• sunucu ve konuklarının geyiğine dayanan tv programlarının genel adı.

    bizdeki güzel örnekleri için (bkz: televizyon cocugu)
    dünyadan güzel örnekleri için (bkz: jay leno) (bkz: conan obrien)
  • türkiye'deki ilk örneği rüstem batum tarafından verilen, kelime hakimiyeti ve ciddi bir kültürel altyapı isteyen televizyon program formatı.
    bu işi yapabilecek yaiki ya üç insan vardır. onlar da ne hikmettir ortadan kaybolmuşlardır.
    yerini alan fantaaaazi müzik sanatçıları sayesinde talk show tarihinin en kitch programları ülkemizde yapılmaktadır.
  • türkiye'de "sululuk ve zorlama komikli yapmak" ile karıştırılan,asıl amacı ölçülü bir keyif empoze etmek olan televizyon programı formatı.
  • bakalım tdk, ne karşılık önermiş:
    "son zamanlarda ekranda moda olan talk şov, 'televizyonda sohbet programı sunan, fakat sohbetten çok kendi sunuculuğunu (burada da yanlış var; virgül 'fakat'ten önce değil sonra yazılmalıydı ayrıca, 'sohbetten çok'tan sonra da virgül kullanılmalıydı) bir gösteriye çeviren kimselerin yaptığı iş' için kullanılmaktadır. bu anlamda iki karşılık teklif ediyoruz: çene yarıştırma (orta oyunundan), söz gösterisi."
    ilk öneriyi kabul etmiyorum; 'çene yarıştırma'dan ziyade 'çene çalma'dır uygun düşen karşılık.
    ikinci öneri fena değil: (bkz: direct translation).
  • scott weiland purple yayınlandıktan sonra eroin bağımlısı olup da rehabilitasyon merkezine yollandığında, paraları bittiğinden olacak, geride kalan stp üyeleri "ten inch men" adlı bi gruptan, "dave coutts" diye bi adamı yanlarına solist diye alıp talk show'u kurmuşlar. bi tane de albüm çıkarmışlar kendi adlarını taşıyan.
    97' senesinde çıkmış bu albüm. içinde de bir sürü şarkı varmış felan. edinip dinlemek istiyorum ben de.
    (allmusic.com'dan edindiğim bilgileri kaynak gösteriyorum entry için.)
  • turkiye'deki anlami icin;
    (bkz: geyik muhabbeti)
  • talk show yapmak için gerekenler;

    * götü-başı açık, kelime haznesi dar, hafif-meşrep bir konuk.
    * dana gibi bağıran ve konuşabilen bir sunucu.
    * programı her hafta arayıp mal mal sorular soran ve küçücük beyninin dörtte üçünde "masturbasyon günah mı" uktesini taşıyan kızlar.
    * ellerindeki pankartları düz tutabilmekten aciz, sunucu bağırdıkça gaza gelen bir de her boku alkışlayan stüdyo konukları.
    * arada skeç denilen ve programın tek izlenebilir yanını oluşturan bölümler.
    * ısrarla götü-başı açık, kelime haznesi dar, hafif-meşrep bir konuk.
  • yurt dışındakileri pek bilemiyorum ama türkiyedekilerde*** üniversitelilerin bu programlara yoğun ilgisi var. daha önce birçok defa gitme şansım oldu ama gitmedim o yüzden yerinde tespit yaptım diyemeyeceğim. bu programlara katılan üniversitelilerin tipik hareketleri var. okuldan birilerinin ayarladığı bir organizasyonla mı gittiklerinden bilmiyorum kendi okullarının reklamını yapıyorlar. bu okulun özel üniversite* veya devlet üniversitesi*olması farketmiyor. okuldan bu kişilere oraya gidince adımızı çığırın, kocaman pankartlar açın illa ki kamera görüntüsünün içine sokun da dediklerini sanmıyorum. ben şahsen okulumu zaga'da sürekli birileri pankartını açıyor diye tercih etmedim. nedir yani olay. bu olayın maddi bir getirisi olmadığı aşikar. manevi olarak da bunun tatmin aracı olması bana saçma geliyor. tamam pankart aç. o pankartta birşeyler de yazsın. seni seviyorum tuğçe yazsın. anne beni merak etme buradayım yazsın. bir fikir belirt ama 100. yıl üniversitesi neden yazıyor. nasıl bir mesaj vermeye çalışıyorsun. amacın ne. yoksa bu da seksen sonrası apolitikleşen türk gençliğinin bir yansıması mı? bir gün okan bayülgen sorsun bu kişilere "-o pankartta ne yazıyor?" "-kocaeli üniversitesi!!"."-yani?". "-ııııııııı!?#$½" o yaninin cevabı ne?
hesabın var mı? giriş yap