• sebze, et, bakliyat, tahıl, süt ve süt ürünleri gibi çok çeşitli malzemelerle hazırlanıp, genellikle sıcak servis edilen ama en önemlisi, gecesi gündüzü olmayan sulu bir yemek türü.

    bir tercih yapmam gerekecekse deniz mahsulü veya sakatat içeren çorbalar zirveye yerleşir, ancak ben her çorbayı çok severim. tabii benim gibi hem açlıktan gözü dönen hem de doymak bilmeyen biri değilseniz bir kase çorbanın doyuramadığı mide, ısıtamadığı kalp yoktur. öyle ki, resim sanatında da kendine geniş bir yer edinmiştir:

    ~ francisco goya, çorba içen yaşlı adamlar, 1823
    ~ anne coster vallayer, beyaz çorba kasesi, 1771
    ~ gerard david, süt çorbası içen madonna ve çocuğu, 1510-1515
    ~ william-adolphe bouguereau, çorba, 1865
    ~ pablo picasso, çorba, 1902
    ~ jules jacques veyrassat, çorba içen yaşlı kadın, 1853
    ~ anonim, çorba kazanları ve alay kaşığıyla yeniçeriler, yaklaşık 1809

    ve elbette ki, çorbadan tiksindiren şuursuzlar da yok değil: (bkz: 28 ocak 2024 mona lisa tablosuna saldırı)
  • birçok çorba ismi var ama bazı menülerden içerikleri yer alırken bazı restoran menülerinde de içerikleri bilmeniz beklenir. ülke dışına çıktığınızda sık sık karşılaşırsınız. uzun zamandır yemek ile ilgili içerik paylaşmıyorum bu şekilde kendimi affettireyim dedim.

    öncelikle aşağıda yer alan içerikler “çorba isimleri” olarak dikkate alalım. çorba çeşitleri çok başka bir şeydir ve ileride o konuyu da ele alırız.

    bisque çorba: şimdi bu çorbayı menüde gördüğünüzde aklınıza hemen patates püresi kıvamından hafif cıvık bir püreli çorba gelmesi gerek. normalde kabuklu deniz ürünleri ile birlikte 4-5 çeşit sebzeyi püre yap, içerisine krema ekle.. hoooop. bisque çorba. ülkemizde domateslisini çok yapıyoruz, tabi bildiğiniz üzere içerisinde kabuklu ve kabuksuz deniz ürünlerinden eser yok.

    chili çorba : bu da koyu bir çorba çeşidi. kırmızı et ve domatesi karıştır püre yap. içerisine chilli biberi ekle. bulamazsan chilli biberi tozu işinizi görür. ülkemizde kırmızı herhangi bir çorba içerisinde eser miktarda tiftiklenmiş hindi eti ve bolca acı sos ile servis edilmektedir.

    chowder: içerisinde tane sebze olan balık çorbası işte.

    konsome: oooo, şimdi önümüzü ilikliyoruz. tamamen yağsız sığır kıymasını yumurta akı ve birtakım sebzeler ile çok ama dikkatli bir şekilde kısık ateşte pişirilmesi ile elde edilir. zaman ve ustalık ister. berraktır, içerisine eklenen malzeme ismini alır. ör: içerisine küp küp patates atarsanız patates konsome, ekmek arası balık atarsanız, balık ekmek konsome olur.

    fumet: balık kemiklerin sebze ile haşlanıp süzülmüş hali.

    gumbo: aklımıza hemen bamya geliyor çünkü gumbo bamya demekmiş. şimdi burada ironik olan nokta ise birçok gumbo reçetesinde gumbo göremememiz. neyse klasik kabuklu deniz ürünlerini iyice kaynatıp un ile bağlıyoruz. içerisine bamya ilave ediyoruz. iğrenç oldu değil mi? işte buna gumbo diyoruz. evlerden ırak..

    ek: gumbo bamya değil sulu yemek anlamındaymış. bende öğrenmiş oldum. ffemmefatalee' ye teşekkürler!

    püre çorba: anne mutfağı kokar. sebzeleri haşla, ver blenderi .. çok az et suyu ve krema ilave et. karıştır. karabiber ve kırmızı biber değirmenini servis masasına koy... menülerde püre çorba resimleri genelde kocaman olur, bütçenin amiral gemisidir.

    yahni çorba: bizdeki tandır çorba işte.

    court bouillon: sebze çorbası ama bizdeki gibi sebzelerin canını çıkarırcasına kaynamamış hali. kemik suyunun içerisine havuç, kereviz, mayanoz sapını at, 30 dk kısıt ateşte tıngırdat. koy menüye. tatsızz tuzsuz. 30 euro mis gibi.. ortamlarda çok yoruldum dersin nerden bilecekler.

    minestrone: court bouillon yaptık mı? evet. bunun içerisine o haşlanan sebzelerin küp küp doğrayarak ilave edilmiş hali. bitti gitti.
  • annemin mercimek çorbasını çocukluğumdan beri çok severim.
    yıllar sonra, çok yakın bi arkadaşımın tarifiyle sebze çorbası yapmayı denedim ve mükemmel oldu. anneminkiyle karşılaştıramıyordum, ikisi de o kadar şahaneydi.

