• başroldeki kadın oyuncunun, wenders'in fetiş oyuncusu olup der himmel über berlin ve in weiter ferne so nah'da da oynayan solveig dommartin olduğu filmdir. dommartin, 2007 yılında kalp krizinden 46 yaşında hayata veda etmiştir.
  • 4 saat 47 dakikalık versiyonunu bu akşam güneş batarken izlemeye başladığım ve gece yarısına doğru bitirdiğim wim wenders filmidir. yönetmenin daha çok beğendiğim filmleri oldu.

    bu filmi bir yandan sevdim, bir yandansa sevmedim. eserin uzunluğunun iyi kullanılamaması, asıl konuya gelene kadar yaşanan işin aksiyon kısmı, filmin parçalara bölünmesi gibi noktalar hoşuma gitmedi. dünyada bir felaket yaşanacak olmasa da bu film anlatmak istediklerini anlatabilirdi. ya da ülkeden ülkeye gezip durma durumu olmadan da anlatabilirdi. son derece kişisel ve fantastik bir film.
  • lenovo'nun sunduğu cuma bilimkurgu gecesinde, director's cut olması hasebiyle ilk 2,5 saati gece, kalanı cumartesi sabahı izlenmiş wim wenders'in yönettiği, robby müller'in görüntülerini bahşettiği sinemanın herhâlde doruklarından biri.

    wenders bu sonsuz gibi görünen yolculukta, gerçekten "nihaî" yol filmini icra ederken sinemanın her özgün durağını filmine yedirmiş. cyberpunk bir venedik'ten, film noirdan fırlamış iki gangstere uzanıp, truffaut'nun* kadınlarından bir başkasıyla nouvelle vague, kimi çiğ romansla hollywood ve son durakta westerne vararak bir nevi sinema tarihinin kilometre taşlarında kendi yolculuğuna çıkmış. bu sinematik güzergâhların yanında filmin gezdiği şehirleri saymaya çalışmak ise birkaç satıra mâl olabilir.

    başıboş bir uydunun yörüngesinden çıkması ve buna karşı alınacak önlemlerle gelmesi kaçınılmaz olan "dünyanın sonu" alegorisini ardına alan film claire'in aldatılması sonrasında kendiyle yüzleşme ve kendinden yeni biri var etmesi üzerine girdiği yolculuk peşinde izleyeni dünyada gezindiriyor usulca. bu varoluşu aşkla var etmişken ve dünyanın sonu mühimsizleşmişken, wenders filmin son bölümünde açtığı mesele narsisizm ile de "rüyaların esareti"nin getireceği - daha tehlikeli - sona ustalıkla değiniyor. tüm filme araç olmuş "körlere dünyayı gösterme gözlüğü"nün teknolojisinin temelinde yükselen rüyaları görebilme imkânıyla insanın nasıl kendi içinde, kendi içine çökerek yok olabileceğini gösteriyor. burada wenders'in günümüzde herkesin kendini "kendi istediği" gibi vâr etmeye çalıştığı sosyal medya zamanlarını kehanetvârî görmesi buradan çıkarılabilecek ilk ve en sığ çıkarım olurdu.

    nitekim, azraille diyalogundan çılgın profesöre evrilmiş max von sydow'u tüm bu seyahat yanında izlemiş olmakla ayrı bir keyif veren, gelen ama hiç gelmeyecekmiş gibi usul bir sonu sonsuz coğrafyalara yayan şaheser.
  • 288 dakikalık süresi ile izlemesi cesaret isteyen bir film.

    gerçekten sinemayı seven biri değilseniz hiç bu yola girmemenizi tavsiye etmekle birlikte ben filmi çok sevdim.

    daha doğrusu claire karakterini çok sevdiğimi söylemem, sanırım daha doğru olabilir. claire'in cesareti, tutkusu, pes etmeyişi aynı zamanda tuhaf bir naifliğinin olması beni çok etkiledi. açıkçası çook sevdiğim biri ile inanılmaz derecede benzettim claire'i. bütün film sanki onu izliyormuşum gibi izledim. onunla güldüm, onunla üzüldüm. bu yüzden bu filme objektif bir puan vermem pek mümkün değil maalesef. ama benim için her zaman "özel" bir film olarak kalacağını söyleyebilirim.
  • wim wenders'in seyretmedigim, haliyle hakkinda hic bi sey soyleyemiycegim, ama soundtracki cok guzel olan filmi..
    (bkz: talking heads)
    (bkz: nick cave)
    (bkz: rem)
    (bkz: elvis costello)
    (bkz: depeche mode)
    (bkz: neneh cherry)
    (bkz: lou reed)
    (bkz: julee cruise)
    (bkz: can)
    (bkz: patti smith)
    (bkz: u2)
  • insanin gercek olmasini istedigi seylerden belki de en fantastik olanini anlatan film.
    --- spoiler ---
    gozleri gormeyen karisini cok seven ve olmeden once onun da yeryuzundeki guzellikleri gorebilmesini saglayacak bir makine icad eden bilimadami ve bu ugurda dunyayi dolasan cocuklarinin oykusu.
    --- spoiler ---
    ancak, filmden edinecegimiz en onemli ders, insanin en yararli seyi bile acayip bir hale getirip kendisini onun kolesi yapmaya pek merakli oldugu gercegi. bi de sunu soylemek olasi; ruyalar ne menem seylermis meger!
  • eksi sozlugun elektriksiz versiyonun, hic geciktirilmeden hazirlanmasi gerekliligini hatirlatan film. (bkz: eksi dergi)
  • vhskaset olarak son kiraladigim filmdir. senelerden 2000-2001 suları. yapimindan on sene sonra seyretmis olmamin nedeni tamamen kisiseldir, yani istense onca festivalin birinde rastlanmasi olasiyken...

    yol'u seven wenders'in bence yol'daki en ilginc filmidir. bu yolculuk zamanı kateden zihinsel bir yolculuktur. aradan uzun yillar gecmis olmasina ve tekrar izlemeye ihtiyac duymama ragmen hala cok etkileyici buldugum sahneleri nedense bende stalker ve solaris karisimi bir etki birakmis.
  • bulunması zor film. bilgi üniversitesinden vhs olarak ödünç alınabilir. ya 289 dakikalık directors' cut nereden edinilir?
hesabın var mı? giriş yap