hesabın var mı? giriş yap

  • ülkü tamer sanattan şiire, sinemadan çeviriye ve hatta çocuk edebiyatına katkılarıyla belki de bir daha ülkemizde bir benzerini göremeyeceğimiz usta bir şairdi.

    onunla tanışmam lisede birbirinden farklı şekillerde olmuştu. bir yandan içimdeki çocuğun hayal gücünü harry potter sayesinde canlı tutuyor, bir yandan artık garip akımından sonra keşfedilecek yeni bir kıta olarak ikinci yeni'ye hücum ediyor, bulduğum tüm ikinci yeni şairlerinin şiir kitaplarını eve getirip hatmediyor, bir yandan da zülfü livaneli, grup yorum, ahmet kaya gibi isimlerle protest müzikle tanışıyordum. işte ülkü tamer o günlerde her okuduğumda her dinlediğimde imzası olan bir isimdi. iyiden iyiye tanıdıktan sonra yaşamak hatırlamaktır adlı o muhteşem anı kitabına dadandığımı hatırlıyorum. kitabı okurken hem ülkü tamer'in ne kadar şanslı olduğunu hem de nasıl onun gibi biri olunabileceğini düşündüğümü hatırlıyorum. 40'lı yılların antep'inde içinde sinema sevdasıyla koşuşturan bir çocuk, sonra robert kolej yılları ve şairliğe adım atması.

    büyük bir iştahla yazdığı her şeyi okurken önce radikal'de sonra sabah'ta (düşünün kısa bir süre öncesine kadar ülkü tamer sabah gazetesi'nde yazıyordu) yazdığı köşe yazılarını da takibe başlamıştım. 2013'e kadar da cumhuriyet'te yazıyordu. sanırım vefat edene kadar da tuhaf dergi'de anılarını okumak mümkündü. aslında bütün türkiye'yi etrafına oturtup şiire ve sinemaya dair bildiklerini ve anılarını anlatması gerekiyordu. o denli önemli bir isimdi ve tabii ki yaşarken hak ettiği değeri görmemişti.

    toprağı bol, mekanı cennet olsun..madem onu anıyoruz, meraklısı için en sevdiğim ve bildiğim bestelenmiş şiirlerini aşağıya bırakıyorum:

    önce bestelenmemiş şiirleri,

    -ben sana teşekkür ederim
    -düello
    -o eski bir güvercindi
    -dünyada ne kadar
    -kıştan üşüyen virgül
    -sıra göller

    -konuşma(güneşin oğlu filminde haluk bilginer'in bu şiiri okuduğu o meşhur sahne için: https://www.youtube.com/watch?v=eg24n-zir-e) (aynı şiir yüzyüzeyken konuşuruz'un cenaze evi adlı şarkısının içinde de söylenir: https://www.youtube.com/watch?v=eo7dd83macg)

    - ağıt (grup yorum'dan düşenlere adıyla dinlediğimiz bu şarkı aslında ülkü tamer'in ağıt adlı şiirinden bestelenmiştir: https://www.youtube.com/watch?v=ojbvr7nptrw)

    - güneş topla benim için(aslında bu ülkü tamer'in şiirinden bestelenmiş bir şarkı değildir. zülfü livaneli besteyi yapmış ülkü tamer üstüne bu sözleri yazmıştır: https://www.youtube.com/watch?v=fv7ydu4ssnc)

    - memik'e ağıt (zülfü livaneli'nin memik oğlan şarkısının sözleri ülkü tamer'in bu şiirinden alınmıştır: https://www.youtube.com/watch?v=ogcfxurwwiq)

    - birecik'ten mazmahor'a (zülfü livaleneli'nin atlının türküsü adlı eseri haline gelmiştir: https://www.youtube.com/watch?v=pgnm1zkgg44)

    - mayın (yine zülfü livaneli'nin 'kilis'e haber saldım' adıyla da bilinen şarkısı: https://www.youtube.com/watch?v=ens0_mxp3zk)

    -gül dikeni (müziği ahmet kaya'ya sözleri ülkü tamer'e aittir: https://www.youtube.com/watch?v=ng5n-3mlidq)

    -üşür ölüm bile (sözleri ülkü tamer'e aittir. ahmet kaya seslendirmiştir: https://www.youtube.com/watch?v=vzokv5ujo78)

    tüm bunların yanı sıra octavio paz'dan, edgar allan poe'dan, william butler yeats'ten ve daha bir çok yabancı şairden çevrilmiş onlarce şiir.

    ayrıca ülkü tamer'in anı, hikaye ve gazete yazılarında adına sıkça rastlayacağınız gaziantepli sinema işletmecisi nakip ali'nin ve sinema tutkunu yeğeninin hikayesini anlatan, alleben öyküleri'nden uyarlanan sinema bir mucizediradlı bir film vardır. başrolünde kadir inanır oynamıştır.

