• bana "gün gelecek ve bülent serttaş hakkında bir şeyler yazacaksın." deselerdi muhtemelen "ne alaka lan?!" derdim ama o gün geldi. teşekkürler.

    bahsedilen tweeti gördüm. tipik bir aşağılık kompleksi örneği. bülent serttaş'ı kişilik olarak beğenmeyebilirsiniz, benimsediğiniz sanat anlayışı farklı olabilir. ama tutup "bu adam sharapova'yı en önden seyretmek için ne yaptı!!!!!!" derseniz, acınası bir hale düşersiniz.

    bahsedilen organizasyonu yerinde takip ettim. bülent serttaş gösterinin en başından sonuna kadar oradaydı. gençler karışık çiftler maçını da izledi, kupa törenini de. hülya avşar, mehmet ali erbil, metin uca, gökhan gönül gibi sadece sharapova'nın maçına da gelebilirdi. muslera gibi sadece 10 dakika kadar tribünde görünüp, arkada fotoğraf çektirip gidebilirdi de. tercih meselesidir bu. nasıl diğer ünlüler yadırganmadıysa kendisi de yadırganmamalıdır.

    pahalılık konusuna gelince; saha içi biletleri 500 liraydı ve evet sıradan maaşlı insanlar için pahalıydı. ama diğer biletler 40, 20 ve 17 liraydı. kaldı ki bu özel turnuva. sezon sonu turnuvası istanbul'da yapıldı 3 sene boyunca. kadın tenisinin ilk 8 numarası geldi ve biletler yine 40-20 lira arasıydı. türkiye'de pek çok etkinlik gerçekten pahalı ama tenis, voleybol, basketbol, hentbol gibi branşların maç bileti 2 paket sigara fiyatına.

    ayrıca nasıl bir anlayış "sharapova'yı en önden izlemeyi hak etmek için ne yaptı?" diye sorguluyor, gerçekten korkutucu derecede kötüsünüz. adam istediği organizasyonu önden seyretmek için ne yapmalıydı tam olarak? hayır sanki sanatı, bilimi yücelten bir toplumuz da tv programlarında reyting almak amaçlı saçma hareketler yaptı diye adamı aşağılıyorlar. bu mantıkla bakanların acun'un hiçbir programını izlememesi, şeyma subaşı'nın her hareketini gündem etmemesi, sahnesinde seyircisine hakaret eden şarkıcıların konserine gitmemesi, imladan haberi olmayan ve birikimi yetersiz yazarların(!) kitaplarını okumaması, sırf herkes yapıyor ben de yapmalıyım kafasında olmaması gerekmez mi?

    arkadaşlar tam olarak ne saçmalıyorsunuz ya? gerçekten soruyorum bunu bak, ne saçmalıyorsunuz?

    her türlü sahtekarlığın, yapaylığın kölesi olan siz değil misiniz? sırf ilgi görebilmek için kişiliğinden ödün veren? sonsuz bir yozlaşmaya kapıldığının farkına varamayan? birkaç retweet, like, görüntülenme ve kalan diğer bok püsür için şekilden şekle giren? ülkede herkes çok normal, her şey muazzam bir düzende, eşitlik ve refah içinde yaşıyor, fazla huzurdan ne yapacağımızı sapıtıyoruz da bir enteresan olay bülent serttaş'ın sharapova'yı önde seyretmesi.

    adam bir de "doğum günümdü" yazmış ki ben okurken utandım. şu açıklamayı yaptıracak kadar sığsınız işte. ne bir eksik, ne bir fazla.

    edit : sayın şeyma subaşı hanımefendinin soyadını "şubaşı" olarak yazmışım. bu büyük hatadan dolayı beni şiddetle uyaran çok saygın sözlük yazarı arkadaşlarımdan özür dilerim. şubaşı değil subaşı olacakmış. te allaam.
  • naif adam.