    hangisini sahipleneyim, hangi teknikle yürüyeyim derken o anda aklımda şimşek çaktı: iki dünyanın da en iyi taraflarını birleştirmeliydim.

    biraz da kendimden baharat ve sebze takviyesi yaparak bir çorba hazırladım geçen gün. annemden, en iyi arkadaşımdan ve kendimden parçalar vardı çorbanın tarifinde. ilk lokmayı ağzıma attığımda cennette melekler ağladı mutlulukla. artık sanırım sadece bu çorbayla besleneceğim.

    resmen filmlerde gördüğümüz, alplerde yaşayan anane çorbasını yaptım. o sıcak turuncu rengi, pürüzsüz ama hafif pürüzlü dokusu, blender'dan kabaca geçmiş minicik taze nane ve taze kırmızı biber parçacıkları. allahım, çorbayı üzerime döküp yerlerde sürünmek istiyorum zevkten.
  • ameliyatımın ve sağlıklı yaşama adım atmamın en önemli etkilerinden biri de, bana çorbayı yeniden keşfettirmesi oldu.

    kendi kendime, öyle değişik çorba tarifleri denedim ki, anlatamam. uydura uydura kendime bir sürü tarif yarattım. mutfak yaratıcılığım gelişti. iki gün kabız olsam hemen "dolapta iki kabak vardı du şundan çorba yapayım" deyip hiç kabak sevmeyen kendime kabak yedirebilmiş ve tuvalete çıkabilmiş insan oldum. acayip lezzetli şeyler ürettim. pirinç kullanmıycam inadı sonunda yoğurt çorbasını yulaf ezmesiyle yapmama, diyetisyen bile şaşırdı ve "yoğurt çorbasını yulaf ezmesiyle yapmak mükemmel bi fikirmiş, hiç aklıma gelmezdi" dedi. tariflerimi aşırı beğendi ^_^ öğrenmişim lan bu işi ben diye aşırı sevindim havalara uçtum. gaza geldim.

    çorba çok güzel bişey bence. için, içirin.
  • bulunmaz hint kumasinin bulunmus halidir.

    sabah icilir, gece icilir, aksam icilir, sabaha karsi icilir, hastayken icilir, yalnizken icilir, kalabalikla icilir, diyet yaparken icilir, ac olunca icilir, sarhos olunca icilir, para yoksa icilir, toksan icilir, fakirsen icilir, zenginsen icilir, nezleyken icilir, aglarken icilir, gulerlen icilir, icilirde icilir.

    mercimeklisi, sehriyelisi, tavuklusu, iskembelisi, etlisi, yogurtlusu, sebzelisi, meyvelisi, mantarlisi bile yapilir.

    limon katip icilir, tereyag katip icilir, biber katip icilir, kasar katip icilir, kitir ekmek katip icilir.

    en guzeli anneler tarafindan yapilandir. anne eli degmis olani keyifle icilir.
  • doygunluk... paylaşım... anne... misafirperverlik... hastalık... sofra... kış... ekmek... lezzet... ramazan... kalabalık... aile (kaç kişi tek kişilik çorba pişirir?)... ve daha nicesini çağrıştıran, insanın içini her anlamda ısıtan yemek.
  • saat 4:30 itibariyle uyandım. uyandığımda canım fena halde çorba içmek istiyordu. "tamam" dedim, "ey vücudum, istediğin çorba olsun".

    stoktaki bim'den aldığım bir domates çorbasını tencereye boşaltıp çorbamı yaptım. normalde ben buna domates rendeliyor ve az da yoğurt katıyordum; ama şimdi uğraşamam bunlarla. bu seferlik de sade oluversin.

    çorbamı içtim. tüm vücudum ısındı hatta biraz da terledim. işin daha da garibi mutluyum. bu çorba mutluluk iksiri gibi bir şey vesselam.
  • avrupa dillerinin çoğunda çorba yenir (ingilizce, almanca, rusça, çekçe ...). türkçede çorba içilir.

    bunun sebebi, içinde büyük parçacıklar olan sulu yemeklere bizim yemek dememiz, yabancıların ise bunları da çorba sınıfına sokması. mesela kuru fasulye birçok ülkede fasulye çorbası diye satılır. bu durumda da, haliyle, yiyorlar.
  • evde bulunanlardan bir kış çorbası tarifi.

    tencereye su, yağ, tuz, salça koyup karıştırın. kaynayınca içine minik boncuk makarna ve incecik doğranmış sivri biber ekleyin. bir miktar kırmızı biberle de tatlandırın. makarnalar pişince çorba hazır. limon da sıkarsanız hem tat dengesi oturur, hem iştah açar, hem de içinizi daha çok ısıtır.

    afiyet olsun.
  • savaşta ruslara esir düşen ve yaşadıkları (daha doğrusu mâruz bırakıldıkları) açlık ve sefalet yüzünden "evime dönünce erişte vb.nin haşlama suyunu bile döktürmeyeceğim" demek zorunda kalan dedemin, "insanın yağmurudur" diye tanımladığı nimetmiş.

    bu sözü gençlik yıllarında işitince çok da tesir etmiyor da, bünye yaşlanmaya başlayınca ve en ufak rüzgârdan şifa kapar olunca, hikmeti ve de faydası daha iyi anlaşılıyor.
hesabın var mı? giriş yap