• --- spoiler ---
    ferit öldüğü zaman alev mezarına gider ve ağlayarak şöyle der:

    "sen bensiz ölebildin ama ben sensiz yaşayamam."
    --- spoiler ---
  • izlediğim en trajik yeşilçam filmlerinden bir tanesi. bugün tekrar izledim cine 5'te, yine içim darlandı şu sıcakta. yanlış anlaşılmalar, açıklayamamalar, yanlış zamanlamalar, fedakarlıklar, kavuşamamalar derken offf ne yaptınız abi siz diyosunuz. yeşilçam romantik filmi dediğinde mutlanılır, coşulur. ince hastalık, trafik kazası, körlük, bunlar hep sevginin gücüyle üstesinden gelinecek şeylerdir. ölümler, intiharlar filan, olmuyor böyle. ha yine çıksa yine izlerim tabii aynı şevkle. lakin o dönemde yaşayıp da sinemada izleseydim kesin hüngür hüngür ağlayacağım bir film olurdu, bence izleyenler de öyle yapmışlardır zaten.
  • --- spoiler ---
    ferit (kartal tibet) ince hastalığa yakalandığını öğrenince sevdalısı olduğu alev'e (hülya koçyiğit) kendisinden ayrıldığını bildiren bir haber yollar. fakat alev'in hala onu çok sevdiğini ve acı çektiğini bildiğinden, kendisinden nefret ettirmek için alev'in ablası arzu ile dest-i izdivaç yapmaya kalkar.
    ablasının sevgilisi ile tanışma hayali ile odasından salona inen alev karşısında ferit'i ve ferit'in bir takım şerefsiz diye tabir edebileceğimiz hareketleriniz görünce kendisine içten içe intizar eder. alev'den kendileri için şarkı söylemesini isterler, kızımız kimseyi kıramayan adeta kanatsız bir melek olduğundan mütevellit ağlaya ağlaya piyanonun başına oturur. gel gör ki şarkının introsu keman ile başlar -bu sahnede insanın gülesi gelmiyor değil-. alev "boş çerçeve" şarkısını ferit'in yüzüne bakarak, gözlerinden damlalar akarak söyler ve koşarak odasına gidip ferit'in fotoğrafının çerçevesini kırar, resmi de yırtar. -kalbini kırar paranı da vermem- <eh> sonra;
    - artık hiç kimseyi sevmeyeceğim... hiç, ama hiç kimseye inanmayacağım! bundan sonra hayatım bomboş geçecek, kalbim bomboş olacak!.. tıpkı bu çerçeve gibi... tıpkı bu boş çerçeve gibi...
    der.
    --- spoiler ---

    mantığınızı bir kenara koyup izlerseniz çok zevk alacağınız nadide bir filmdir.
  • bu filmin sonunda esas kız esas oğlan ın hasta ve ölüm döşeğinde olduğunu öğrenir nikah masasında..ve gelinliğiyle yollara düşer şehrin heralde baya bi dışında olan çiftliğe kadar koşarak ilerler..hayır yani bi taksiye bin bişey yap ..zaten sabaha karşı çiftliğe vardığında adam çoktan ölmüştür.hatta toprağa da verilmiştir. taksiye binsen yetişecektin halbuki.
  • insanı katil olmaya sürükleyen film. son zamanlarınızı birlikte geçirseydiniz ne vardı lan kızın ağzına sıçtın! sadece onunkine değil benim ağzıma da sıçtı. izlerken üzüntüden içim çekiliyor. az kaldı kederden ben de verem olacağım.

    ne izleyin ne dinleyin *
  • elimde çok denemeyecek bir zaman önce dudaklarının değmiş olduğunu hatırlamaya çalıştığım/unutmak istemediğim bir kadeh, azalmaya başlayan şarabımın(ızın) dudaklarımı kırmızıya boyamasını; boyadıkça kırmızının verdiği azabı, gazabı, şiddeti gece lambasının loş ışığında, pürüzsüz camın yansımasında izliyorum. gözlerim normal olarak boş bakıyor zira o da kırmızı çünkü içmek için en uygun gecelerden birini yaşıyorum. mideme lahza lahza, kare kare kırmızı, açıkçası hatıra akıyor..

    televizyonumu diğer eşyalarımla birlikte bugün sattım. hayal kurarak, boş duvara hulusi kentmenli sımsıcak bir türk filmi yansıtmayı ve yanına gülümseyerek selam çakan bir sadri alışık posteri asmayı başardım. fakat bu gece; yeşil yeşil, çam çam, iğne iğne, insan varsaydığımız vücutlarımızın en hassas yeri olmaya aday şah damarlarıma batıyor..

    en son "bırakma ellerimi" diye konuşan, konuştuğunu ağlayan gözlerini bu odada lambamın ışığıyla son defa seyredebildiğim o son geceden beri fotoğraflarını kaldırmadım. son kez arayıp aramamaların kararsızlığıyla yolu bitirdim ve artık gitmek zorundayım. odamın bir köşesinde duran ağzı açık valizde sadece tek kişilik boş yer kaldı, onu da sana ayırdım. güzel resminin boş kalan çerçevesini bile bu şehre bırakmaya niyetim yok. ben artık resim oldum, çerçeve oldum, anı oldum gidiyorum istanbul'dan. sen olmadan..

    "yalnız hatıran kaldı
    boş kalan çercevede.."

    - temmuz 2009, şişli'de bir ev -
  • belkıs özener kaydının başında, hülya koçyiğit'in filmde geçen şu repliği yer alır:
    + artık hiç kimseyi sevmeyeceğim... hiç, ama hiç kimseye` : çerçeve kırılır` inanmayacağım! bundan sonra hayatım bomboş geçecek, kalbim bomboş olacak!.. tıpkı bu çerçeve gibi... tıpkı bu boş çerçeve gibi...
  • sahibinin sesinden* albümünün en can alıcı şarkılarından biridir.

    bırakma ellerimi
    bırakma yalnız beni
    son defa seyredeyim
    o yaşlı gözlerini

    artık bülbül ötmüyor
    gül dolu pencerede
    yalnız hatıran kaldı
    ah boş kalan çerçevede

    aşkların en güzelini
    yalnız sende bulmustum
    son defa seyredeyım
    o yaşlı gözlerini

    artık bülbül ötmüyor
    gül dolu pencerede
    yalnız hatıran kaldı
    ah boş kalan çercevede
  • bir alev-ferit filmi. bu isimler olmasa adamlar film cekmeyeceklermis o donemde. an itibariyle show tv'de bitmeli oldu. malum piyano calarken calan piyanosuz bos cerceve sarkisi filmin en harika sahnesidir. o oyunculuklar, insani verem edecek cinsten.

    esasinda ferit'in yagmurda islanmasina kadar gecen bolumler komedi, bundan sonrasi ise tam bir dram oluyor. doneminin en guzel filmlerinden olsa gerek. bu film basta olmak uzere hulya-kartal ikilisinin cogu filmini severim. hepsinde mukemmel oynamislar.

    bu filmin bendeki anisi ise universitee birinci sinifta ders calismamak icin yapilan aptal hareketlerden biri olan tv basina oturmayi gerceklestirip filmi gorunce dersi unutup calismadan sinava girmistim. e tabi kaldim. e esasinda gecmeye de niyetim yoktu, kafadan biraktigim bir dersti. gunun tadini filmi izleyerek cikartmistim.
  • insanın ağzına sıçan şarkılardan biri. hayır öyle aşk acısı çekmiş biri de değilim ama ne zaman duysam ulu orta ağlayıp kendimi rezil ediyorum. "son defa seyredeyim o yaşlı gözlerini" nedir abicim nedir ya, böyle şarkı sözü mü olur? insanı en mutlu gününde derbeder eder bu şarkı. filmi zaten hayatımın en büyük travmalarından biri, ona değinme gereği bile duymuyorum.
hesabın var mı? giriş yap