ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
grup vitamin'in ismail 2 klibi
-
kalkıp aynaya koşmama vesile olmuş ay amk yaşlanmışız lan diye düşündüren klib
itiraf et sen de ilk başta sakallıyı fırat tanış zannettin
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : beyler yarın kavga var yardım lazım
1.lan gelir misiniz yardıma , bi el atıverin lan.
(bugax, 14.06.2010 03:58)
2.tabi geliriz lan link ver yeter
(gordon, 14.06.2010 04:00)
bratislava'da türklerin kalmasını reddeden otel
-
rezervasyonu iptal etmeyin ve booking.com dan sizin için başka biryer temin etmesini isteyin. gelen önerileri kabul etmeyip şehrin en pahalı otelini isteyin (vermek zorundalar). sonra şehirdeki en pahalı otelde kalıp booking.com a fatura edin. aradaki farkı booking.com size, rezervasyonu iptal etmenizi isteyen otel de booking.com a öder. ödemezse booking.com sistemden atıp otele dava açar ama işin bu kısmı sizi ilgilendirmez. siz konaklamadan sonraki ay içinde yeni otele ödediğiniz parayı booking.com dan çatır çatır alacaksınız.
hatta booking.com a bu saatten sonra otel rezervasyonunuzu kabul etmeyi önerse bile istemediginizi çünkü kendinizi güvende hissettmeyeceginizi söyleyin.
herşeyden sonra da booking.com u ırkçılığa izin verdiği için sikayet edebilirsiniz.
not: otelciyim ve duruma tamamen hakimim.
edit: bazı arkadaşlar otel hakkında booking.com üzerinden yorum yazmamızı istemişler, o iş öyle olmaz. booking.com üzerinden rezervasyon yapıp otelin müşteri konakladı diye rapor etmediği misafirler yorum yazamaz. siz tripadvisor üzerinden yorum yazabilirsiniz.
ahanda otelin tripadvisor sayfasının linki:
https://www.tripadvisor.co.uk/…atislava_region.html
neden köpekleri severken inekleri yeriz
-
geçtiğimiz hafta npr'in bir programında benzer bir konuyu ele almışlardı oradaki konu olarak tavuğu secmislerdi. yani bizler bir tavuğu yerken kediyi yemiyoruz veya kediyi evcillestirirken neden tavukları sadece yemek icin besliyoruz (istisnai olarak zeynep kâmil ornegini hatırlayanlar olabilir)
şimdi söyle ilginç bir konu var yapılan araştırmalar gösteriyor ki tavuklar zannettiğimizden cok daha zeki hayvanlar ve tıpkı kediler gibi her birinin ayrı bir kişiliği var yani bazı tavuklar evcillestirildiginde kimileri insana yakın oluyor kimileri de daha cool davranıyorlar ve ilginç bir sekilde bir tavuğun ismini öğrenmesi bir kedinin ismini öğrenmesinden daha hızlı gerçekleşiyor ve sahipleri ile duygusal bağ kurabiliyorlar.
bence tarihsel olarak insanlık her canlıyı yemeyi denemistir ve her kültür alıştığını, tadını sevdiğini, dininin yasaklamadigini, bol bulunanı yemeyi ve digerlerini yiyenleri de garipsemeyi seçmiştir. ornegin iki jenerasyon öncesi kore'de köpek eti yaygindir fakat yeni nesil batililasma etkisiyle bu alışkanlığı bırakıyor veya japonlar her yıl onlarca balinayı yemek icin avliyorlar.
evde depolanan saçma şeyler
-
restoranlarin gonderdigi plastik catal/bicak setleri. temiz bulasik olmayinca, tuvalet kagidi bittiginde can kurtarabiliyor.
sınıf annesi uygulamasının yasaklanması
-
güne milli eğitim bakanlığı tarafından alınmış yerinde ve güzel bir kararla başladık. bu garabetin kaldırılması için ilk kurşunu atan koca yürekli (bkz: sınıf annesine tepki gösteren ilkokul öğrencisi)'ne minnetarız, artık ne idüğü belirsiz, pedagojik eğitimden bihaber, hasta ruhlu kadınlar çocuklarımıza yaklaşamayacak.
edit: haber linki
haber özeti: valiliklere, meb temel eğitim genel müdürü zarife seçer tarafından gönderilen 'mevzuatta yer olmayan uygulamalar hakkında (sınıf annesi)' konulu yazıda, bu kişilerin sınıflarda çeşitli faaliyetlerde bulunarak velilerden aidat topladıklarına, ders araç-gereci temini yönünde faaliyette bulunduklarına, zaman zaman derslere müdahil olduklarına ve öğrencilerin görüntülerini kaydettiklerine dikkat çekildi.
devrimcilerin dia-sa'yı kamulaştırması
-
gençliğinde ankaralı bir devrimci olarak istanbul da kurumun genel merkezinde aktif rol almak için gittim
istanbul daki devrimci çeşitliliği ilk başta beni şoka uğrattı aslında
herkes devrimciliği kendi dünyasına göre yorumluyor ve ona göre davranıyordu
evrensel literatürmüş
devrimciliğin etik anlayışı ve hoşgörüsüymüş
nerdeeeee
ev tutmamız gerekiyodu
bende beşiktaşta bi teras katı buldum
şahane bi manzara
binanın sahibi ve sülaleside o binada oturduğu için biraz sorun yaşıyacağımızı düşünerek işe giriştim
ne devrimciliğimizden nede solculuğumuzdan bahsettim
eğer devrimciyiz veya solcuyuz deseydim o manzara, o teras yalan olucaktı
3 kuzeniz hikayesiyle girdim, kurumdan bir arkadaşın anneside geldi kefil oldu
devrimciyiz deseydik evi vermiceklerdi , çünkü hacı amca devrimcileri sevmezdi diye değil
devrimcilerin kira borcu takmadığı tek bir yer yok
hesap ödediği nadir yerler var
devrimcilik bu değildir çok konuştum kurumda ama anlatamadık açgözlü pinti materyalistlere
daha da rezaletini yaşadım,
bi sabah evden çıktık
beni güç bela uyandırdılar ve yarı uykulu yola düştük kuruma gitmek için
yolumuzun üstünde bir süpermarket var ve ordan kahvaltılık bişeyler alıncak
girdik içeri bi ton gezdik aldık falan kasaya geldik ben cebimdeki 20 liği arkadaşa uzattım
gerek yok ya aslı ödüyo dediler neyse ben hala uyuklama modundayım
kuruma geldik ve kızlar kahvaltı hazırlarlarken, süpermarketin sahibinin bizim kuruma ne kadar çok yardım yaptığını falan da öğrenmiş oldum
eski devrimcilerdenmiş o da, zamanın hızlılarından...
kızlar kahvaltıya çağırdığında gözlerime inanamadım
masada ne arasan var, yuuuhhh naptınız dedim
pis pis gülüşleriyle aslında sadece ekmek ve peynir parası verdiklerini öğrendim
vay amk dedim ya
adam o kadar yardım etsin siz gidin onun marketini soyun
şakamısınız lan
bendenizde yüksek tansiyon olması nedeniyle sinirlendiğimden başıma giren ağrıyla balgamlı bi tükrük salladım masaya
bi kaç gün sonrada 18 saatle doğu ekspresle geldiğim ankaradan
uçakla 50 dakikada döndüm
devrimcilik hikayesine de o günlerden beridir girmiyorum
çünkü bu ülkede gerçekten sosyalizmin ne olduğunu bilmeyen devrimciler
hayatında nutuk adlı eseri okumamış kemalistler
kuran açmamış müslümanlar var
4 haziran 2019 gaziantep'teki imamın sözleri
-
edit: ihanet dolu cümlelerin sahibi için; (bkz: fadıl yılan)
sevr antlaşması sonrasında osmanlı devletini işgal eden emperyalist unsurlar aşağıdaki eylemleri gerçekleştirmiştir;
- anadolu'da binlerce kadına tecavüz edilmiştir,
- binlerce vatan evladı şehit edilmiştir,
- içerisinde bebeklerin dahi bulunduğu binlerce çocuk katledilmiştir,
- anadolu insanının taşınmazları yakılmış veya kullanılamaz hale getirilmiştir,
- anadolu insanının ziynet eşyaları gasp edilmiştir.
tüm bunlar olur iken osmanlı devletinin başında olan şahıs anadolu insanının ırzına, namusuna, malına ve özgürlüğüne göz diken emperyalist unsurlarla mücadele etmek yerine, işgal kuvvetleri arasında yer alan ingiltere'ye can korkusu ile iltica edip sığınmıştır.
ve yukarıda bahsi geçen unsurları görüp, en zor anında türk milletine sahip çıkan, bir ulus'u kuva-yı milliye ruhu ile örgütleyip kurtuluş savaşı'ı sonrası türkiye cumhuriyeti'ni kuran lider ise mustafa kemal atatürk olmuştur.
bu bağlamda türk milletine en zor anında sırtını dönen din tüccarlarının ihanet dolu sözleri nezdimizde yok hükmündedir, türk ulus'unda karşılığı yoktur.
dipnot: (bkz: kurtuluş savaşına ihanet eden vatan hainleri)
dipnot 2: (bkz: mahmut esat bozkurt'un türk gençliğine mektubu)
fransızca
-
fonetik bir dil olmamakla kalmayip harf kombinasyonlari konusunda cosmakta olan bir dil oldugundan okunmasi buyuk bir problem olarak gorulur. lakin bu kombinasyonlari ogrenince su gibi de okunabilir (dogal olarak) ve bu da hic zor bisey diil, hatta usenmiyorum liste yapiyorum su an..
*e, eu, œ = "ö" okunur (oë = "oe" okunur - père noël = "per noel") (bkz: trema)
*ez, et, er, é, è, ê, ai = "e" okunur (bazilari acik bazilari kapali ama o cok onemli degil bosver) (aï = "ai" - hawaï = "havai")
*au, eau, o = "o"
*ou = "u"
*u = "ü"
*oi = "ua" (oï = "oi")
*en = genellikle "an" ve enne = genellikle "en" (sondaysa kesin)
*ph = "f"
*gn = "ny" (espagnol = "espanyol") (ispanyolcadaki ñ gibi)
*y = i (sesli harftir) (bkz: i grec)
*g = ardindan y, i, ya da e geliyorsa "j"; o, u, a veya sessiz harf geliyorsa "g" diye okunur
*c = aynen ardindan y i e geliyorsa "s", o u a ya da sessiz harf (h haric) geliyorsa "k" diye okunur.
*ch = "ş" (yunanca'dan gecen sozcuklerde "k" okunur - choléra = "kolera")
*ç = nerede olursa olsun "s" (genelde bundan sonra o u ya da a gelir) (bkz: c cédille)
*dj = "c"
*tch = "ç" (c ve ç sesleri fransizca'da yokmus, tch rusca'dan; dj arapca'dan giren sozcukler icin uydurulmus.. belli zaten..)
*ill+sesli = yy+sesli (brillant = "briyyan") (tek l ile oldugunda da tek "y" gibi okunuyor - soleil = "soley")
*s = genelde "s" diye okunur ama iki sesli arasindaysa "z" sesini verir (brésil = "brezil")
*r = "kusacak gibi" okunur
*h = okunmaz ama bazi h ile baslayan sozcuklerde sanki okunuyormus gibi davranman gerekir nedense article'ler soz konusu oldugunda falan.. neyse okunmaz yani.. (bkz: h muet)
*x = sozcuk sonundaysa okunmaz (bazi sozcukler cogul olduklarinda s yerine x alirlar), sozcuk basinda ya da ortasinda oldugunda "z" diye okunur (xavier = "zavye")
*tek ya da sozcuk sonunda oldugunda un = "ön", une= "ün", in ="en", ine = "in" okunur nerdeyse, nerdeyse dedigim burnun kapaliymis gibi "en" dedigini dusun.. oyle.. ("ne diyosun yaa anlamadim bisey?" diyosan sorun diil en de gitsin) ("genellikle" diym bunun icin de) (ornek de veriym dur: martin = "marten", martine= "martin")
*"-tion" ekleri "siyon" diye okunur ama bunu yazmasaydim da icgudusel olarak oyle okurdun bence.. "-tiel, tielle" ekleri de "siyel" diye okunur.
*sozcuk sonlarindaki harfler genellikle (%97) okunmaz. son harf a, u, i, y, o, é, r ("er" ile bitenler haric), l, m ve n ise okunur.
*q'dan sonra hep u gelir ve oradaki u okunmaz nerde olursa olsun ("coq" ve "cinq" istisna) yani que ile biten sozcukler aslinda "k" ile biter. (fantastique = "fantastik")
ama mesela que tek basinaysa "kö" diye okunur. bu da son harfin okunmamasi kuralinin istisnasi ama yuh neyi okuyacaksin onu da okumasan.. mantikli yani kiziyosunuz ediyosunuz da..
neyse digerleri turkcedeki gibi (unutmadiysam)
bu kadar yani, bunlari bilirsen sakir sakir okursun fransizca. istisnalar var tabii arada sacmalayabilirsin ama olsun o kadar, en azindan ozel isimleri dogru okumaya yardimci olur bu liste bence, ki onemli bir sey.. besançon, bretagne, peugeot (pejo diil "pöjo"), michelin, pain quotidien, printemps, sainte pulchérie, yves saint laurent, cointreau, l'occitane, maille falan filan..
(pinocchio'ya eklemeleri icin tesekkurler)
kevin durant
-
vay arkadaş, nasıl bir yüzdeyle atıyor anlamadım gitti. ben o kadar yüksek yüzdeyle akbil basamıyorum.
6 yaşındaki çocuğun ve anneannesinin katili
-
başlığı bir arkadaşım adına açıyorum, uzun hali ve içeriği;
"6 yaşındaki yeğenimin ve ananesinin ölümüne sebep olan katilin suçuna itirazı
26 haziran pazar günü saat 15:00 civarında mudanya'da alkollü araç kullanan burak ulga, aracıyla teyzem ve yeğenime çarpıp ikisinin de ölümüne sebep oldu. daha önce alkollü araç kullanımı sebebiyle iki kez ehliyetini kaptırmış olan bu şahıs, kaza sonrası iki kez alkolmetreye üfleyip 0,88 promil alkollü çıkmıştır. kendisi daha sonra alkol testine itiraz edip kan testi yaptırmak istemiş ve kan testi olaydan saatler sonra yapıldığı için temiz çıkmıştır. bu kişi bursa'daki ulga avukatlığın sahibinin oğlu olduğu için kazadaki suçundan bir şekilde sıyrılmaya çalışacağından ve ne yazık ki kurtulacağından endişe duyuyoruz. lütfen sesimizi duyun ve bu caninin alabileceği en ağır cezayı alması için girdiğimiz hukuk yarışında bize destek olun. konuyla ilgili uzmanlığı olan kişilerin yorumlarına ve tavsiyelerine de ihtiyaç duyuyoruz. "
haber linki
haber linki
haber linki
tweet
edit: arkadaşlar destekleriniz için teşekkür ederim. aldığım mesajlarda alkol için kan testi kaç saat sonra yapılırsa o saatle orantılı olarak promile ekleme yapıldığını iletti arkadaşlar. bu bilgiyi burada da paylaşmak istedim.
yaran olaylar
-
dayım gençliğinde bir kızı beğeniyor, ailecek toplanıp istemeye gidiyorlar. kızın ailesi kızı veriyor. düğünde fark ediyorlar ki istediği kızın ablasını vermişler, bozmuyor evleniyor dayım da. meğer isterken kızın adı hiç geçmemiş. şimdi çocuklar, torunlar yaşayıp gidiyorlar. söylediklerine göre yengemin bu yanlış anlaşılmadan hala haberi yokmuş.
edit: bugün geldi yengem bu kadar lüzumsuz insan olamaz. kesin kardeşi gösterip ablayı kakaladılar zavallı dayıma.
edit2: anneme sordum tekrar düğünde değil söz kesilirken ablayı aldığını fark etmiş dayım. babayı almak gibi bir şey lan.