dendrit

• yunanca dendron (=ağaç) sözcüğünden türemiş bir kelime. sinir hücresindeki dallanıp budaklanan ağaçsı uzantılara işaret eder.
• vücutta çılgınlar gibi kortizol salgılandığında dendritler büzüşür ve nörondan nörona bilgi transferi durdurulur, travmatik bir olay sırasında neler yaşandığını hatırlayamamamızın sebebi bu işte. hafıza oluşturmamız engelleniyor; böylece sonradan hatırladıkça bizi kötü etkileyecek olaylar hiç yaşanmamış gibi oluyor, akıl sağlığımızı koruyabiliyoruz. yaşasın dendritler!
  
  girdim formata aykırı olmasın diye tanım da yapayım: hücrenin ana kısmından dışarıya doğru gelişen dallanmış liflere dendrit diyoruz. nöron, bu minnoş yapılar aracılığıyla sinir uyarılarını alıyor.
• nörönların gövdesinden budaklanan, ağaç dallarına benzer, nöronlar arası sinyal iletimini sağlayan yapılar.
• bir madenin katılaşması sırasında, uzayın üç doğrultusunda uzanmış dallar şekilinde beliren madeni kristal. dendritler özellikle madenin katılaşma safhası uzun sürdüğü zaman meydana gelir. soğumaya bırakılmış ergime halindeki bir maden banyosunda, katılaşma sıcaklığına veya alaşımlar için katılaşmanın başladığı sıcaklığa erişildiği zaman. kristal çekirdekleri belirmye başlar. bu çekirdekler aralarında dedritler arası denilen ve sıvının en son katılaşan kısımlarının toplandığı boşluklar bırakacak şekilde bir dallanma gösterir.
• diğer nöronlardan hücre gövdesine salınan nörotransmiterlerin tetiklendiği elektrik sinyallerini hücre içine taşıyan anatomik nöron "girdi" uzantıları.
• yapısında golgi aygıtı içermeyen sinir hücresi uzantısı.
• (bkz: akson) (bkz: sinaps)
• sinir hücrelerinin bir bölümü, dendritler sinaptik sinyalleri girdi olarak almakta, hücre gövdesi bu sinyalleri -bilindiği kadarıyla- analog bir yöntemle işlemekte ve üretilen denetim sinyali ya da sinyalleri aksonlar aracılığı ile denetlenecek hedef hücrelere iletilmektedir.
• sözlükle alakası olmayan bir yazar^*.
  ayrıca:
  (bkz: aramasın gözler)
  (bkz: o şimdi asker)
• (bkz: dendrimer)