• (bkz: sinapsis)
  • hayır efendim, kabaca genelleyip iki sinir hücresinin kimyasal olarak haberleşmesi içindir diyemeyiz. zira memelilerin de sinir sisteminde elektriksel sinapslar, gap junctionları oluşturan connexin36 proteininin görüldügü hemen heryerde mevcuttur. sinirbiliminin geçmişindeki en önemli tartışma da zaten bu sinapsları sadece kimyasal ya da sadece elektriksel olarak sınıflandırma cabasından cıkmıştır. ilk zamanlarda, taaa kajal zamanları iki nöronun biribiriyle sadece elektriksel olarak haberleştiği savunulurken ibrenin kimyasal haberleşmeye dönmesi 1939'daki uluslararası nörofizyoloji kongresinde başlamıştır. anı olsun diye sakladım :

    'the electrical and chemical theories of synaptic conduction may also prove not to be mutually contradictory after all” (journal of neurophysiology, 1939, p. 470). alexander forbes , the harvard medical school'

    elektriksel sinapsların sıklıkla bulundugu bölgelere carpıcı bir örnek vermek gerekirse, thalamusun reticular nucleusundaki devreyi oluşturan komsu nöronların yaklaşık yarısı biribirleriyle bu elektriksel sinapslar aracılığıyla haberleşmektedir.

    kimyasal sinyal iletiminin sinir bilimi literatüründe kendine bu denli geniş yer bulması aksiyon potensiyelinin taşıdıgı verinin direkt iyon akımıyla iletiminin önemini bence düşürmemektedir. zira bu elektriksel processin gözlemlenmesi müthiş teknolojiler gerektirdiginden bugüne dek gözardı edilmiştir ya da hakkınca gözlemlenemmiştir bence. şimdi ir-dic ( infrared differential interference contast ) yöntemiyle komşu nöronlar arasındaki bu direkt elektriksel sinyal iletimi harvard ve brown neurobiology departmanlarında yapılmaktadır. acıkcası beni ilgilendiren kısmı ise bu sinaptik iletim yolunun hesaplamalı ya artık stokastik olur, deterministik olur, nöron modellerine nasıl implemente edilemesi gerektiği. şimdi trn'ye gayet kimyasal yolla corticothalamic fiberlerle aheste aheste geliyor sinyal, diger channeldan da feedback inhibisyonu, ama içerdeki blackbox da iletim direkt elektriksel couplingle... ooyy...

    kısace benim gözümde sinaps dediğin sey bir nonlinear operatördür, bioloji kısmını eglenceli olmakla beraber nörobiologlara bırakmak lazımdır.
  • (bkz: schnapps)
  • h2o haklıdır, incelemeleri nisbeten daha kolay olan kimyasal sinapslara ilişkin çok daha fazla bilgi vardır. elektriksel sinapsların tipik olarak izlendiği bir doku da kalp kasıdır, bu da aslında yaşamın öncelikle elektriksel sinapslara bağlı olduğu anlamına gelebilir. işin kolayına kaçılırsa bu varsayım elektriksel sinapsın ilkel, kimyasal sinapsın ise gelişmiş bir iletim mekanizması olduğu şeklinde yanlış bir yargıya yol açar. oysa impulsun oluşum mekanizması üzerinde öncelikle düşünülmesi gerekir ki, sadece düşünce bazında bile müthiş bir konudur, bir de modelleme aşaması ele alınırsa nörobiyolojinin en karmaşık bölümlerinden biri olduğu anlaşılır. ultrastrüktürel araştırmalarla yetinmek zorunda kalan bir "gelişmekte olan ülkeler" araştırmacısına düşen, modelleme çalışmalarının yanına bile yaklaşamayacağının bilincinde olduğundan ne yazık ki sadece düşünmektir (bkz: kendimden biliyorum)!
  • zaten karışık bir hede olduğunu biliyorduk ama canlı türleri arasında yapısını oluşturan molekül türlerinin çeşitliliği açısından bu düzeyde büyük bir fark olduğunu bilmiyorduk. evet sinaps a non-linear bir operatördür demek yanlış değildir, ancak zaman bağımlılığı vurgusu da hayli önemlidir. time dependent non-linear operatör tanımı biraz daha güzel oturmaktadır sinaps a.

    phys org un haberinde şu cümleye yer veriyor sinaps için

    "we studied around 600 proteins that are found in mammalian synapses and were surprised to find that only 50 percent of these are also found in invertebrate synapses, and about 25 percent are in single-cell animals, which obviously don't have a brain."[1]

    bu ise bizlere basitçe şunu gösteriyor, beyini simüle etmek için bu günkü bir nöron bir işlemci yaklaşımımızı[2] belki de bir sinaps bir işlemci yaklaşımına çevirmemiz gerekli.

    notlar:

    [1] http://physorg.com/news132152252.html adresindeki haberde http://www.nature.com/…op/ncurrent/abs/nn.2135.html makalesinden yapılan alıntı.

    [2] en azından blue brain projesinde çalışanların yaklaşımı bu şekilde.
  • sinapsın kimyasal iletişime yönelik yapısı sayesinde nöronun bilgi taşıma yeteneği yalnızca elektriksel değil aynı zamanda kimyevi bir boyut kazanıyor. örneğin bir sinapstan nörona ulaşan madde, nöronu belirli bir zaman (örneğin birkaç gün) kadar pasif hale getirebiliyor. bu da bir bilginin belirli bir zaman boyunca korunması, yani hafıza ile ilişkili olabilir.
  • biyolojinin neredeyse her konusunda gördüğümüze benzer olarak sinapsın elektriksel ya da kimyasal olması hususunda da bariz bir trade-off vardır. elektriksel iletim çok daha hızlı ve risksizken (kimyasalların synaptic cleft'te post synaptic membrane ulaşamama tehlikesi vardır), kimyasal sinapslar ilettiği sinyalin üzerindeki hakimiyet ve sinyal çeşitliliği bakımından elektriksel sinapslarla karşılaştırılamayacak kadar zengindir. bu sebeple sinyal çeşitliliğinden ziyade hızlı yanıt almaya ihtiyaç duyan bölgelerde elektriksel sinaplar evrimsel olarak avantajlıyken, bir nevi karar almakla yükümlü sinapslarda kimyasal sinapslar avantajlıdır.
  • bilim insanları sinaps gibi davranabilen nomfet yani "nanoparticle organic memory field effect transistor" olarak adlandırdıkları bir transistör, yani yapay sinaps inşa etmişler.

    bu yapay sinapslar insan beyni gibi çok karmaşık bir yapıyı taklit ederek -yani biyolojik olmayan beyin yaratır gibi- yapay zekada daha ileriye gitmek için ya da biyolojik bir beyinle kolayca haberleşebilecek elektronik edevatlar dizayn etmede kullanılabilirmiş.

    http://physicsworld.com/cws/article/news/41539
hesabın var mı? giriş yap