• ne kadar çok ortak kelimemiz olduğunu bir kere daha gördüğüm film. neredeyse her cümlede kelimeler yakaladım. solmaz otobüs muavini ile konuşurken ne hikmetse (sanırım) azeri türkçesine geçiyorlar. gitmeye çalıştığı şehir azerbaycan sınırında olduğu için sanırım. "boş yer var mı" "berideki dört yer var" konuşmasını çok dikkatli dinleyince yakalayabildim. kim sorusu geçtiğinde "ki" diye sorduklarını farkettim. bayan isimlerinden sonra "hanum" diyorlar. bir cümlede "nergis hanum meşgul" demişlikleri var. öyle işte.

    ayrıca dayereh farsçadaki daire anlamına gelen sözcük değil dairenin ta kendisinin ingilizce okunması için yazılmışıdır diye de ekleyeyim.
  • icerik ve filmik anlatimin mukemmel bir sekilde ortustugu bir jafar panahi filmi. 4 kadinin birbirine ucundan kenarindan tutturulmus hikayeleri ve cemberin hayran olunasi kapanisi. batinin oriyantel bakisi ya da iceriden gelen bir sesin olasi aglakligina kapilmayan bu filmin inceligine vurulmamak olanaksiz.
  • polis korkusunu tam anlamıyla yaşatan bir film. nedensiz yere polislerden korkuyorsanız bir de bunu izleyin.
    kadın trajedisi.
  • dayereh, bizi kendi çemberine alıp o çemberde sıkıştıran bir film. sıkıntı, acı ve de hüznün bir araya gelerek nelere gebe olduğunu hatırlatıyor. rahatsız, huzursuz ve de vicdanların tam da kalbine oklarını fırlatan yönüyle iran’ın öteki dünyasındaki öteki insanları anlatıyor.
  • 24 saatlik dilim içinde, solmaz adlı kadının doğumuyla başlayan, yine aynı kadının, gecenin sonunda, kısa öyküleri anlatılan diğer kadınlarla aynı kaçınılmaz sona vardığı bir iran filmi. solmaz'ın yüzünü film boyunca hiç görmüyorsunuz, zira diğer kadınlardan farkı yok. kadınların, isimleri ve cisimleri önemsiz.

    film 80-90 dakika içerisinde iran'daki kadınların, görünüş olarak neden birer sith lord'a dönüştüklerini, çok açık olarak, gözlerinizin önüne seriyor, hem de uzun, yavaş ve ağır dizilimlerle.

    filmin bir başka özelliği; film, 85-90'lı yıllarda geçiyor sanırım. anlatım, türkiye'nin aynı dönem nitelikli filmlerinin bir kopyası gibi.

    özet: dertli ve derli-toplu bir film.
  • patriyarkal zevatın eşssiz dayatmasını tekme, tokat eşliğinde suratınıza çarpan modern iran portrelerinden biri. abbas'ın on filmi haricinde çok da ilgi göstermediği bir konuyu panahi feci halde gerçekçi hale getirip, ciddi bir direniş sembolüne dönüştürmüş neredeyse.

    hateminin tüm zerafetine inat olanca bir sıradanlıkla iran'ı peşinden savuran ahmedinecad, kendi kılığıyla ilgili inadını idam ve hapis cezaları konusunda da sürdürmeyi başardı. kurallara uygun giyinmeyen kadinlarin tutuklanmasi, pesi sira gelen idamlar vs... film günü yakalaması açısından da ilgiyi hak ediyor. çünkü hemen hep dile getirildiği gibi baya bir birimize benziyoruz aslında.

    hayrunnisa gül'ün hikayesi de filmdeki pervanın hikayesinden çok farklı deği. kendiniz hakkında karar verecek iradeye sahip olamadığınız anlarda hemen teslim oluveriyorsunuz. o da koyvermek zorunda bırakılmış. küçük bir kız çocuğuyken de başka birşey değil bu. ilerleyen yaşlarda yapılacak pek birşey kalmıyor, hani iş işten geçmiş demek istiyorum ya da kalıyor aslında ama kimse size itibarınızla birlikte iradenizi de iade etmek istemiyor. ver irademi al başörtünü diyemiyorsunuz. yasağın yasakla kendine yer bulabilmesi hem filmin hem de gerçeğin ozunu teşkil ediyor.

    fasit daire tabirinin esas anlamini bulduğu anlardan biri. panahi görüntüyle bizi dairenin içine alıyorken tam ortaya da izleyicisini yerleştiriyor. hapsolmuş, kıstırılmış, mahrum bırakılmış, korku içinde ve neredeyse çaresizsiniz. kadınların yanlız başlarına sokağa çıkmalarının yasak olduğu, çıkanların hapse atılıp üç beş sene içerde kaldıkları ve tek başına gezenlerin sürekli taciz edildiklerini hesaba katarsaniz daireden kurtulmak pek o kadar da kolay degil aslinda.

    her biri kendi basina birer kacis hikayesi olan birkac ayri oyku bir birine teget gecerek, bir karakterden digerine tasinarak gene daire patternini izlemeye devam ediyor. baki kalan kadinlarin cikissizligi ve maruz birakildiklari inanilmaz siddet. sanki bir zombie filmi izler gibisiniz. kadinlar, kilik degistirmeden ya da yanlarina bir erkek katmadan sigara bile icemiyorlar. durumu tasvir eden tek kelime dehset olmali. daire, panahi`nin ustun aktarma becerisi ile sergiledigi dehset ya da...
  • jafar panahi tarafından yönetilmiş; daireyi tamamlayan, toplumun baskısı yüzünden zarar görmüş, kadınların sorunlarını anlatan iran/italya ortak yapımı, 91 dakkikalık seyredilesi film. ayrıca 2000 yapımı olan bu film, istanbul film festivalinde de gösterilmiş ve gösterimi iranda halen yasak.
  • yapmakta olduğu hükümet karşıtı film yüzünden 6 yıl tutukluluğa ve 20 yıl film yapmamaya mahkum edilen panahi'ye venice film festival de golden lion kazandıran film...
  • venedik’te altın aslan ödülünü kazanan ilk iran yapımıdır.
  • türkiye'de yaşayan tüm kadınların izlemesi gereken bir iran filmi. cumhuriyetin kadına verdiği değeri daha iyi anlamaları ve bu haklarını korumaları için mutlaka bu filmi görmeliler. ayrıca polis, halkın korktuğu bir birim değil aksine halkın güveneceği ve destek alacağı bir oluşum olmalı. ama filmde de gördüğümüz gibi halk polisten ölesiye korkuyor.
hesabın var mı? giriş yap