ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gamze özçelik
-
e hadi bu kız çocuğu kötü ingilizce konuşuyor...sen de buzda dans izliyosun arkadaşım?
hangisi daha kötü?
beyaz futbol
-
''turk futbolunda 5 tane ciban varsa 2si o jeepte.''
ahmet cakar
11 ekim 2022 michelin alan türk restoranları
-
michelin guide duraklarına istanbul'un da eklenmesiyle sonunda mutfağımız uluslararası statü kazandı! işte michelin yıldızlı restoranlarımız:
3 yıldıza hak kazanan: (özel bir yolculuğa değecek olağanüstü bir mutfak)
henüz yok
2 yıldıza hak kazanan:(yolunuzu değiştirmeye değecek derecede mükemmel bir yemek)
(bkz: turk fatih tutak)
1 yıldıza hak kazananlar:(kategorisinde çok iyi bir restoran)
(bkz: nicole restoran) (bkz: serkan aksoy)
(bkz: mikla) şef: (bkz: cihan çetinkaya)
(bkz: neolokal) şef: (bkz: maksut aşkar)
(bkz: araka) şef: (bkz: pınar taşdemir)
yeşil yıldıza hak kazanan:(rol model ve ilham kaynağı olan, sürdürülebilir bir gastronomi anlayışına sahip restoran)
(bkz: neolokal) şef: (bkz: maksut aşkar)
genç şef ödülü:
(bkz: mürver) (bkz: mevlüt özkaya)
michelin servis ödülü:
(bkz: sunset grill bar)
bib gourmand ödülü alan restoranlar:(makul fiyatlarla iyi yemek sunan restoranlar)
(bkz: karaköy lokantası)
(bkz: calipso fish ege mutfağı)
(bkz: pandeli)
(bkz: aheste restorant)
(bkz: cuma çukurcuma)
(bkz: sade beş denizler mutfağı)
(bkz: tershane restorant)
(bkz: giritli)
(bkz: alaf restorant)
(bkz: aman da bravo)
michelin istanbul restoran tavsiyeleri:
(bkz: mürver)
(bkz: 1924 istanbul)
(bkz: beyti)
(bkz: feriye lokantası)
(bkz: yeni lokanta)
(bkz: lokanta 1741)
(bkz: octo)
(bkz: nobu istanbul)
(bkz: matbah)
(bkz: çok çok thai)
(bkz: şans restaurant)
(bkz: rumelihisarı iskele restaurant)
(bkz: azur restaurant)
(bkz: ocak restaurant)
(bkz: deraliye)
(bkz: kıyı restorant)
(bkz: topaz restorant)
(bkz: sofyalı)
(bkz: st. regis brasserie)
(bkz: kiss the frog)
(bkz: seraf restaurant)
(bkz: atölye restaurant)
(bkz: glens)
(bkz: aila istanbul)
(bkz: inari omakase)
(bkz: balıkçı kahraman)
(bkz: eleos beyoğlu)
(bkz: park fora)
(bkz: spago)
(bkz: ulus 29)
(bkz: sunset grill bar)
(bkz: tatbak)
(bkz: kubbeli lounge)
(bkz: aqua restorant)
(bkz: banyan)
(bkz: khorasani restorant)
kaynak: https://www.oggusto.com/…elin-yildizli-restoranlari
erasmus'a gidip 20 ülke gezen türk kızı
-
"ispanya. bize yakın bir kültür. sıcakkanlılar. yolda adres dahi sorsanız, sizinle ilgilenir, yardım ederler. bunu diğer avrupa ülkelerinde bulamayabilirsiniz. ispanya’da kendinizi, evinizdeki gibi güvende hissedersiniz. "
bu abla burda adres sorsun, ben de o tarafa gidiyorum yürüyelim dersen kezban gibi trip atar ama elin ispanyol'u yapınca kendini evinde gibi hisseder.
hayata dair gülümseten detaylar
-
karnesini gösteren ilköğretim öğrencilerine yeter ki okusunlar diye ücretsiz kitap dağıtan bir şirkette, elinde pek de parlak olmayan bir karne ile gözüne kestirdiği bir masaya yaklaşıp son derece mahçup bir eda takınarak ''sadece takdir ve teşekkür belgesi alanlara mı kitap veriyorsunuz?'' diyen bir çocuğun; çalışanın ''olur mu öyle şey? ver bakalım karneni? hmm...fena değilmiş. ama bence sen seneye daha çok çalışıp takdir belgesi alacaksın, bana öyle geliyor. al bakalım kitabını.'' demesi üzerine yüzünde açan güllerin sayısına ve elinde kitabıyla sekerek uzaklaşmasına şahit olmak.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
küçüklüğümde babamın sorumsuzluğu yüzünden yaşadığım onca şeyin hepsini hatırlıyorum. hiç birisine üzülmüyorum. içimi burkanlar sadece annemin yaşadıkları. ilkokula başladığımda kalemtraş alacak parası olmayan annemin, ağlamaklı ağlamaklı bıçakla kalemi açmaya çalışması. portakal istediğimde onu da alamadığı için iş yerinde tatlı olarak portakal çıktığı gibi tüm arkadaşlarının hakkını da alıp eve bana getirmesi, babamın kumar borçları yüzünden gelen hacizler sonunda sırf ben üzülüp sıkılmayayım diye, mahalledeki beyaz eşyacı salih amca'ya maaş aldığı gün peşinatı ödeme sözü vererek bir yıl içerisinde eve 7 televizyon alıp, hiç çamaşır makinesi almaması ve koca bir yıl tüm çamaşırları elinde yıkaması.
canım annem seni o kadar çok seviyorum ki... iyi ki de boşadın onu. artık biraz da sen mutlu ol.
dipnot: bu arada bugün acayip melankoliğim. her an ağlayabilirim. bunun entrylerime yansımasını affeyleyin.
kredi çekerek iş kurmak
-
kapitalizmin nasıl işlediğinden bihaber memur kafasına göre yanlış yol. bunu diyen adam zaten hayatı boyunca maaşlı çalışır, sonra da ben neden zengin olamadım diye bakar durur.
krediyle bal gibi de iş kurulur kardeşim. "kapital" maaşla biirkmez. fırsatı gören girişimci borç alır yatırım yapar. kazancıyla da faizini ve anaparasını ödemeye başlar ve işini de büyütür. ha bu girişimci yanlış yatırım yapmıştır, işi yönetemiyordur; o zaman iş elbette batar. kredi çekti diye batmaz ama.
düşüncesi bile keyif veren aktiviteler
-
bir anda ofisteki masadan kalkıp gitmek.
herkesin şaşkın ve "nabıyo bu amk delisi?" bakışları altında dolaptan ceketi alıp. kimseye hiçbir şey demeden çıkıp gitmek. bilgisayarı bilgi işleme vermeden, çıkış işlemleriyle uğraşmadan o ortamdan uzaklaşmak.
sonra odasından çıkan yöneticinin
-"arkadaşlar oldboy nerde?"
diye sorması ve akabinde
-"bilmiyoruz ki çıktı gitti" cevabını alması. bu cevap üzerine dellenip
-"birisi cebinden arayabilir mi?" diye sorması ve telefonun masada çalmaya başlaması.
(bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)
carolina reaper
-
scoville ölçeğine göre ortalama 1,569,300 shuluk acılık derecesi ile dünya üzerindeki en acı biberdir ve bu durumu guinness rekorlar kitabı tarafından tescillenmiştir.
mudo'da 9.950 liraya satılan at
-
ben aldım. gerçekten çok dekoratif duruyor salonda;
http://i.imgur.com/fgtuo.jpg
nasa'nın güneş'e astronot göndermesi
-
astronot'un yaklaşık 8,5 dakikada dünya'ya güneş ışını olarak dönmesiyle sonuçlanır.
takılalım ama sevgili olmayalım erkeği
-
lan hepimizin annesi patates yemeği yapmıyor mu, hepimizin babası sabun azalınca içine azıcık su koymuyor mu? ne kadar bohem ne kadar ıssız adam olabilirsiniz ki?
uzun süre sipariş alınmayınca mekanı terk etmek
-
her zaman yaptığım şey. çok cool bir hareket. arkamdan garsonlar ya utanç duyuyorlar ya da siklemiyorlar. bilmiyorum hiç geri dönüp bu hamlem karşısında garsonların duygu ve düşüncelerini sormadım.
bence siklemiyorlar.