hesabın var mı? giriş yap

  • avmlerde telefon kılıfı satan dükkanlar.

    edit: 80 kuruşluk kılıfı 80 liraya satınca dükkan dönüyormuş. herkesten özür dilerim. sabahtan beri yeşilleniyorum.

  • harika fikir. böylelikle çok estetik ve klas goller izleyebiliriz. kendi yarı sahandan atılan gol de 3'lük sayılsın misal. kalecinin beşliğinden atılırsa beşlik olsun. sokak style. önce ligimizde denemeliyiz. zaten boktan bir lig, kaybedecek bir şeyimiz olmaz.

    edit: 2014 yılında bunları yazdığımızda alttaki dalga geçen entryleri görüyorsunuz. al bak koskoca kulübün başkanı da aynı şeyi söylemiş.

    önümüzdeki elli yıl içinde gerçekleşecek öneridir.

  • amerika’da, seçim sistemi hakkında en kafa karıştırıcı ve bazı kesimlerce adil temsiliyete zarar verdiği düşünülen, ingilizce’de electoral college olarak geçen (seçici kurul) bir yöntem uygulanıyor. iki basamaklı, dolaylı bir seçim yöntemi olan electoral college, amerikan seçim sisteminin temelini oluşturuyor.

    bu yöntem amerikan seçim sistemi bağlamında kısaca şöyle: 435 (bütün eyaletlerin nüfusuna oranla sahip olduğu temsilcilerin toplamı) + 3 (eyalet statüsünde sayılmayan başkent washington d.c.’nin temsilci sayısı) + 100 (eyaletlerin her birinden senato için 2 tane temsilci); toplamda 538 temsilci sayısı oluyor. halk aslında doğrudan bu politik temsilcilere oy veriyor, başkan adaylarına değil. bu politik temsilciler de seçim gününden sonra toplanarak hangi partiden temsilci olarak seçilmişlerse, o partinin başkan adayına oy veriyorlar. böylelikle halk başkanlık seçimlerinde dolaylı bir şekilde oy vermiş ve iradesini yansıtmış oluyor. örneklersek, eyalet çapında cumhuriyetçiler kazandıysa o eyaletin temsilcilerinin hepsi cumhuriyetçi parti’den çıkıyor ve bu seçilmiş temsilciler de başkanlık makamı için başkan adaylarından birini seçiyor. sonuç olarak başkanın kim olacağına belli bir grup karar vermiş oluyor. temsilciler genel olarak hangi partiden seçildilerse, seçildikten sonra da kendi partisinin başkan adayına oy veriyor. böyle olmayan durumlar istisnai olup, temsilciler genelde mensubu oldukları partinin adayına oy verdiklerinden bu ikinci seçim temsili bir niteliğe bürünüyor.

    electoral college sistemi bazen galip tarafın kim olacağı konusunda çarpıcı değişiklikler yaratabiliyor. 2000 yılında al gore, ülke çapında (popular vote) bush’tan daha fazla oy almıştı ama florida’da cumhuriyetçilerin kazandığı açıklanınca florida’ya ait 25 temsilci de cumhuriyetçiler arasından çıktı. aslolan electoral college olduğu için, gore seçimi kıl payı kaybetmişti.

    yaklaşık 220 yıldan beri kullanılmakta olan electoral college sisteminin tarihî çıkış noktası, yerel hükümetlerin başkanlık seçiminde etkilerinin artması ve otonomilerinin korunması olarak geçiyor. yani aslında amerika’daki genel seçimler 50 tane eyalette ayrı ayrı yapılan seçimlerin sonuçlarının toplanmasıyla yapılmış olunuyor. dolayısıyla california, new york veya florida gibi yüksek nüfuslu eyaletler önemli hale gelip, rekabetin en çok kızıştığı (aynı zamanda kutuplaşmanın körüklendiği) ve siyasi kampanyaların en yoğunlaştığı sahneler haline geliyorlar.

    seçim sonucu, electoral college oylarının çoğunlukçu sisteme göre değerlendirilmesiyle elde ediliyor. yani toplamın yarısından bir fazlası kadar temsilci hangi partiye oy vermişse onun başkan ve başkan yardımcısı adayı kazanıyor. 538 tane temsilci olduğu için de, en az 269+1 oy alabilen aday kazanmış oluyor. 435’in içindeki electoral college üyelerinin (ingilizce deyimi ile presidential elector’lar) sayısı, her on yılda bir eyalet düzeyindeki sayım ile yenilenmektedir. genelde uzun yıllar partide çalışmış olan aktivistler, mensubu oldukları parti tarafından presidential elector olarak seçilirler.

  • ilk üretildiği zamanlardan beri süregelen headstock kırılma sorunu vardır bu gitarın. çünkü mühendislik olarak hatalı tasarlanmış. gitar yapımından veya ağaç işlerinden doğal anlamayan çalgıcı kitlenin "orjinal isteriz abüüü" diretmesiyle ve bunun zamanla gibson'un da politikası olması nedeniyle 2019 yılında çıkan bir gibson les paul'a dikkat etmezseniz, hafif bir darbeyle sapı headstock'a giden yerden çat diye kırılır.

    stres altına girecek bir parçayı tahtadan yapıyorsanız ağacı damarlarına paralel kesip stresi damarlara dik açıyla vermeniz gerekir. bunu yapmazsanız yükü damarlara verirsiniz ve tahta damar hizalarından kolayca kırılır. çizdiğim görselde alttaki tahta koyu renkli olan damar yerlerinden kırılırken üstteki yükü taşır.

    gitarda teller sapı çekip yamultmak isterler, sapın buna dayanması gerekir. üst eşikten sonra gitar sapı genelde geriye doğru biraz açı yaptığı için (stratocaster gibi bazı gitarlarda açı yok) tam o kısımda teller damara dik değil paralele yakın kuvvet uygular. kemanlarda sap kısa ve kalın olduğu için bu sorun olmuyor ama mandolinde ve gitarda üst eşik kısmı ince olduğu için bu sorun olabiliyor. carvin ve prs 10-11 derece, jackson 13 derece, epiphone 14 derece açılı headstock kullanırken gibson 17 derece kullanıyor. çok fazla.

    dolayısıyla ağaç işçiliğinde scarf joint denilen tekniğin kullanılması gerekiyor açılı headstocklarda. mandolinde ve naylon telli gitarda bu ciddi bir sorun değil ama elektro gitarda yük daha fazla, dolayısıyla neredeyse mecburi. bunu yapmıyorsanız o zayıf noktayı güçlendirmek için sap ile headstock arasına sırt verdirmeniz gerekiyor. neck volute denir buna.

    düz hali.
    kırık
    neck volute

    gibson les paul'da açılı headstock olmasına rağmen hem scarf joint yok, hem de neck volute yok. 1961'e kadar üretilen les paul'lerde scarf joint'i akıl etmemişler (eski flamenko gitarlarda bile var) sonra gitarın üretimi duruyor zaten, tutmuyor pek.

    60'ların ortasında ünlenmeye başlayınca 68'de yeniden üretmeye karar veriyorlar. bir sene sonra firma norlin'e satılınca bir çok şey değişiyor üretimi ucuzlaştırmak uğruna. farklı denemeler de yapılıyor, sap maple oluyor falan ses karakteri değişiyor. headstock kırılması şikayeti hep devam ettiği için 70'lerde sapa neck volute ekleniyor (yanlış ekliyorlar gerçi) ama kötü kalitede gitarlar yaptıkları için iyi gitaristler 50-60'larda üretilen les paul'leri tercih ediyorlar. 90'ların ortasına kadar üretim kalitesi oldukça kötü gitmeye devam ediyor. nadiren iyi serilere denk geliniyor.

    90'lardan itibaren ise özümüze dönüyoruz diyip, değişikliklerin çoğunu giderip 50-60'lardaki hali gibi olan traditional modelleri üretmeye başlıyorlar.

    epiphone'da kırılmaz. butik les paul'lerde de kırılmaz, onlar zaten gibson'dan çok daha kaliteli üretiyorlar.

  • usain bolt'un 9.58'lik rekorunu kırmaktır. askerde keyif verici madde kullananları ortaya çıkarmıştır.

  • -hata penceresini kapatalım lütfen
    -tamam
    - efendim su an ne var ekranınızda?
    -safranbolu
    -hmmm(wallpaper olsa gerek)

  • fetullahın eteklerini öperken gururla fotoğraf çektiren adamı başımıza bakan yapan hükümetin duyurusudur.