    'bu tipin ne işi var orada' diye soran sığıra 'doğum günümdü' demiş sadece. aslında 'sana ne tarrraağam' tarzı bir cevap da verebilirmiş.

    hayırdır amk tenis maçı izlemek için nobel'i falan mı almak lazım? ne çok salak var lan şu memlekette.
  • hepimizin ağlayacağı var herhalde. şöyle sağlam bir gerekçe bulsak da ağlasak diyoruz galiba. bir twitter hesabı türkiye'de tenisi sadece zenginlerin tükettiğini iddia ederek, bülent serttaş'ı daire içine alarak teb turnuvasında ne işi olduğunu soruyor. serttaş'ın yanıtı ise sadece "doğum günümdü":

    http://www.hurriyet.com.tr/…arapova-yaniti-40660030

    şimdi buna duygulanmak çok saçma, lakin çok kırılgan hale gelmişiz. herkesin ali kıran baş kesen olduğu yoksul bir ülkede böyle bir naiflik hemen ciğerimizi deldi. zor günler geçiriyoruz, zor...
  • ibo* gibi, eline mikrofon verince kuduranlardandır.
    sahne performansı da ibo'nunkini aratmayan cinstendir.
    türkü çığırırken aniden bir çöker, sonra altına kriko döşenmiş binek aracı gibi kademe kademe yükselir.
    4. kademede havaya sıçrar, havada kıç sallayarak tekrar yere düşer.
    futbolcu eskisi olduğu için iyi sıçrar. muntazam düşer.
  • bu adam çok enteresan. kliplerinde ya taksiciyi canlandırıyor, ya lahmacuncuyu, ya ayakkabı boyacısını... her klipte de sosyetik bi' sarışın ablamızla önce ufak ufak flörtleşiyor, sonra arada hamle yapıp date kapıyor, sonra da bir yanlış anlaşılma yüzünden sarışın ablamız tarafından terk ediliyor. yanlış anlaşılma da yanlış anlaşılma anasını satayım. lahmacun almaya gelen başka bir kadınla sohbet ederken görüyor bülent abimizi sarışın ablamız... ulan bi' hayal et amk hamur yoğurup içine harç dolduran bir adam. hangi kadına ne kadar çekici gelebilir ki amk! neyini kıskandın bülent abimizin bre sarışın zilli! elin yeni yetme bebeleri kliplerinde kırk yıllık miami'li triplerine girsin, benim 30 yıldır piyasada olan bülent abim lahmacuncu, taksici... sikerler böyle işi.
  • gülhatmi (!) ballarının reklam yüzüdür.

    balın adı gülhatmi
    dedem yemeden yatmiyii

    adlı bir jinglea sahip reklamda oynuyor.

    evet amk evet skimsonik kanallar izliyoz evet ! kumanda babamda!
  • ülkemizdeki servis şöförlerinin benzediği esas propotip.

    servis şöförleri ibrahim tatlıses'e ya da başkasına benzemez. bülent serttaş'a benzerler.
  • doğum günü kutlu olası güzel insan.
    aşk bodrumda yaşanır güzelimdeki sarı pantolonun kadar renkli bir hayat diliyorum sana ailenle...
  • ben bu adamı bir uçan adam sabri türevi olarak görüyorum.
  • pek bilinmez ama * elazığ amatör küme takımlarından keban tekspor'da kalecilik yapmıştır.

    gelenin geçenin haddi hesabı yok tabii..

    bir de günlük hayatında da fazlasıyla hareketli bir insan olmasına rağmen televizyonda ayrı bir kendinden geçiyor bu abi.. ofiste cam sehpa kırdığına şahit oldum da bir davette motorsikletle sahneye çıkıp hızını alamayarak ön masaya girip iki kişiyi yaralaması apayrıdır.

    ayrıca kendi şov programında dört tekerlekli çocuk bisikletine oturup dingilleri patlatmışlığı, sihirbaz konuklarının yaptığı numaraları denemeye çalışıp kasenin üstüne oturmuşluğu da vardır. çok hareketli çok.
hesabın var mı? giriş yap