebilirsiniz, kendiniz de gezebilirsiniz sanirim, belli bir ucreti var ama.

    muzelere merakiniz varsa dortmund’ta buyuklu kucuklu onun uzerinde muze var. zaman dar oldugu icin sadece birini tavsiye ediyorum, o da dasa (alman is guvenligi sergisi). ismi insana baret ve kulak tikaci sergisi izlenimi verse de ici oyle degil. almanya’daki ikinci buyuk teknoloji muzesi burasi. teknoloji tarihi muzesi olarak da dusunulebilir. icinde interaktif sergiler de mevcut. yani sergilenen seylerin orasini burasini minciklayabiliyorsunuz.

    sirada casino hohensyburg var. burasi da buyuk bir kumarhane imis. kendim gitmedim ama denilene gore monte carlo kumarhanelerinden sonra avrupa’da onemli bir kumarhaneymis. nasil onemli olunur, bir kumarhanenin nasil olmasi gerekir hic bilmiyorum. sadece buyukluk olarak fikir vermesi acisindan 250 tane kollu makine varmis diyim. artik web sitesine falan bakarsiniz. var ama yani boyle bi sey.

    son olarak da dortmund teknik universitesi’ni gorebilirsiniz. kuzey ve guney kampusu diye iki kampusu var universitenin, arada havada askida giden ufak bi tren calisiyor (h-bahn). sirf eglence olsun diye bile bu 1 dakkalik yolculuk yapilabilir. etrafta gorecek ozel bir sey yok. eski pusku universite binalari iste. universitenin bitisiginde meslek dallarina gore ilgi cekici olabilecek fraunhofer ve max-planck enstituleri var.

    bu bi kac gun boyunca buralarda insanlarin yedigi ictigi seyleri tatmak istiyorum, domuz eti ve alkol problem degil derseniz: currywurst (buraya ozgu degil ama populer bir sosis) ve hövels bira (buraya ozgu). onun disinda bu bolgeye ozgu ne var bilmiyorum.

    sira burada yasayacaklara geldi.

    oncelikle cok kisa bir tarihce. ikinci dunya savasindan sonra dortmund’un da icinde oldugu bu bolgede komur madenleri kurulmus. madenlerin hemen yanina da dogal olarak demir-celik fabrikalari kurulmus. bu yuzden bu civarda eskiden ufacik koy olan yerlesim yerleri hizla sehirlesmis. bir almanya haritasina baktiginizda burada otoyollarin ve sehirlerin yogunlugunun cok arttigini goreceksiniz. bu hizli sehirlesme sirasinda amac olabildigince hizli buraya isci getirmek oldugu icin, etrafta estetik yapilar yoktur. dikdortgen, isci blogu gibi yapilar goze carpar. uzun yillar bu bolge tum almanya’nin demir-celik ihtiyacini karsilamis. bu cevrede o zamanlar yasayan herkes ya maden iscisi ya da demir-celik iscisi. sonra tabi gun gelmis komurun onemi azalmis. madenler kapanmis, fabrikalar susmus. geriye de kas gucunden baska bi seyi olmayan bir yigin issiz isci ve aileleri. bu bolgeden saglanan demir-celikle almanya’nin diger eyaletlerinde muhtesem otomobiller, binalar uretildiginden bu eyaletler zenginlesmisti ve rahat yasiyorlardi. bu yuzden dortmund’un icinde bulundugu nordrhein-westfalen eyaletinin insanlari arabesk duygularla karisik bir kirginlik tasirlar bu zengin eyaletlere. su an bu bolge bilim ve teknoloji ile ilerlemek istiyor. bu yuzden universitelere, enstitulere, arastirmaya buyuk destek geliyor, cunku onemli fabrikalar coktan bolgeden kacmis durumdalar. bu ureticileri burada arastirma yapmaya tesvik ediyorlar.

    bu giris bence insanlari anlamak icin gerekli. bu sayede insanin gordugu veya duydugu bir sey anlam kazaniyor. mesela bu bolgede para icin kullanilan argo kelime turkce komur demek. daha var tabi boyle ornekler.

    konu konu gideyim benim icin de kolay olsun.

    barinma: ogrenciyseniz teknik universitenin yurtlarinda kalabilirsiniz. odalar tek kisilik, ve genelde tuvalet, banyo ve mutfak odanin icinde oluyo. yurt hemen cikmiyo duyduguma gore, bir donem beklemek gerekebilir. onun disinda bu bekleme suresinde sehirdeki ozel yurtlarda kalinabilir. buralarda her sey dahil aylik 160-200 euro arasinda kalinabilir. eve cikmak istiyorsaniz 1+1 bir eve kabaca isinma, elektrik, su dahil 300-450 euro arasi bir para verirsiniz evin durumuna gore.

    para durumlari: hic bir seyden geri kalmadan yurtta kaliyorsaniz 700 euro, evde kaliyorsaniz 1000 euro harcarsaniz ayda. bu tabi disarda yemek yiyerek, ara sira disarda icerek, konsere giderek falan. cok kasarsaniz bu degerler bi 150 euro falan duser.

    ulasim: bi bakima cok rahat, bi bakima gicik. ulasim sistemine bi kere alistiniz mi, ki bu iki uc hafta aliyor, sonra insan rahat ediyor. burada su onemli, dortmund’ta trenler gec kalabiliyor, otobusler gelmeyebiliyor veya duraktan erken gecebiliyorlar. oluyo yani boyle seyler. almanya’yi cok gozde buyutmemekte yarar var bu konuda. sehrin merkezine yakin oturuyorsaniz ve bizdeki banliyo treni gibi isleyen s-bahn’lari cok kullanmiyorsaniz neredeyse hic sorun yasamazsiniz. fikir sahibi olmak acisindan su an tek kullanimlik bilet 2,10 euro, aylik kart 58 euro.

    yemek: bizim yemek kulturumuz gibi bir sey beklememeli insan. yoksa buyuk hayal kirikligi olur. disarda yiyebileceginiz yemeklerin hemen hemen hepsi ya turk donercisi, ya asya yemegi ya da arap yemegi. bunun disinda alman olarak bi iste sosis ve patatesciler var. buradaki insanlari birak her gun kizarmis patates ve mayonez yiyebilirler. ogle yemeginde mesela kizarmis patates yiyenler var bizim iste. yemeklerde, salatalarda ve tatlilarda ezici bir patates ve elma ustunlugu var. rendelenmis, ezilmis, kizarmis, bozarmis her cesidi iste. genelde tum yemekler kizartma veya pane et. cok yagli besleniyorlar. yemek kulturundeki bu kisirligi kek, pasta, ve kurabiye kulturleriyle kapatmaya calisiyorlar. burda dicek bi sey yok, pasta, cheesecake gibi seyleri iyi yapiyolar. bizdeki gibi ama sutlu tatli, muhallebi tarzi seyleri sanirim yok, en azindan sokakta satilmiyor.

    giyim: turkiye’de ne giyiyosan burada da giyersin. sadece bi kademe kalinlasman gerekiyor.

    mevsim: ne cok soguk, ne cok sicak. bu sene kis burada ankara’dan daha sicakti mesela. hava genelde kapali. yagmur her mevsim var gibi. yazin oyle 30-35 derece olmuyo, kisin da -5 den asagi olmuyo gibi. hep arada derede yani, hep bahar gibi. gectigimiz kis mesela bir iki gun kar yagdi, o da dogru duzgun tutmadi. yagmur onemli bir sorun ama. ne zaman, ne kadar yagacagi belli olmuyo.

    genel yasam: buranin nufusu 600-700 bin civari. burada yasamaya gelirken bunu goz onunde bulundurmak gerekiyor. yani istanbul, ankara, izmir, adana, bursa gibi sehirlerle dortmund’un alakasi yok. yilbasi gibi ozel bi durum yoksa aksam saat yedide sehir merkezindeki alisveris merkezleri kapanir. mahallelerdeki migros tansas gibi yerler sekizde kapanir. pazar gunleri tum marketler ve dukkanlar kapalidir. aksam belli bi saatten sonra hafta ici insan bulamazsin. haftasonlari da saat uce dorde kadar acik olan bar ve diskolari vardir. genelde ucuz bir sehirmis, almanya’nin kalaniyla karsilastirildiginda. sakinlik ve monotonluga alismak gerekir. bu tabi surekli boyle demek degil. yilbasi zamani herkes cok sen sakrak olur. hafta ici gece onikilere birlere kadar millet sicak sarap icer. bu avrupa kupasi sehir merkezinde dev ekranda gosteriliyor su an. her aksam millet orada icip mac izliyor. seviyorlar genelde eglenmeyi. dusundugumuz kadar asik suratli degiller. insanlar sokaklarda genelde sicak kanli ve sevecen. nazik bir sekilde bir sey sorunca veya isteyince gulumseyip yardim ediyorlar. turk olmak genelde bir sorun olmuyor. universite ortamindaysaniz zaten hic sorun yok. saygili ve nazik oldugunuz surece isler hem sehir yasaminda hem de universitede yuruyor.

    boyle iste dortmund.
  • bugün sava$ sonrasinda ya$anan en büyük tahliye operasyonuna sahne olmus $ehir. onun da sebebi yine sava$ zamanindan beri yani yaklasik 70 yildir gömülü kaldiktan sonra bir insaat sirasinda ortaya cikarilan 500 kiloluk bir bomba. önce $ehir merkezinde bulunan bombanin etkisiz hale getirilmesine/patlatilmasina kadar ne kadar zamana ihtiyac oldugu düsünülerek oturulup bir plan yapilmis, operasyonda toplam 1100 personel görev almis ve inanilmaz sekilde plan neredeyse harfiyen yerine getirilmis. öncelikle bombanin oldugu noktadan 500 metre capindaki bir alandaki tüm sakinler (~7000 kisi) tahliye edilmis, evlerinden cikmayi reddedenlerin evlerine cilingir yardimiyla girilip adamlar yaka paca atilmis, ihtiyaci olanlar sehrin büyük fuar alani westfalenhalle'nin en büyük pavyonuna yerlestirilmis ve iki hastane tamamen bosaltilarak hastalari baska hastanelere nakledilmis. ve bomba ancak tüm bu isler bittikten sonra, gece yarisi patlatilmadan etkisiz hale getirilebilmis. patlasaydi da olanin cana degil mala olacagini bilmek, benim gibi mallari $a$irtiyor.

