bilim kurgu
-
science fiction'da kurgusunun ayaklarından birini bilim oluşturur. dolayısıyla kullanılan mekanlara ve aletlere dair tasvirler yapılır. bunlar en azından kendi mantık çerçevesinde ve varolan bilimsel buluşlarla pek çelişmeyecek bir şekilde (ideali budur) açıklamaya çalışılır. daha da önemlisi karakterler bu ortam ile etkileşime sokulur. karakterler de okuyucu veya izleyici gibi bulunduğu ortamı keşfederler, sorular sorarlar.
işin mantığı; suspension of disbelief gereği, olmayan bir teknoloji gösterilirken veya bahsedilirken onun nasıl işlediğine dair günümüz bilgilerini az çok anlatmak ve bunun üstüne hayali bazı şeyler ekleyip onun izleyiciye -yapımın kalitesine göre değişken olan- belli bir mantık çerçevesinde açıklama yapmaktır.
stanislaw lem bunu karakterlerini çok farklı şekillerde evrimleşmiş dünyalara sokarak yapar. çevreleri hakkında hiçbir fikri olmayan fakat araştırma merakı olan karakterler sayesinde okuyucu evrimsel olasılıklara kafa yormaya başlar.
arthur c. clarke bilimsel ve teknolojik ilerlemeyle ilgili konulara yoğunlaşır, fikirler üretir. 1945 yılında geostationary orbit'te dünyaya dönük olan uydularla iletişim olayından bahsettiğinde bunun 20 yıl sonra gerçekleşeceğini düşünmek çılgınlık sayılabilirdi.
isaac asimov ise romanları gelecekte geçse bile günümüz bilimini okuyucuya ulaştırmaya çalışır. robotlarının pozitronik beyne sahip olmasının nedeni, pozitronun o dönemlerde yeni bulunmuş olmasıdır. okuyucunun bu kavramları merak etmesini, bilim ile arasında köprü kurmasını sağlar. özelliklefoundation's edge'de zirve yapıyor bu konuda. trevize ile pelorat'ın aralarındaki konuşmalar; trevize'nin tarihçi olan fakat evren ve teknoloji hakkında pek bir bilgisi olmayan pelorat'a yaptığı açıklamalar, okuyucuya bilim ile ilgili bir şeyler öğretme amaçlı yazılan satırlardır.
dip not: birçok bilimkurgu yazarı hikayelerinin bilimsel kısımlarını kontrol etmesi için asimov'a gönderirlerdi zamanında, asimov'un yazılarını zaman zaman kontrol eden kişi ise yakın arkadaşı carl sagan'dı. bilimkurgu'nun sadece eğlencelik olmadığını, yazarların neyi hedefledikleri sanırım bu durum ile yeterince açıklamakta.
içerdiği elementler bakımından ilklerden biri olan astronom johannes keppler'in 1608'de yazdığı somnium romanından beri bilimkurgunun bir yolu yordamı, misyonu var yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere.
siz bir kurgu oluştururken bu parçaları işin içine dahil etmezseniz, veya çıkarırsanız, yaptığınız şey bilimkurgu olmaz. teknolojik öğeler içermesi veya gelecekte geçmesi o şeye bilimkurgu deme hakkını vermiyor.
örneğin star wars...
izlediği şeyin ne olduğundan habersiz kişiler için şunu en başta belirtmek lazım ki george lucas 1979'da verdiği bir röportajda "don't call this film "science fiction", it's a space fantasy" demektedir. benzer cümleleri başka röportajlarda da o dönemler çok kullanmıştır. battlestar galactica yapımcısı ve yazarı ronald d. moore'un aksine george lucas hangi türde film yaptığının gayet farkında.
film başlarken eşek kadar "a long time ago, in a galaxy far far away" diye beliren yazı bize diyor ki; bildiklerinizi unutun, göz ardı edin. ben size şimdi güzel bir masal anlatacağım...
star wars filmlerinde de kitaplarında da bilimkurguyu oluşturan öğeleri göremiyoruz. hatta kullandığı uzay ve gelecek altyapısının bilimselliğinin olmaması bir yana zaten bu aletlerin ve olayların izleyiciye mantıklı gelmesini sağlayacak bir açıklama da yapmıyor yazarlar. çünkü anlatmaya çalıştıkları şey bunlar değil, gerek duymuyorlar o yüzden, bilimkurgu yapmadıklarının farkındalar. teknolojik yapıyı bir duvarkağıdı olarak kullanıp masalsı bir anlatıma başvuruyorlar.
dolayısıyla star wars izlediğimiz zaman kafamızda ateşlenen nöron grupları, interstellar'ı izlerken ateşlenenlerden çok farklı oluyor. bu yüzden star wars'u izlerken gördüğümüz teknolojilere çoğumuz kafa yormuyoruz, umrumuzda olmuyor. bilimsel bir değerlendirmeye tabi tutmuyoruz. jedi'ları konuşuyoruz, imparatorluğu konuşuyoruz. çok cool olduğu için ah keşke lightsaber'ımız olsa diyoruz. fakat interstellar başlığına girdiğimizde ortalık neyin ne kadar bilimsel olup olmadığını tartışan insanlarla dolu oluyor. -
her sene mutlaka bir dizi ve film ile varlıgını sürdüren tür. temennimiz daha da cogalmaları hatta memleketimizde de örneklerinin olmasıdır. derler toparlar isek dizilerini şöyle sıralarabilirim ; eksiğim varsa yeşillendirmekten cekinmeyiniz. bir de şu 90'ların muhtesemliğine bir bakar mısınız :)
diziler ;
---- 40'lar ------
(bkz: the crimson ghost) 1946
---- 50'ler ------
(bkz: the twilight zone) 1959 - 1964
(bkz: flash gordon) 1954-1955
(bkz: adventures of superman) 1952 - 1958
(bkz: ınvisible man) 1958 - 1959
men into space 1959 - 1960
(bkz: zombies of the stratosphere) 1952
---- 60'lar ------
(bkz: doctor who) 1963 - 1996
(bkz: star trek) 1966 - 1969
the avengers - 1961 1961 - 1969
the ınvaders 1967 - 1968
land of the giants 1968 - 1970
department s 1969 - 1970
(bkz: lost in space) 1965 - 1968
(bkz: the outer limits) 1963 - 1965
raumpatrouille - die phantastischen abenteuer des raumschiffes orion 1966
the time tunnel 1966 - 1967
voyage to the bottom of the sea 1964 - 1968
---- 70'ler ------
(bkz: battlestar galactica) 1978-1979
planet of the apes 1974
(bkz: space 1999) 1975 - 1977
(bkz: logan's run) 1976-1978
aux frontières du possible 1971-1974
(bkz: the six million dollar man) 1974 - 1978
(bkz: blakes 7) 1978 - 1981
(bkz: buck rogers in the 25th century) 1979 - 1981
the fantastic journey 1977
(bkz: gemini man) 1976
project u.f.o. 1978- 1979
---- 80'ler ------
(bkz: alf) 1986 - 1990
(bkz: star trek the next generation) 1987 - 1994
(bkz: v) 1983 - 1985
(bkz: galactica 1980) 1980
(bkz: the hitchhiker's guide to the galaxy) 1981
(bkz: alien nation) 1989 - 1990
(bkz: automan) 1983 - 1984
(bkz: red dwarf) 1988 - bugün
(bkz: superboy) 1988 - 1992
(bkz: the phoenix) 1981 - 1982
(bkz: war of the worlds) 1988 - 1990
(bkz: the day of the triffids) 1981
(bkz: outlaws) 1986 - 1987
(bkz: tales from the darkside) 1983 - 1988
(bkz: the tripods) 1984 - 1985
---- 90'lar ------
(bkz: the x files) 1993 - 2002
(bkz: viper) 1994 - 1999
(bkz: stargate sg-1) 1997 - 2007
(bkz: star trek voyager)1995 - 2001
(bkz: star trek deep space nine)1993 - 1999
(bkz: the outer limits)1995 - 2002
(bkz: the lost world)1999 - 2002
(bkz: futurama)1999 - 2013
(bkz: earth 2) 1994 - 1995
(bkz: highlander)1992 - 1998
baywatch nights 1995 - 1997
the burning zone1996 - 1997
(bkz: ocean girl) 1994 - 1998
(bkz: profiler) 1996 - 2000
(bkz: psi factor chronicles of the paranormal) 1996 - 2000
(bkz: seaquest dsv) 1993 - 1996
(bkz: space above and beyond) 1995 - 1996
(bkz: animorphs) 1998 - 2000
(bkz: babylon 5) 1993 - 1999
(bkz: crime traveller) 1997 - 1998
(bkz: crusade) 1999
(bkz: dark skies) 1996 - 1997
(bkz: earth final conflict) 1997 - 2002
(bkz: eerie indiana) 1991 - 1992
(bkz: the girl from tomorrow) 1992 - 1993
(bkz: stephen king s golden years) 1991
(bkz: harsh realm)1999 - 2000
hypernauts 1996
perversions of science 1997
(bkz: timecop) 1997 - 1998
(bkz: total recall 2070) 1999
(bkz: farscape) 1999-2003
(bkz: wild palms) 1993
---- 2000'ler ------
(bkz: terminator the sarah connor chronicles) 2008-2009
(bkz: fringe) 2008 - 2013
(bkz: heroes) 2006 - 2010
(bkz: misfits) 2009 - 2013
(bkz: taken) 2002
(bkz: battlestar galactica) 2003 - 2009
(bkz: stargate atlantis) 2004 - 2009
(bkz: the andromeda strain) 2008
(bkz: the prisoner) 2009
(bkz: warehouse 13)2009 - 2014
(bkz: flashforward)2009 - 2010
(bkz: the triangle) 2005
(bkz: primeval)2007 - 2011
(bkz: riese kingdom falling) 2009
(bkz: sanctuary) 2007 - 2011
(bkz: firefly) 2002
(bkz: masters of science fiction) 2007
(bkz: stargate universe) 2009 - 2011
(bkz: torchwood) 2006 - 2011
(bkz: children of dune) 2003
(bkz: caprica) 2008 - 2011
(bkz: defying gravity) 2009
(bkz: charlie jade) 2005-
(bkz: meteor path to destruction) 2009
(bkz: virtuality) 2009
(bkz: broken saints) 2001-2003
(bkz: regenesis) 2004
(bkz: invasion) 2005-2006
---- 2010'lar ------
(bkz: the 100) 2014
(bkz: outlander) 2014
(bkz: believe) 2014
(bkz: helix) 2014
(bkz: under the dome) 2014
(bkz: orphan black) 2013
(bkz: revolution) 2012-2014
(bkz: extant) 2014
(bkz: star crossed) 2014
(bkz: metal hurlant chronicles) 2012
(bkz: contiuum) 2012 - 2015
(bkz: black mirror) 2011 -
(bkz: defiance) 2013 -
(bkz: almost human) 2013-2014
(bkz: alcatraz) 2012
(bkz: falling skies) 2011 -
(bkz: sense8) 2014
(bkz: primeval new world) 2012 - 2013
(bkz: outcasts) 2011
(bkz: the event) 2010- 2011
(bkz: westworld) 2014
(bkz: 12 monkeys) 2015
edit : ilaveler ilaveler... -
aslinda bilimkurgu jules verne'den de önceye gider... jonathan swift, 1726'da yayimladigi "gulliver'in gezileri"nde çesitli garip yaratiklardan bahseder. (herkesin bildigi cüceli hikaye, asil eserin küçük bir kismidir sadece.) bundan otuz yil sonra voltaire, "micromégas" adli kisa öyküsünü yayimlar ve dünyayi ziyaret eden devasa yaratiklari, onlarin gözünde bizim en büyük dertlerimizin bile nasil önemsizlestigini anlatir. 1817'de de pek çok kaynakta ilk bilimkurgu eseri olarak gösterilen "frankenstein" yayimlanir.
jules verne'in ilk önemli eseri sayilan "arz'in merkezine seyahat" 1864'te yayimlanmistir. -
star trek'in binbir turlu garip vasitanin gorundugu bolumlerini tenzih edersek denilebilir ki, bu bilimkurgu filmlerinde, havacilik sektorunden alinan gazla, aerodinamik arac tasarimlarinin uzaya tasinmasi suretiyle alttan altta orada hava oldugu izlenimi yaratilmistir.
tek basina bu olsa birsey degil ama lazer /fazer / foton torpidosu turunden cihazlarin cikardiklari ciyuuv sesleri, tam guc ileri komutuyla kiclarini yirtan warp motorlarinin gurultusune ekleniyor, izleyende "ulan kafami stratosferden uzatip bir of ceksem feryadim jupiterden duyulur, tum galaksi bilir yasadigim su dertleri, kaderin bana oynadigi oyunlari" dusunceleri uyandiriyor zaten. iste bu altyapiyla da, aerodinamik dizaynlarla gemilerin hizlari arasinda dogru oranti kurmaktan baska caresi kalmiyor kimsenin.
ufo dizaynlari da ayni dertten muzdarip. illa yassi, ince bir disk olacak ki kuul gorunsun. galaksi genelinde trend nasildir bilemiyorum ama bizim gordugumuz kadariyla 50 senedir degismedi moda. ufo ne kadar yassiysa, o uygarligin teknolojisi de o kadar ileri demek.
ama kaptan hisimla her ayaga kalktiginda kafasini tavana vurarak murettebat arasinda kaybettigi saygiyi nasil geri kazanabilir? hem oyle istila yapacaksan, o kadar askeri nerede tutuyorsun, ranza bile sigmaz o gemilere.
halbuki adam gibi sunu kure seklinde yapsalar; en az yuzey alaniyla en genis hacme sahip olan sekildir kure. uzayda da bize lazim olan sey bu ferahlik, bu havadarlik degildir de nedir; kamyon soforu degil ki bunlar yorulduklarinda soyle 5 dakka kenara cekip hava alsinlar. anca bir uygarlik kesfedilecek de, federasyona bir yamuk yapacaklar da, biz de o gemiden disari cikacagiz. o da herkese nasip olmuyor zaten, varsa yoksa kaptan, iki numara, doktor ve tehlikeli gorevlerde olaya gercekcilik katmak icin olecek iki uc stajyer. elalemin uygarliginin icislerine burnunu sokup, onlarla ingilizce muhabbet etmek luksune sahip olmayan murettebatin ezici cogunlugunun ise kafayi yememesi, hali saha turnuvalarinda gonullerince degaj yapabilmeleri icin kure dizayni sart. fakat once yerlesmis inanclarin yikilmasi lazim...hemen simdi, daha aydinlik bir gelecek icin. -
konuyla ilgili filmlerden birkaçını şöyle güzelce ortalığa saçarsak:
le voyage dans la lune(a trip to the moon) (1902)
metropolis (1927)
mysterious island (1929)
just imagine (1930)
doctor x (1932)
the invisible man(1933)
island of lost souls (1933)
the mystery of the wax museum (1933)
flash gordon rocketship (1936)
things to come(1936)
destination moon (1950)
rocketship x-m (1950)
the day the earth stood still (1951)
the man from planet x (1951)
the man in the white suit (1951)
the thing(from another world) (1951)
when worlds collide (1951)
the beast from 20,000 fathoms (1953)
donovan's brain (1953)
house of wax(1953)
invaders from mars (1953)
it came from outer space (1953)
the magnetic monster (1953)
the war of the worlds (1953)
the creature from the black lagoon (1954)
them! (1954)
20,000 leagues under the sea(1954)
it came from beneath the sea (1955)
this island earth (1955)
forbidden planet(1956)
godzilla(1956)
invasion of the body snatchers (1956)
the quatermass experiment(1956)
the incredible shrinking man(1957)
the fly (1958)
angry red planet(1959)
journey to the center of the earth (1959)
the time machine (1960)
village of the damned(1960)
mysterious island (1961)
voyage to the bottom of the sea (1961)
the damned (1963)
the day of the triffids (1963)
x - the man with x-ray eyes (1963)
dr. strangelove or : how i learned to stop worrying... (1964)
failsafe(1964)
first men in the moon (1964)
robinson crusoe on mars (1964)
fantastic voyage (1966)
fahrenheit 451 (1967)
one million years, bc (1967)
barbarella (1968)
planet of the apes (1968)
2001 a space odyssey (1968)
the mind of mr. soames(1969)
colossus - the forbin project (1970)
the andromeda strain (1971)
a clockwork orange (1971)
silent running(1971)
thx 1138 (1971)
slaughterhouse five(1972)
sleeper(1973)
soylent green(1973)
westworld(1973)
dark star(1974)
death race 2000(1975)
the rocky horror picture show(1975)
rollerball (1975)
logan's run (1976)
the man who fell to earth (1976)
close encounters of the third kind(1977)
star wars (1977)
superman (1978)
alien (1979)
mad max (1979)
star trek - the motion picture (1979)
star trek series (1979, 1982, 1984, 1986, 1989, 1991)
time after time (1979)
altered states (1980)
flash gordon (1980)
the empire strikes back (1980),
outland (1981)
the road warrior (1981)
somewhere in time (1981)
time bandits(1981)
blade runner(1982)
e.t. the extra-terrestrial(1982)
the thing(1982)
tron(1982)
war games(1983)
return of the jedi(1983)
dune (1984)
metropolis (1984)
nausicaa of the valley of wind (1984)
the terminator (1984)
2010 the year we make contact (1984)
back to the future(1985)
brazil (1985)
aliens (1986)
the fly (1986)
innerspace(1987)
predator(1987)
robocop (1987)
alien nation (1988)
the abyss (1989)
batman (1989)
flatliners(1990)
total recall(1990)
terminator 2 judgment day(1991)
jurassic park (1993)
stargate (1994)
timecop(1994)
johnny mnemonic (1995)
judge dredd (1995)
outbreak (1995)
strange days(1995)
twelve monkeys (1995)
waterworld (1995)
independence day (1996)
mars attacks! (1996)
contact(1997)
the fifth element (1997)
gattaca (1997)
men in black (1997)
starship troopers (1997)
armageddon (1998)
dark city (1998)
the truman show (1998)
the matrix (1999)
star wars: episode i - the phantom menace(1999)
the cell(2000)
x-men (2000)
a.i. artificial intelligence(2001)
donnie darko(2001)
minority report (2002) -
kelime dilimize orhan duru tarafindan kazandirilmistir. turk dili dergisinin ocak 1973 tarihli, 256. sayisinda* science fiction olarak bilinen edebiyat turune turkce bir karsilik bulma/arama çabasiyla yazarin kaleme aldigi bir yazi var. 1927 yilinda ture science fiction adini veren amerikali yazar ve yayinci hugo gernsbackinkine benzer bir tanim arayisinin belgesi seklindedir. orhan durunun getirdigi onerme sonradan turkcemizde yerlesik olarak kullanilan bir sozcuk halini almistir.
-
bazen yazarlarının tanrı tarafından görevlendirildiğine inandığım tür. özellikle gözlemlediğim cyberpunk alt kültüründe ve/veya distopya konulu metinler yıllar öncesinde yazılmasına rağmen kısmen geleceği ve bugünü nitelemek konusunda inkar edilemez niteliklere sahip.
* yapay zekanın hassiktir lan düzeyinde ciddiye alındığı dönemde ben robotu yazmak
* güvenlik kamerasının bile olmadığı dönemde 1984ü yazmak
* sanal gerçeklik kavramını bilen adamın sayılı olduğu dönemde neuromancerı yazmak
bunlar benim gibi hayalperest la bu denilen bir kişi için bile "geleceği bir görüp geldim abi" modundaki olaylar. -
bilim den feyz ve ilham alarak hikaye kurgulamak.
bu arada arthur clarke falan yazlımıs¸ talihsizce;
jules verne siz bilim kurgu olmaz.jules verne kadar bilimi kurgulayan olmamıs¸tır.arthur c clark serbest aminoacid iken jules verne bilimi kuruyordu.
(gibisinden kendimden gecerek ne dedigimi sasirdigim bir entry ile acilmis baslik) -
dünyanın en iyi edebiyatçılarının arenasıdır. daima yaratıcı olmayı gerektirir ve genellikle her zaman gerçek olabilecek şeyleri de içinde barındırır. çoğu zaman, en iyi örnekleri, diğer türlerdeki en iyi örneklerden çok daha fazla mesaj kaygılı, eğitici, yaratıcı ve ilham vericidir.
bilimkurgu, bilim temelli kurgu anlamını taşır ve bu hiçbir şekilde diğer türleri ihtiva edemeyeceği anlamına gelmez. mizahi bilimkurgu yazılabilir, dramatik bilimkurgu yazılabilir, her türlü bilimkurgu yazılabilir. sınır sadece yazardır.
bir yazar kafasını kullanıp gelecekte olabilecek şeyleri görmeyi, yorumlamayı, oluşabilecek sonuçları bizlere anlatmayı seçtiğinde bazı okur ve edebiyat çevrelerinin bu yazarları dışlaması düpedüz aptalcadır. onların bu önyargılarına karşılık, ama çok daha değişik, sevimli bir bağlantı olarak, bilimkurgu okuyan insanlar da diğer bilimkurgu okurlarına yakınlık hisseder, birbirlerini daha iyi anlarlar. -
özellikle dünya tarihini temel alarak gelecekte geçen, en azından 100-200 sene sonradan başlayan bilimkurgu öykülerinde, her ne kadar yazarlar toplumların teknolojik, sosyolojik, biyolojik vb. değişimlerini güçlü ve detaylı bir şekilde hayal edebilseler de, rastladığım en büyük eksiklik, günümüzden, öykülerin geçtiği zamana kadar olan dönemde yaratılmış sanat eserlerinin bulunmaması.
star trek, star wars gibi uzun soluklu evrenler kendi mitolojisini oluşturabilirler, (ikincisi insanoğlunu kullansa da tamamen farklı bir galaksi kullanmıştır, hatta bilimkurgu değil de futurusitik fantazi olarak da tanımlanır).
ancak tek kitaplık ya da büyük bir yazar kitlesini kullanmayan evrenlerde kahramanların hayran oldukları sanat eseri kıtlığı çekilmektedir. kahramanımız horatio hornblower'ı severken, baş düşmanımız hala wagner'in operalarını dinler, anlayabilmek için latince, fransızca, almanca gibi kullanımdan kalkmış dilleri öğrenir. ismi geçen kaptanımız picard, shakespeare sonelerine bayılır.
geçmişe dair kullanılan referanslar, dünyanın bugüne kadar ürettiği eserlerden yazarımızın etkilendikleri arasından seçilmiştir.
bu ne yazık ki anlaşılır bir eksiklik. çünkü benim karşılaştığım, yaşanmamış dönemden uydurulmuş bir kaç eser referansı, biz okuyucularda (incelediğim örneklem benden oluşuyor) bir konuya uygunluk hissi ve anlamlandırma uyandırmıyor. yazarımız sanat eserinin uyandırdığı düşünce ve duyguyu verecek eseri de yazmaz, bestelemez, boyamaz, yontmazsa ve biz bu eseri kendimiz için özdeşleştirmezsek nasıl uyandırabilir ki?
örjinal bir eseri önemli yerlere taşıyan bilimkurgu öyküleri olabilir. ancak bunlar bu eseri açıklamak için değil paragraflar bölümler ayırmış olması gerekir diye düşünüyorum. önereceğiniz eserler varsa okumak isterim sevgili bilimkurgu severler.
edit: ender's game serisinin devam kitapları neredeyse bir anti-tez imiş yazdıklarıma. kahramanların yıldızlar arası yolculukla sünen yaşamlarında, ışık hızında yolculuktan önce yazdıkları eserlerin ana fikirlerinin, yolculuklarının sonunda vardıkları noktada toplumdaki fikirsel değişime nasıl etkidiğini görebiliyorsunuz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap