hesabın var mı? giriş yap

  • ek olarak:

    -isveç, askeri olarak daha güçlüdür. hem askeri teknolojiler konusunda hem de asker ve ekipman konusunda.
    -isveç'te %3.5'un üzerinde ki alkollü içecekler system bolaget adı verilen alkol dükkanlarında satılır. saatleri ve günleri kısıtlıdır. norveç'te de öyledir ama norveç' te marketlerden alkol alabilirsiniz.
    -isveç'te daha fazla göçmen vardır.
    -norveç coğrafik olarak daha güzeldir. daha fazla göl, yeşillik, şelale ve pek tabi ki fiyort vardır.
    -isveç'te isveç kronu, norveç'te norveç kronu geçer.
    -norveç biraz daha pahalıdır ama isveç bile bize göre hayvan gibi pahalıdır. euro olmuş 5 küsut tl zaten.
    -norveçliler biraz daha obeziteye yakındır, isveçliler nispeten daha fittir.

  • ''güven testi'' denen zımbırtının yeni moda olduğu ya da bizim yeni duyduğumuz, benimse ''hadi şimdi güven testi yapıcaz seninle, kollarını açıp kendini bırakıcaksın, ben de seni tutucam'' diyen arkadaş sayesinde ilk kez duyduğum zamanlarda, olayı yanlış anlayıp, kollarımı açıp arkaya değil de kendimi öne doğru bırakmak suretiyle kafayı gözü dağıtmak. güven testinde yüz üstü yere yapışan başka biri var mıdır merak etmiyor değilim.

  • saat 3.00'da saati ileri alıyoruz, saat oluyor 4.00. burası tamam, da problem şu: saat 3.00'da utah- brooklyn maçı var arkadaş. ancak bu işlemi gerçekleştirdiğimizde 3.00 diye bir saat olmamış oluyor. e saat 2.00'da alabilirsiniz falan da denmiyor. dolayısıyla zamanın boşluğunda bir şeyleri yitirmemiz söz konusu, biri bi'şey söylesin lütfen?

  • balon şişirmek, çamaşır suyuyla ev temizlemek, üst üste bir kutu kadar kibrit yakıp ilk çıkan kokuyu içe çekmek, kollarını iki yana açıp birkaç dakika boyunca dönmek, pencereden sarkmak, sabah gözü açar açmaz yataktan fırlamak, altı saat ve üzeri süre boyunca yerinden hiç kalkmadan ders çalışmak, uyumamak (ikinci günden sonra yaşanan kafa muazzam, dört günden sonrakini anlatmaya dilim varmaz), yastığa suratı gömüp nefes yettiğince çığlık atmak, yarım metre yükseklikten atlamak (min. x5 tekrar), salıncakta kafayı geri atarak sallanmak, kaydıraktan ters kaymak, yine parktaki o ellerle tutularak ilerlenen demir çubuklu şeyde dizlerini sıkıştırarak baş üstü durmak, uhu koklamak, çıkan yürüyen merdivende iniyormuş gibi durmak, hareket halindeki arabadan kafayı çıkarıp gözleri kapatmak, aşık olmak, iş makinası izlemek, taraftar kavgası olan ortamda bulunmak, otobüste çılgınlar gibi ağlayan üç yaşlarındaki çocuğun yanında oturmak, yeni doğan bir buzağının ve annesinin hareketlerini izlemek, üst üste iki demlik çayı tek başına içmek, aldatılmak, uzun zamandır görmediğin ve çok özlediğin birisine koşup hızla sarılmak, yanından geçen seçim otobüsünün şarkısına maruz kalmak... hepsinin sonunu garanti ediyorum. benden bu kadar. narkotik peşimde.

  • gelecekte sıkça yaşanacak bir sorunun bugünkü tezahürü.

    çocuklukta ve ergenlikte hepimiz salaklıklar yaptık ama hafızalardan silindi. şimdiki çocuk ve ergenlerin tüm salaklıkları internette. kendileri bulup silmedikçe de öyle kalacak. 30 yıl sonranın başbakanı şuanda eski sevgilisine twitter'da laf sokmalı twit atıyor olabilir mesela.

  • tanitim filminde, bogazda rovaseta atan bi tane semazenin topu ayasofya'nin minaresine carpiyor olurdu sonra ordan drogba birden belirip topu gogsunde yumusatip bi vuruyor hop top atakule'de. arkada ney sesi var bir yandan da shakira ile songul karli omuz omuza gardas parcasini seslendiriyor beraber. oyle oyle top konaktaki saat kulesine, antalya'da plaja falan ugruyor bursa'ya, adana'ya sekiyor hatta o sirada agri'da reklam ceken turkcell ekibinin de kafasina kafasina carptiktan sonra geri istanbul'a geliyor drogba'nin ayagina.

  • ingilizceyi ikinci dil olarak ogrenenlerin ogrendigi sira, genellikle gramer-reading-writing-listening-speaking.
    ama ana dili ingilizce olanlarin izledigi yol ise listening, speaking, reading, writing ve gramer.
    dolayisiyla, ana dili ingilizce olanlarin ogrenirken en son yaptigi eylemleri, biz bu dili ogrenirken ilk; onlarin ilk yaptiklari eylemleri, biz son eylem olarak yaptigimiz zaman sikinti oluyor. grameri biliyoruz ama konusamiyoruz.

    ana dili ingilizce olanlarin bu konuda yaptigi tavsiyeleri su sekilde kisaca siralayabiliriz:
    1) kelime kelime asla ezberleme. phrase veya cumle icinde kelimeleri kullanarak ogren.
    kagida yaz ve tekrar tekrar et.
    ornek:
    john hates ice cream.
    sonra hate kullanmak istersen sadece john'u veya ice cream'i kaldir. x hates ice cream. x hates y gibi.

    2) gramer'e kesinlikle odaklanma. 3 yasindaki ana dili ingilizce olan cocugu dusun. cocuk gramer bilmiyor. kelimeleri tek tek ogrenmiyor. cumle icinde kura kura ogreniyor. gramer ogrenirsen yazarken rahat olacaksin, kurallari dusunursun. yazarsin silersin. ama konusurken boyle bir imkanin olmaz kurali dusunemezsin. hangi zamandi, hangi edat veya zamir vs diye. dil ogrenirken grameri sonlara at. ortaokulda veya lisede native speaker gramer ogrenir. neden? writing icin. konusmak icin boyle kural yoktur. peki grameri nasil ogrenirsin? tek yol dinleme. listening.

    3) ingilizceyi gozlerinle degil, kulaklarinla ogren. dinle ,dinle, dinle. listening, listening, listening.
    devamli text book'a odaklandin. native spekers ilk basta dinleyerek ogrendi. kitaplari okuyarak degil. en az %95 anlayacagiz kolay seyleri dinleyerek basla. listen listen, listen, mp3, yemekte, yolda , her yerde dinle. dinledikce geliseceksin. listen listen listen. dinlemek super etkili, dinlemeye odaklan.

    4) asla bir konuyu derinlemesine ogrenemedin. bir dersi gordun ve gectin. o yuzden tekrar et. repeat repeat repeat.
    surekli tekrar et. belki bir hafta tekrar et. onu iyice ogrenene kadar. 1 veya 5 kere yeterli degil. 30-40-100 veya daha fazla tekrar et. kafana kazinana kadar. ana dili ingilizce olanlar boyle ogrendi. otomatik olarak konusana kadar tekrar tekrar tekrar et. konusman hizlanacak. ornegin, past time ile ilgili 1 hafta hikayeyi dinle sonra baska hikaye sonra baska hikaye. dinlemeye devam et ve surekli tekrar et. boylece ana dili ingilizce olanlar gibi konusmaya baslayacaksin. ve surekli genel kelimelere ve cumlelere odaklan. sonra otomatik olarak konusmayi ogreneceksin.

    5) past, present ve future: bu zamanlarda hikaye dinle. grameri boyle ogrenirsin.

    6) basit ingilizce roman oku veya dinle. text book okuma & text book cd'si dinleme. gercek chat yap. haber dinle. real english ogren. gunluk hayatta kullanilan ingilizceyi takip et. talk show, dizi ve film izle. audio book, pod cast ve sarki dinle. son donemlerde sosyal aglarin video kanallarinda populer olan social experiment** programlarini izle. gercek hayatta kullanilmayan ama gramer kitaplarinda gecen kaliplara ve konulara odaklanma. gunluk hayat ingilizcesine odaklan.

    7) listen and answer mini stories. kisa hikayeleri dinle, soru sor ve cevapla. ayri iten, ingilizce gazete oku ve yorumla. farkli kelimeleri ve yapilari gor. ingilizce gazetelere internetten kolayca ulasabilirsin.

    8) dil ogrenmeye ne kadar erken baslanirsa dil daha kolay ogrenilir. ornegin 2-3 yasinda dil ogrenmeye baslayanla 12-13 yasinda dil ogrenmeye baslayan arasinda ucurum farki vardir. belki 12-13 yasinda ogrenenler, iyi bir egitimle dilin kurallarini ve gramerini 2-3 yasinda ogrenmeye baslayanlara gore daha iyi bilebilirler. ama konusma acisindan 2-3 yasindan itibaren ingilizce ogrenenler gibi dogal ve gercek ingiliz aksaniyla konusamayacaklardir. cunku kritik donemleri es gecmislerdir. o yuzden aksanlara takilma. ana dili ingilizce olanlar bile aksana takilmiyor. seni anliyor ve olay bitiyor cunku adamlarin felsefesi yararcilik**, adamlar kila tuye odaklanmiyor*, anlamasi ve odaklanmasi gereken yere bakiyor. ingilizce aksanlari tek sorun edenler emin olun ki ana dili ingilizce olmayanlar.* gec kalmadan ingilizce ogrenmeye basla veya ingilizceni gelistirmeye devam et.* (bkz: kritik donem/#43727114)
    "stop wishing, start doing"

    9) ingilizce siniflarinda bircok ogrenci stres icindedir. "ingilizce konusamam veya ingilizce'de iyi degilim." der. ek olarak, "bu sorunun bir tane dogru cevabi veya bir tane dogru soylenisi var."diye dusunur. bu negatif dusunce tarzi, mukemmelliyetci yaklasimlar dogru degildir. bir cumlenin 3, 5 veya 10 farkli tarzda soylenisi vardir. dusuncelerini basit ve yalin sekilde aktar. farkli bilindik fiiler, farkli yaygin kelimeler senin konusmani gelistirecektir. kelimelerin yerini degistir, kelimelerle oyna. boyle boyle daha karmasik cumleler kurmaya baslayacaksin. sadece rahat ol, iletisime gec. unutma sadece bir dogru cevap yok. onlarca farkli anlatim sekli var. gramer hatasi yapabilirsin. hic onemli degil. ana dili ingilizce olanlar bile gramer hatasi yapabiliyor. listen, speak and enjoy.
    cem yılmaz | sultanahmet
    cem yılmaz | fatal error

    10) ihtiyaciniz veya ilgi duydugunuz bir alani secin. daha sonra video sitelerine gidin. burdan ilgi duydugunuz konuyla ilgili videolari izleyin. basamaklar soyle olsun:

    a) once turkce alt yazili ingilizce videoyu izleyin. ( bir kac video sitesi bu hizmeti sagliyor.)
    b) sonraki asamada ingilizce altyazili videoyu izleyin. (bu hizmeti de saglayan video siteleri var.)
    c) daha sonra alt yazisiz videoyu izleyin.
    d) sonraki asamada video ayarlarindan ses ayarini 1.2x goturup hizlandirin. daha sonra 1.5x, sonrasinda 1.8x ve sonunda 2x hiza zamanla cikarin.
    e) 2x hizinda yeterince uzman olduktan sonra cok hizli konusan birinin ingilizce videosunu seyredin. normalde bir kelimesini bile anlamayacaginiz adamin tum cumlelerini anladiginizi goreceksiniz. bu yontem dinlemenizi gelistirmek icindir. basamaklar arasinda ne kadar zaman harcayacaginiz size baglidir.

    not: 2x'te herhangi bir konuda turkce podcastleri uzun bir sure dinledim. hemen sonrasinda 1x'te gunluk ingilizcenin konusuldugu podcastleri dinledigimde ingilizce konusmalarin tane tane anlasilir oldugunu farkettim. dil farklı olsa da beyin mod 2x'e alistigi icin 1x'teki ingilizce kelimeleri slow motion gibi algiliyor. bu da ingilizce anlamanizi kolaylastiriyor.

    11) bir kelime veya ifadeyi ogrendikten sonra onu konusma icerisinde kullanarak uygulama yap. boylelikle o kelime veya ifadeyi en etkili sekilde ogrenmis olacaksin. (bkz: yasanti konisi/#36939781)(bkz: yaparak yaşayarak öğrenme)
    diyelim yeni ogrendigin kelime beautiful olsun.
    bunu sadece tek sekilde uygulama yapma. bu kelimenin diger turlerini de ogren ve cumle icinde onlari kullanarak pratik yap.
    ornegin,
    adjective=beautiful
    noun=beauty
    adverb=beautifully
    verb=beautify turlerini cumlede kullan. sonucta dort yeni kelime daha ogrenmis oldun.
    ilgilendigin ve sevdigin konularda ingilizce dinlemeye, konusmaya, okumaya, yazmaya ve ogrenmeye araliksiz bir sekilde devam et.
    unutma
    "use it or lose it"
    "never stop learning"

    kaynak 1
    kaynak 2
    kaynak 3
    kaynak 4
    kaynak 5
    kaynak 6
    kaynak 7

    ayrica

    (bkz: a.j. hoge)
    (bkz: effortless english)

  • ad soyad, telefon, e posta ve adres bilgilerini çaldırmışlar. bi de, "yapılan çalışma sonucu ihlalin yalnızca listede açıkladığımız unsurlarla sınırlı olduğunu tespit etmemizin akabinde" diye açıklama yapıyorlar.

    bundan öte bi kredi kartı bilgisi kalıyor, onu da herkes sisteminize girmemiştir zaten. başka ne çaldıracaksınız? bütün database gitmiş.

    edit: kullanıcı tarafında çok bi kayıp yok diyenler; ad soyad, cep telefonu ve ev adreslerini de girdikleri entry'lerin altına iliştirsin bi zahmet. yüreklerini bi görelim.

    düşünün, kötü niyetli kişiler; sizin ya da sevdiklerinizin adına, güncel telefonuna ve adresine anında ulaşabilecek. 2016'daki sızıntıyla, 2021 yılında gerçekleşen bu olayı temize çekemezsiniz. güncel verilerimizin tamamı şu an birilerinin elinde.

  • altta kalan kol karıncalanırsa çekin olum aptal olmayın.

    edit: “altta kalan kol karıncalansa da çekmem felç olsa da çekmem” gibi bir şeye cevaben yazmıştım.