    i$te böylee, gökten üç bomba düşmüş, almanlar seferber olmu$ birini patlatmislar, birini etkisiz hale getirmisler, öbürünü de tekrar kullanilir hale getirip ingilizlere atmi$lardir kesin.
  • tam rainoldikirsche metro duraginin karsisinda alex diye bir kafe var. acik bufe kahvaltilarini şiddetle öneriyorum. arkadas bu ecnebi milleti kibarliktan kırılacak. açık büfe kahvaltiyi bile bir kruvasan, yanına azcik tereyagi ve reçelle geçiştiriyor. ama ben bu topraklarin cocugu olarak bu işin nasıl yapilacagini bugün uygulamalı olarak gösterdim hepsine. kompleks tekniklerle insa edilmis iki dolu dolu tabagi süpürdüm, üzerine de bolca kahve ictim. bilmiyorum bana mi öyle geldi ama ikinci tabagimi doldurmus masama gecerken birkac kisi bana tuhaf tuhaf bakmaktaydi. yuksekce bir yere cikip "endiseye mahal yok, viyanayi yeniden kusatmak gibi bir planimiz suan icin bulunmamaktadir" şeklinde bir duyuru yapasim geldi. sonra dolu bir mideyle böyle radikal vücut hareketlerine kalkismanin dogru olmayacagina kanaat getirdim ve bu fikrimden vazgectim.

    her neyse efendim, ben ufaktan kacayim. dortmund'a yolunuz düşerse alex'e ugramanizi öneririm. herkese cok baybaylar.

    edit: efendim evet sonradan gurmelik böyle oluyor. sagolsun bir suser uyardi, alex almanya'daki pek cok büyük şehirde şubesi olan bir restoranmis aslinda. her yerde de ayni standartta hizmet veriyorlarmis. internetten bakayim dedim, berlin ve hamburg subeleri gozume capti hemen. lezzet turumuzun bir sonraki duraginda mcdonalds diye yöresel bir restorana gitmeyi planliyorum, takipte kalin :)
  • bu şehir hakkında tek söyleyebileceğim 00.00'da kapanıp,tam olarak 3.15'te açılan ve kapandığı esnada içerde uçak beklemekte olan insanları hunharca sokağa döken bir haavalanına sahip olduğudur zira şehirde bulunduğum 2 gün boyunca bundan başka yer görmedim, göremedim. o 3 saat 15 dakika boyunca homeless gibi sokakta yatmışlığım vardır yani, kasım soğuğunda, oh yeah!
  • almanya'nın ümraniyesidir.
  • almanya'nın en sıkıcı şehri olabilir. borussia dortmund'un neden bu kadar yüksek seyirci ortalamasına sahip olduğunu merak eden arkadaşlar varsa yapacakları şehir ziyareti sayesinde bunu oldukça iyi anlayabilirler. şehirde yapılacak tek kayda değer şey bvb'nin maçlarına gitmek sanırım.
  • bu şehirde taranta babu isimli bir kitap kafe vardır. (bkz: kulturhaus) sahibi hasan abi oldukça entelektüel bir kişiliktir. kendisiyle biraz sohbet ederseniz mihri belli'den girer mahir çayan'dan çıkarsınız.
  • o kadar sıkıcı bir yerdir ki gezip görülesi yer diye paylaştıklarından biri de şudur.
    https://visit.dortmund.de/bank-nr5/

    evet aynen alelade bir bank. dortmund'un yerel radyo programlarından birini moderatörü o bankta otururken yapıyormuş. tüm olayı da bundan ibaret.
  • bok gibi sehir. 3 sene yasadim, sikildim, su an izmirdeyim. dunya varmis dedim ya. biraz da ekonomi iyi olsa.
  • hey gidi dortmund... 1999 yılında oradaydım. depresyonun dibine vurmak için ideal şehirdi. leş bir yerdi. birçok almanın tek aktivitesi mahallesindeki leş kneipe'de saatlerce vakit öldürmekti. öyle bir leşlikti ki bu, eski sarımtırak saman kağıdına basılmış alman porno dergilerini andırırdı... öehhh...

    ilginçtir ki ezanın dışarı hoparlörle, evet aynı türkiye'deki gibi ezanın okunduğu bir camii vardı bu şehirde... bir ara çevredeki almanlar rahatsız olduğunu belediyeye şikayet edince yasaklanmıştı...

    hiç mi iyi bir yanı yoktu diye soracaklar için; almanya'da yaşıyor olmanın dışında yoktu. gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap