ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sakin ol champ.. evdeyim
-
"karantina bile zengine karantina" dedirten haldir.
garfield
-
garfield and friends'de bir gün garfield kendisini kovalayan sokak kedilerinden kaçarken tesadüfen bir italyan restoranının mutfağına girer. ama burası ona çok tanıdık gelmiştir. derken annesinin sesini duyar, ve anlarız ki, garfield aslında, bir italyan restoranında dünyaya gelmiş bir sokak kedisidir. lazanya ve pizzaya bu kadar düşkün olması da bundandır. annesi onun özel bir kedi olduğunu farketmiş ve garfiled'i, ona daha rahat bir hayat sağlayabilecek bir kişiye bırakmıştır. hatta bu kişiyi, yani jon'u da annesi seçmiştir. yeniden ayrılık sahnesi pek hüzünlüdür, izleyen herkesin gözlerinden yaşlar akar.
john le carre
-
casus romanları yazarıdır. romanlarında aksiyon göreli az olsa da insan ilişkileri ve davranışları arkasındaki motivleri detaylı inceler. 2011 yılında, nordik bir bakışla (yönetmeni, tomas alfredson) en iyi romanlarından olan tinker tailor soldier spy sinema filmi olarak çekilmiş ve gösterime girmiştir.
esra elönü
-
konuşan türban. sadece türban da başvursa mecburen köşe verirlerdi, dönem o dönem çünkü.
edit: şeriata aykırı olmaması için bazı ifadeler yumuşatıldı
kadınların pavyon kültürüne özenmeye başlaması
-
toplum gelir duzeyinde en dipte bulustukca dünya gorusunde, yaşam tarzında, kulturde, her bokta dibe vurdu.
gece dörtte kırmızı ışıkta duran tip
-
çomar değildir. yapması gerekeni yapıyordur.
seni aldattım diyen sevgiliye söylenecek ilk söz
-
rica ederim, o benim aldanmam.
yuri gagarin
-
uzaya çıktığı vakit bir ses duymuş. uzunhava gibi. yıllar sonra yaptığı bir yalta gezisinde sala verildiğini duyunca: "aha uzayda duyduğum ses buydu" demiştir.
sonra da "ule uzayda hava yok, hava olmadığı için de ses dalgaları yayılmaz, bir seda duyulmaz, yoksa ben zurna mıyım" diye iç geçirmiş ve müslüman olmamıştır.
yine havası olmayan, olmadığı için ses dalgaları yayılamayan biricik uydumuz ay'da ezan sesi duyması mümkün olmayan, duyamayınca da müslüman olamayan bir diğer kişi ise neil armstrong'tur.
(bkz: karanlıkta ablan sandım)
salacak'tan bakınca silüet etkilenmiyor
-
on dakikadir sesli guldugum kadir topbas aciklamasi. radikal'de ve zaman'da cikan istanbul'un silueti bozuluyor icerikli haberlere topbas'in verdigi tokat gibi cevap. ben boyle bardagin hep dolu tarafini goren adama kurban olurum lan. hahahahaha... kadirim yemisim silueti bize bisey olmasin, canim benim ya.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25250367/
*
en sahtekar meslek grubu
-
"evlenme hazırlığı içinde olan bir çift trafik kazasında ölüp cennete gider. damat adayı durumu görevli meleğe anlatarak evlenip evlenemeyeceklerini sorar.
"bir bakayım" der görevli melek. aradan 3 ay geçtikten sonra mağdur çifte: "her şey ayarlandı. sizi evlendirebiliriz" diye müjdeli haberi verir.
damat adayı peki der; "biz düşündük de, acaba evliliğimiz yürümezse bizi boşayabilir misiniz ?"
görevli melek gök gürültüsü sesiyle son derece kızgın bir şekilde:
"siz manyak mısınız? cennette bir imam bulabilmek için 3 ayımı verdim. avukat bulmak ne kadar sürer tahmin edebiliyor musunuz?"
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
melek olan benim.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
oyuncak tavşanının boncuk gözlerini ısırıp kopartmış, yutup yutmadığını anlamaya çalışıyorum:
- ılgın nerede bu tavşancığın gözleri?
- ben onları ısırıp koparttım!
- ama yutmadın, di mi?
- (eyvah yakalandık bakışı) yere attım.
- eğer yuttuysan altını değiştirirken kakanda görürüm biliyorsun değil mi?
bu yeni bilgiyle ufku iki katına çıkan kızım birkaç dakika sonra yanıma geliyor ve:
- baba ben artık kakamı tuvalette kendi başıma yapmak istiyorum. sen gelme. ben yaparım.
zengin imamoğlu kazansın diye yırtınan fakir solcu
-
fakir binali yıldırım varken büyük saçmalamış solcudur.