• karadenizin rüzgarıyla altın sarısı saçları havalanırken yüzünden çok yalnız olduğu anlaşılmış efsanedir. acaba yaklaşsam, konuşsam, ben seni çok seviyorum desem bana derdini anlatır mı gibi düşünceler beynimde dans ederken, o ise hüzünlü hüzünlü kilyos'un denizine, karadenize bakarak çok fena bir şekilde dalmış ,kimbilir içinden neler geçiriyordu.

    cesaretimi toplayarak yanına yaklaştım ve merhaba dedim. ben uzun yıllardır sizi takip eden birisiyim ama ben fanınız değilim sadece kişiliğinize ve hayattaki duruşunuza sonsuz saygı duyan biriyim dedim, ben sizden imza almak için yaklaşmadım, ben sizinle fotoğraf çekilmek için de yaklaşmadım dedim. kimbilir hayatla olan kavganızda neler yaşamış ne kadar inciltilmişsiniz, işte ben bunu merak ediyorum dedim.

    tebessüm etti..

    ok hadi kendini tanıt dedi, o zaman gerçekten adamın konuşmaya ihtiyacı olduğunu anlamıştım. tanışma faslından sonra ilk sorduğum soru; az önce masmavi ve hırçın karadenize bakarak daldınız, ne arıyordunuz dedim? aklınızdan neyin geçtiğini merak ettim. 10 saniye gözlerimin içine baktı, daha sonra; hiç.. bilmiyorum aslında.. çok yoruldum ve sanki biraz huzur istiyorum dedi. bu cevabı alır almaz hiç çekinmeden bu bir yaşlılık belirtisi mi dedim? gözlerimden yalnız olduğumu anlayabilecek kapasitedeysen yaşlanmadığımı ve bu hayatta daha çok şeylere imza atacağımı da bilmeliydin dedi. peki şu an da en çok nerede olmak isterdiniz dedim? gözlerini kapattı saçlarını savuran rüzgara inat elleriyle saçlarını toplayarak tekrar gözlerimin içine bakarak ve esprili bir şekilde : yeterince param olsaydı hiç kimse tarafından adresi bilinmeyen bir köyde/kasabada tek başıma yaşamak ister ve bugüne kadar neleri doğru yapıp yapmadığımı sorgulamak isterdim dedi. bunu daha önce hiç yapmadınız mı diye sordum, evet yaptım ama bir türlü kendi başıma kalamadım dedi.

    besinci goz'un hayatına öldüğü zaman gözyaşı dökeceği bir insan daha eklenmiş oldu.
    o gerçekten bir tarih ve gerçek bir efsane. ve tarih bile efsaneleri silemez buna insanlık izin vermez.
  • james hetfield ve kirk hammet ile birlikte saniyede 10 liseliyi birbirine düşürme rekoruna sahiptir.
  • madde bağımlılığının kendisini çöpe atmasına izin vermemiş efsane kişilik.

    yukarıda biri “artık kendini metallica ile kıyaslamıyordur herhalde” demiş, anlaşılan üstadı hiç tanımamış. son birkaç yıl içerisinde yapılan röportajlarından birinde lars’ın kendisini metallica’nın ödül törenine çağırdığını söyleyip, sonra “mazoşist miyim ki gideyim” diyerekten gitmediğinden söylemiştir. bu adam yüz yaşına kadar yaşasa, yine metallica kompleksini atamaz üzerinden. asıl önemli olan bu kompleksinin kendisini yiyip bitirmesine izin vermemesidir.

    grammy ödülü alırken bile kendisine saygısızlık yapıyorlar, insan başta bir gülse de sonra üzülüyor amk.

    panic grubundan arkadaşlarını trafik kazasında kaybetmiş. sonra metallica’ya herhangi bir elemeden geçmeden girmiş. kendi söylediğine göre gitarının akordunu yaparken birden lars ve james gelip gruba alındığını söylemiş. iki yıla kalmadan atılmıştır. alkol ve uyuşturucunun bokunu çıkardığı için grupta huzursuzluk oluşmaya başlamış, en son bir konserde çıkardığı olaylarla iyice herkesi bezdirince atılmasına karar verilmiş. her şeyin kopmaya başladığı nokta olarak da james'i yumrukladığı zamanı gösteriyor. kendisi evde yokken esrar zulasını koruması için bir tane daha köpek almış. köpeklerden biri evdeyken diğerini çalışacakları gün yanında götürmüş. ron mcgovney'nin arabasına patilerini koymuş köpek, james de tekme atmış köpeğe. üzerine yumruk atmış dave de. bu olayı iplerin kopmaya başladığı zaman olarak göstermekte. konserden konsere koştukları bir dönemde lars ve james 1 nisan'da kirk hammett ile anlaşmış, 11 nisan 1983 sabahı da dave'i uyandırıp eline otobüs biletini vermiş, ekipmanını da arkasından göndereceklerini söylemiş. böyle gerçekleşmiş metallica’dan kovuluşu.

    metallica ile olan son konser kaydı.

    metallica'nın sadece demo kayıtlarında çalmaktadır, albümlerin hiçbirinde çalmamıştır. katkısının ne kadar olduğu kimse tarafından bilinmese de resmî olarak metallica'nın altı parçasında imzası bulunmakta:

    metal militia: ana riff'i yazdığı söyleniyor.

    phantom lord: hammett'ın solosundan önce başlayan riff'i yazdığı söyleniyor.

    jump in the fire: neredeyse tamamı kendisinin, lars ve james'in de az çok katkısı var.

    the four horseman: tamamını kendisi yazmıştır, gruptan ayrıldıktan sonra şarkının sözleri ve ismi değiştirilip kill 'em all albümünde yayınlanmıştır. kendisi de parçanın orijinal hâlini kendi albümünde orijinal adıyla* yayınlamıştır.

    the call of ktulu: kendi iddiasına göre parçanın canlı çalınan ilk versiyonunun tamamı kendisine ait. sonradan parça biraz değiştirilip hammett'ın solosu eklenmiş. kimi de sadece başlangıçtaki rifflerin kendisine ait olduğunu söylüyor.

    ride the lightning: 1:55'te başlayan riff'i yazdığı söyleniyor. kimisi ana riff’i de yazdığını söylüyor.

    seek and destroy'un solosunu da yazdığı söyleniyor ama ne kadar doğru bilmiyorum.

    bunların sadece iddiadan ibaret olmasının sebebi dave mustaine'in her yerde çıkıp "tüm riffler benim" demesi ve metallica'dakilerin ise hiçbir şeyi hatırlamamasıdır. hatta james master of puppets'ın bile rifflerini kimin yazdığını hatırlamıyor. bunların sebebi grubun topluca psikolojik destek almaya başladığı 2000'li yılların başlarına kadar herkesin birbirinden kopuk çalışması. grup kurulduğundan beri herkes zaman zaman rastgele riffler uydurup kaydetmiş, şarkı yapılacağı zaman da bu kayıtlar dinlenilip beğenilenler seçilip-değiştirilip/geliştirilip parça oluşturulmuş. şarkılar böyle yazılmış hep.

    bazen metallica’dan ayrılmasaydı keşke diyor insan. sonra metallica’dan ayrılmasaydı efsane megadeth şarkılarının da olmayacağı geliyor akla.

    kısacası büyük adamdır, azmi takdire şayandır.
  • ya şimdi bu pompacıların söylediklerinin ne kadarına güvenilir o ayrı mesele ancak orjinal hikayeye göre öyle makul öyle saçmalık derecesinde kulağa doğru geliyor ki kahkahalar atarak izledim. dave'e soruyorlar yine işte neden ayrıldın gruptan ya da neden gönderdiler seni falan...vs

    -beni kovmadılar, james köpeğimi tekmeledi ben de ağzını yüzünü sktim ibnenin. (burada kendi uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili iddialara cevap veriyor) hepimiz uyuşturucu kullanıyor içki içiyorduk aq sadece ben değil. ben sadece o parayı çıkarmak için ayrıca satıyodum da. bir gün konserden sonra malın içinde olduğu çantaya bir baktım birileri gelmiş dağıtmış parçalamış. ben de ondan sonra bir pitbull aldım, çantayı korusun diye, timsah gibi. sonra konserde de james köpeğime tekme atınca james'i dövdüm.
    ben kafam güzel olunca vahşileşiyordum bu salaklar da aptallaşıyorlardı. turne otobüslerinde ayakkabılarını sağa sola atar bulamazlardı. ağızlarında çiğnedikleri bokları birbirlerini ağızlarına bırakırlardı kuşlar gibi ki bunu gördüğümde "buraya kadar aq bu malların yanından ayrılmam gerekiyor" demeye başlamıştım. james aslında iyi çocuk ama lars...kötü bir davulcu. kimse sorsanız söyler aq zaten.

    edit:lord mustaine

    muhabbete bak ya.
  • tam bir azim örneği adam. yılmadan, yıkılmadan devam etmenin kanlı, canlı örneği. hayatından kısa anekdotlar verelim görelim:

    1981 yılında henüz 20 yaşında iken metallica'nın kurucuları arasına katılmış, 1983 yılında alkol ve uyuşturucu bağımlılığı yüzünden tekme yemiş..

    1983 yılında o tekmeyi yedikten sonra kendini daha çok uyuşturucuya vermek yerine mücadele yoluna gitmiş dave ellefson ile birlikte megadeth'i kurmuş..

    2 yıl süren yoğun uyuşturucu ve alkol tedavisinin ardından 1985 yılında ilk albümüne` :killing is my business... and business is good` yeni kurduğu grubuyla imza atmış..

    ilk albümle sesini yeterince duyuramamış ancak ilk albüm sonrası gelen peace sells... but who's buying? ve so far, so good... so what! albümleriyle altın çağına çok yakın olduğunu cümle aleme anlatmış. o altın çağ gruba marty friedman'in katılması ile olmadık bir şekilde gelir..

    1990 senesinin eylül ayında diğer albümleri gibi sessiz sedasız piyasaya sürülen rust in peace albümüyle tam anlamı ile patlama yapar. albümün karakteristik yapısı, içerdiği inanılmaz agresif hava, muhteşem riffleri ve soloları ile geniş kitlelerce artık bitti denilen thrash metal camiasını birbirine katar.

    mustaine bu yola çıkarken amaçladığı şeyi yani metallica'dan daha büyük olmayı başarmaya çok yakındır. ve hakkıdır da. zaten üstün olan gitar tekniğini, marty friedman gibi bir çok ama çok yetenekli bir gitaristle birleştirince ortaya çıkardığı şahaserler metallica kalesini yıkmaya yetecek güçtedir.

    tahtı sallamaya emin adımlarla gider. klasik, taşlamış ve çok yetenekli bir grup kurmayı becermiştir sonunda. dave ellefson, marty friedman, nick menza gibi isimlerle rust in peace harikası sonrası birbilerinden güzel üç albüm daha yapmayı becerir.

    şubat 1992 de çıkan countdown to extinction albümü megadeth in tarihinde en çok sattığı albüm oluvermiştir. albümün tarzını rust in peace'e göre biraz yumuşatmış daha geniş kitlelere yayılmayı hedeflemiş ve sonuçta başarılı olmuştur.

    1994 yılında klasik kadro ile gelen youthanasia albümü dönemin şartlarına yavaştan uymuş 80'ler devrinin kapandığını bizlere adeta göstermiş, albüme yazdığı tüm parçalarda hard rock'a yakın bir sound benimsemiştir. ilginç olan şudur ki; 2 yıl sonra metallica ya load albümüyle birlikte yöneltilen tarzda yumuşama eleştirilerinin hiçbirinden nasibini almamıştır. hatta albüm countdown to extinction dan sonra en çok satan albüm olmuş ve çoğu megadeth fanının beğenisini kazanmıştır.

    başarılı üç albümden sonra cryptic writings albümü 1997 yılında piyasaya sürülür. bir başka başarıyı daha yakalar amerikan listelerinde ilk sıraya oturur. youthanasia sonrası grubunu özüne döndürmeye çalışmış kısmen başarılı olarak gene güzel bir albüm ortaya koyabilmiştir. trust ile grammy adayı dahi olmuştur.

    mustaine ard arda gelen dört başarılı albümden sonra rehavete kapılmış bu iş bitmiştir havalarına girmiş olacak ki klasik kadrosu ile yaptığı en berbat albüm olan risk'i 1999 da piyasaya sürer. albüm megadeth fanları tarafından şiddetle eleştirilir, youthanasia albümü ile almadığı tarzda değişme eleştirilerini bir bir herkesten almaya başlar. zira albüm hem tarzda değişmeler hem de vasat parçalar içerince thrash metal camiasını tümden karşısına almıştır. aynı kemikleşmiş 80ler metal camiası o sıra metallica'nın load ve reload albümüne de ateş püskürmektedir.

    eleştirilerden nasibini almaya başlayan mustaine'in yakasına gençken birçok kez yaşadığı talihsizlikler yeniden yapışır. risk albümü sonrası friedman enterasan biçimde gruptan ayrılma kararı alır. klasik kadronun bel kemiği olan gitar virtüözünün gruptan ayrılması megadeth bitti, mustaine bitti yorumları ettirse de mustaine gitardan anladığı kadar gitaristten de ne kadar anladığını ortaya koyar ve al pitrelli'yi gruba dahil eder. bu sıra gruptan nick menza mustaine tarafından kapı dışarı edilir ve klasik kadro dağılır..

    al pitrelli'li yeni megadeth 2001 yılında the world needs hero albümünü piyasaya sürer. albüm şaşırtıcı biçimde başarılı çıkar ve youthanasia esintileri içerir buram buram. sertlik arayan saf thrash metal hayranlarının umudu bu albümle de boşa çıkar. albüm tek kelime ile underrated teriminin karşılığı olacaktır. 4 albümle zirveye oturan megadeth, hayranları tarafından üvey evlat muamelesi görmeye başlar. 2000li yıllarla birlikte doğan tekno müzik, pop rock, nü metal, alternative rock gibi yeni akımlardan ziyadesi ile etkilenen müzik dünyası yeni bir çağa girer. hard rock, heavy metal, thrash metal eski gücünde değildir. bunun ilk farkında olanlar ise bizzati bu tarzda müzik yapan gruplardır.

    mustaine ise 2002 yılında böbrek taşını aldırmak için girdiği hastaneden sakat bir sol kol ile çıkar. böbrek taşı için aldığı ağrı kesicilerle uyuşan sinirleri sol kolunun üzerinde uyuması ile büyük zarar görür. sol koluyla bırakın birşeyler tutmayı yumruk dahi yapamaz.. bu olay sonrasında 6 aylık fizik tedaviye başlayan mustaine ilk iş olarak grubunu dağıtır.

    mustaine fizik tedavi sırasında hırsını, azmini, hiçbir şeyden vazgeçmemesini gösterir ve tabiri caizse sol koluna gitar çalmaktan, eşya tutmaya herşeyi yeniden öğretir..

    2004 yılında yeniden gitar çalmayı öğrettiği koluyla grubunu tekrar toplama kararı alır.

    devamı haftaya artık.. ha unutmadan;

    (bkz: copy paste değil alınteri)
  • megadeth'in vokali ve gitaristi, aslinda her $eyi.. akilli, gercek dunyaya kar$i ilgili, politik, iyi $arki sozleri yazabilen, karizmasi tarti$ma goturmez dort dortluk bir muzisyen ve sahne adamidir.

    yillarca uyu$turucu ve alkol problemleriyle bogu$tugu halde megadeth'i ayakta tutmu$ bu surecte heavy metal'in ele$tirel tutumunun hakkini vermi$, secim zamanlarinda ba$kan adaylarina sordugu zekice sorulariyla, buyuk toplumsal olaylar sonrasi konserlerinde verdigi mesajlarin inceligiyle takdir toplami$tir.

    bunlarin yaninda metallica'yla olan derdi bir turlu bitmez deyv'in, metallica-megadeth kavgasi bir $ekilde grubun adini man$etlere ta$isa da grubunun logosunun ogrencilerin cantalarina tukenmez kalemle yazilmamasi, konserlerinde stadyumlar dolduramamasi uzuntusunu malesef surekli ta$ir ve bunu belirli araliklarla kendini kucuk du$urucu bicimlerde di$ari vurur. (bkz: metallica some kind of monster)

    bukle bukle sari saclari, $arki soylerken bir tuhaf olan agzi, zekasi, genc ve idealist yureklere hayati iyisiyle kotusuyle net bicimde ortaya koyan $arki sozleriyle bir ba$kadir mustaine.
  • thrash metal grubu megadeth in frontman i dave mustaine, 20 ocak 2020 (bkz: helsinki) hartwall arena konserinde çocukluk yıllarımdan beri hayalim olan kendisiyle tanışıp fotoğraf çektirmeyi, gitarımı imzalatmayı ve grupla canlı performansını sahneden dinlemeyi başardığım müzik idollerimdendir. süper sevecen, alçak gönüllü ve güler yüzlüdür; thrash metalin tartışmasız en büyük isimlerinden birisidir.

    deneyimlediğim konser megadeth in, dave mustaine in hastlağını yenmesinin akabinde verdiği ilk konseridir;

    kendisine soru cevap kısmında heyecanlı olup olmadığını sorduğumda, daha önce müziğe ve konserlere hiç bu kadar ara vermek zorunda kalmadığını, bir konser öncesinde ilk kez bu kadar tedirgin olduğunu belirtip performansının çok iyi olmaması durumunda bizden kendisini idare etmemizi rica etmişti; tabii bizler de yaklaşık 10 kişilik bir fan grubu, avazımız çıktığı kadar bağırarak alkış tutmuştuk :)

    sonuçta, her megadeth konserinde olduğu gibi, bu konserde de performansları muhteşemdi.

    özetle, megadeth hayranlarının dediği gibi:
    dave mustaine for president!!!

    —————

    megadeth ile soyle bir fotografimiz var
    instagram linki

    bu konserden kisa goruntuler

    edit | gitari soran arkadaslar icin bir fotograf da paylasiyorum

    —————-
  • bir ropörtajında gitar çalmaya nasıl başladığı sorulduğunda şöyle bir cevap vermiştir :

    "huntington beach'de evlerin arka bahçelerinde partiler yapılırdı ve orda çalan ufak tefek gruplar olurdu. orada gördüm ki frankenstein kılıklı gitaristlerin bile güzel kızlarla araları çok iyiydi. ben de sıska, kızıl saçlı bir velet olarak dedim ki 'işte benim güzel kızlarla tanışmak için biletim bu : gitar' "

    evet yanlış duymadınız. çağımızın en yetenekli gitarislerinden, aşmış besteci, söz yazarı, vokalist dave mustaign gitar çalmaya bildiğin hatun kaldırmak için başlamış. bundan böyle kızlara hava atmak için gitara başlayan gençlere daha anlayışlı bir gözle bakmaya karar verdim. yetenekli gençleri enstruman çalmaya heveslendirmek için daha geçerli bir yol da yok sanırım.

    ilgili ropörtaj : http://www.youtube.com/…1ljn_hezr4e&feature=channel
  • resmi bilgilere göre metallica diskografisine olan katkısı 6 şarkıdır. buna ek olarak ilk albümün bir tanesi hariç tüm soloları kendisine aittir. dave em all muhabbeti, yani tüm albümü dave yazdı iddiası buradan gelir ancak coşkulu fanların abartmasından öte bir şey değildir. solo yazınca resmi olarak parçanın bestecisi sayılmıyorsun. bunun yanında leper messiah'ın bridge riffinin de kendisine ait olduğunu iddia etmiştir.

    kill 'em all'daki soloların değişmeme sebebi zamanın az olmasından kaynaklıdır. albümün yapımcısı johnny zazula, kirk hammett'tan soloları değiştirmeden çalmasını ister. yine de no life till leather demosunda dave'in çaldığı versiyonlarla kıyaslandığında kirk'ün soloları biraz daha derleyip toparladığı görülebilir. sololar temelde aynı gamlar üzerinden gitse de dave'in tarzı çok kirli ve doğaçlamadır. kill 'em all'daki sololardan biri hariç demiştim. manidar bir şekilde tüm bestesi kendine ait olan the four horsemen'ın ilk solosu baştan sona kirk hammett'a aittir. şarkının orijinal adı the mechanix'ti ve sonradan eklenen orta bölüme sahip değildi . şarkı, megadeth'in ilk albümünde çok daha hızlı çalınmış ve orijinal sözleri ile ismi geri gelmiştir, yalnız eskisinden farklı olarak the eksiktir, yani mechanix. sözlerde, benzin pompacısı olan dave mustaine'in ergen fantezileri yer alır. sözler açısından the four horsemen çok daha iyidir.

    metallica konserlerinde bu parçanın orta bölümü çalınsa da kirk'ün yazdığı solo es geçilir. bu orta bölümle ilgili şöyle komik bir anekdot var, dave'in anlatması tabi. dave, lynyrd skynyrd'tan sweet home alabama parçasını tıngırdattığı sırada lars birden dikkat kesilir ve "olum ne güzel riff buldun" şeklinde büyülenir. dave kovulduktan sonra eklenen riff, gerçekten de sweet home alabama' nın girişine çok benzer. parçadaki isim değişikliğinin sebebi de sözlerin lars ve james tarafından komple değiştirilmesinden kaynaklanır. sözlerle ilgili benzer bir durum jump in the fire'da da var ama isim değiştirtecek derecede değil.

    ride the lightning parçasının verse riffi kendisine aittir. dave, slide riff dersi verirken bu riffin gelişmiş bir varyasyonu olan hook in mouth'un verse riffini öğretir ve o sırada şuna benzer bir laf eder
    "önceki grubumda da bu tip bir kalıp kullanmıştım, hangi şarkıydı hatırlamıyorum."*. bu muhabbeti spider riff dersi verirken de anlatmış olabilir. zira ilk örneğini yine aynı parçada vermiştir. wake up dead'te bu riffi biraz daha geliştirdi. metallica bugün aynı riffi tek parmakla tamamlıyor çünkü spider riff basabilmek için power chordu yüzük parmağıyla tamamlamak lazım, tıpkı dave gibi. oysa james ve kirk power chordu serçe parmakla tamamlar ki haliyle spider riff ile uğraşmazlar*.

    the call of ktulu'nun giriş ve gelişme arpejleri yine kendisine aittir. girişten hemen sonraki ikinci arpej gitar camiasında mustaine arpeji diye de geçer. daha sonra megadeth'te çeşitli varyasyonlarını üretmiştir, in my darkest hour ve when parçalarının introları buna örnektir. bunlardan sonra kromatik olarak yükselen 3. arpeji de hangar 18'de kullanmıştır. ritim ve tempo farklılığından dolayı ilk dinleyişte fark edilemeyebilir ancak gitarda öğrenmeye kalkınca iki parçanın nota dizilimlerinin direkt aynı olduğu görülebiliyor.

    metallica'dan kovulduktan sonra içinde yanan intikam ateşi herkesin malumu. bu ateşin neticesinde megadeth'i kurdu. new york'tan los angeles'a otobüsle dönerken* set the world afire parçasını yazmaya başladı, şarkının içinde geçen bir kelimeyi yeni grubunun adı olarak seçti*. countdown to extinction ile kariyerinin doruğuna ulaştı ama ondan bir sene önce gelen the black album büyüklük yarışına son noktayı koymuştu. metallica, dave mustaine'in içinde hep ukde olarak kaldı. the big four dönemlerine kadar metallica'ya etmediği laf kalmadı. "bana neden ikinci bir şans vermediniz?" derdi hep.

    metallica'da resmi olarak hakkının teslim edildiği parçalar:
    the four horsemen
    jump in the fire
    phantom lord
    metal militia
    ride the lightning
    the call of ktulu
  • bir de çok karizma bir hikayesini duymuştum ki ondan sonra iyice hayran oldum. bir ödül töreninde hangar18 ile ödüle layık görülür. sahneye çıkar, herkes ondan bir teşekkür konuşması beklerken sahnede önce hangar18 çalar ardından da metallicadayken bestelediği call of chutulu parçasını çalar. bu iki şarkı aslında birbirinin aynısıdır, sadece tempoları farklıdır. sonra da "işte siz müzikten bu kadar anlıyorsunuz!" diyip ödülü fırlatarak sahneden iner...
hesabın var mı? giriş yap