  • nba şampiyonunun 3.5 milyon dolar aldığını bilmeyen safların hala 1 milyon euro bahsi yaptığı konu. ulan bir kişi de şunu demesin ya, şampiyonlar ligi şampiyonu 15 milyon euro kazanıyor, o zaman şampiyonlar ligi de değersiz zira 15 milyon euroya şu an getirilebilecek en iyi oyuncu xherdan shaqiri. önemli olan sponsorluklar ve yayın gelirleridir. euroleague'in havuzu da şu an 511 milyon dolar genişliğinde ve 2026'ya kadar 1 milyar euroya genişlemesi beklenmekte. nba havuzu ise 2018 itibariyle 7.5 milyar dolarlık bir genişlikte. euroleague havuzu nba'in yanında yavrusu gibi dursa da şampiyonlar ligi'nin 2 milyar euro (2.2 milyar dolar) dağıttığını düşünürsek aşırı korkunç bir vaziyette de değil, kıtanın 2 numaralı kupası olan uefa avrupa ligi'nin üstünde bir havuz söz konusu (uefa avrupa ligi havuzu 400 milyon euro boyutunda). ve buna basketbolun avrupa'da 1 numaralı spor olmadığını da eklersek (ve tabii ki ingiliz ve fransız takımlarının euroleague'de mücadele etmemesini de) bu durum anlaşılabilir.

    tanım: iyice suyu çıkan versus.

  • "lan ben koca cumhurbaşkanıyım, trt mi seyredeceğim, nat geo wild seyrederim hep"

    diye de devam etmiş olabilir.

  • bu açıklamanın daha vahim tarafı "millet şimdi araba almıyor ,almasınlar!" şeklindeki pespaye cümleyi de sarfetmesidir.hem bir itiraf millet beklemeye geçti hem de millete tepeden bakan esnaf kurnazlığının dışa yansıması,bekçi olmayacak adam ülkede bakan olmuş.

  • kurala uymayan gencin sınava alınmamasıdır. bu tip zamanlı işlerde 1 dk ile 20 dk veya 1 saat arasında fark yok. arkadaş buluşmasına gitmiyor sınava gidiyorsunuz, istersen bağdat'tan gel oraya zamanında varacak saatte ulaşmakla mükellefsin.

  • niğde de iki migros şubesinde alkol yoktur.
    neymiş mal sahipleri taliban zihniyetindeymiş de onlar da bunu kabul etmiş.
    ne yani mal sahibi hindu olunca da dana eti de mi satmayacaksın.

  • müttefik güçleri, çıkarma sırasında yapılacak bir hatayı telafi etmelerinin çok zor olduğunu biliyor, harekatın tam anlamıyla keskin ve kusursuz olmasını istiyordu. bu yüzden operasyonun işleyişini tehlikeye sokabilecek en küçük ayrıntıları gözden geçiriyor, ince eleyip sık dokuyorlardı.
    çıkarmanın yapılacağı sahil coğrafi açıdan geçilmesi zor, rommel’in yaratıcı zekasından çıkmış acımasız engellerle doluydu. almanlar tarafından sahilin içlerine yerleştirilmiş dikenli tel, mayın gibi engeller rommel’in elinde korkunç silahlara dönüşebiliyordu. sahilde 60.000 adet mayın olması beklenen bir durumdu. ancak bu mayınların, özellikle gevşek tutulan dikenli tellere bağlanması veya uzaktan kumda ile patlatılması, 1940’lı yılların savaş taktikleri için sıra dışıydı. insanları durdurmak için korkunç bir engeldi. gergin olmayan yatay teller, üzerlerine baskı yapılınca mayınları tetikliyor veya bir askerin geçmesini en yüksek seviyede zorlaştırıyordu. müttefiklerin mayınlar, dikenli teller ve demir kazıklar arasında askerleri minimum kayıpla ilerletebilmesi için güvenli bir yol açması gerekiyordu. sahili, o dönemin bilinen mayın temizleme teknikleriyle, yani insan kullanarak mayınlardan arındırmak hem çok uzun sürecek hem de güvensiz olacaktı. bunu yapacak bir makineye ihtiyaçları vardı. ingiliz ordusu 1943’de özel bir tank birimi kurdu. birim, özel tasarlanmış bir dizi tank geliştirilmesini koordine edecekti. amerikan shermanları ve ingiliz churchillleri, rommel’in onlar için hazırladığı bütün engellerler başa çıkmak üzere mekanik acıdan özel olarak tasarlandı. birinci engel mayın tarlalarıydı. çıkartma sırasında sınırlı sayıda taşınabilen tankların mayınlardan korunabilmesi için bir takım çözümler geliştirildi. ilk olarak mayınları önünde bulunan ve sonradan takılan bir silindir yardımıyla patlatıp imha eden bir tank geliştirildi. ancak silindirin her seferinde değiştirilmesi bu projenin hemen elenmesini gerektirdi. daha sonraları 10-15 mayın imha edebilecek silindir tankları geliştirilse de, genç bir ingiliz subayının geliştirdiği model winston churchill’in ilgisini çekti. bu modelde standart bir churchill tankının önüne monte edilen ince bir silindirin üstüne 100’den fazla zincirin takılması, bu sildirin hızla dönerek üzerinde bulunan zincirleri yere vurması ve mayınları patlatması planlanmıştı. ilk yapılan denemelerde üst seviyede başarı sağlandı. sadece mayınları patlatması gereken bir modelin, zincirlerin uçlarına çengeller takılarak dikenli telleri de parçalaması sağlanmıştı. böylece bir tankla iki engel birden aşılabiliyordu. üretilen bu araçlar beton sığınakları bile parçalıyorlardı. bunlar normandiya kıyılarında iz bırakacak makinelerdi(*). işin teknik kısmı hazır olmasına karşın önlerinde hala çözülmeyi bekleyen ciddi bir sorun vardı.
    ingilizlerin çıkacağı kıyılardan iç kısma giden ana yollar, çok iyi korunan iki köprü üzerinde bulunmaktaydı. köprülerin ele geçirilmesi için paraşütle asker indirmek, uçakların yaratacağı ses sebebiyle koca operasyonun tehlikeye girmesine neden olabilirdi. bu sebeple planör kullanılmasına karar verildi. ancak bölge üzerinde inişe elverişli açık alanların rommel kazıklarıyla donatılması, yeterli iniş alanı sağlamıyordu. problemi aşmak için kazıklara çarpınca kanatları kopan ve çarpışmanın etkisini azaltan, ahşaptan yapılmış bir planör geliştirildi. plana göre çıkarma sabahı müttefik bombardıman uçakları manş denizi üzerinden 6 planör geçirecek ve fransa kıyısında serbest bırakacaktı. bu sorununda teoride aşılması, yeni sorunların çıkmasına engel değildi.
    çıkartmaya iki aydan az bir sure kala bir ‘son dakika’ bombası patladı. havadan yapılan keşifler, tehlike potansiyeli yüksek bir engel gösteriyordu. hedef kıyılarda, tankları taşıyamayabilecek kil ve ince çamur bolümler vardı. çıkarma sırasında tankların sahil üzerinde saplanıp kalması, askerlerin dar bir alana sıkışıp büyük kayıp vermesi anlamına geliyordu. sorunun boyutu uzaktan tespit edilecek ve giderilebilecek boyutlarda değildi. yeni soru işaretinin belini bükebilecek cevap beklenmeyen bir yerden geldi. bu tüm zamanların en büyük ingiliz spor kahramanlarından biriydi. sir malcolm campbell kara hız rekorunu daytona plajında kırmıştı ve kil üzerinde yaklaşık 45.cm kum olursa işlerin yolunda gideceğini hesaplamıştı. campbell* zeminin, aracın ağırlığını taşımasından emin olmak için kıyı şeridi üzerinde kum örnekleri alabilen silindirik bir sondaj aleti geliştirildi. ingiliz ordusunda görevli iki özel eğitimli asker, bu aleti kullanarak normandiya kıyılarından kum ve kil örnekleri toplanması gibi çok riskli bir görevin parçaları olmuşlardı. zira ellerinde bu aletle yakalanan iki ingiliz askerinin ne amaçla sahile sızdıkları, almanlara çıkarmanın haberini verecekti. bu sebeple sondaj aletini imha amaçlı, elle tetiklenebilen minik bir patlayıcı bile monte edilmişti.
    teknik olarak ilk müttefik askeri, normandiya kıyılarına ayak basmıştı. başkan churchill* yılbaşı gecesi, almanların yılbaşı kutlayacağını ve bunun iyi bir zaman olduğunu düşünerek askerlerin kıyıya çıkması emrini verdi. kıyıdan olabildiğince hızlı, 12 adet kum örneği toplandı. örneklerin değerlendirilmesi sonucu, kıyının büyük bir bölümünde yumuşak kıl olduğunu teyit etti. çıkarma gününe 1-2 hafta kala gelebilecek en güzel(!?) haberdi.
    müttefiklerin, mucitlerden oluşan ekibinin çözüm üretmesi için çok kısa bir zamanı vardı. çıkarma sırasında kullanılacak tank modelleri ikiye çıkmıştı. bulunan çözüm, tankların önüne halı ruloları takılması ve tankların ilerleyişi sırasında zemine halı döşeyerek kuma saplanmamasıydı. dezavantajı, tankların keskin manevra yapmasına izin vermemesiydi. elde bulunan zaman içerisinde daha iyi bir çözüm bulunamadı ve uygulamaya konuldu(**). artık almanların tasarladığı her engel için önlem alınmıştı.
    iki milyon amerikan, ingiliz ve kanada askeri ingiltere’nin güney kıyılarında toplandı. d-günü* tarihin en büyük işgalinin başlangıcı olacaktı. rommel böyle bir hamle beklemiyordu. şafaktan itibaren, sonraki birkaç gün deniz çekileceğinden ve fırtına yaklaştığından, rommel karısının doğum günü için ülkesine gitti.
    harekatın başlamasına 18 saat kala tüm operasyonun seyrini değiştirebilecek bir haber geldi. fransa kıyılarında şiddetli fırtına ve yoğun sis vardı. böyle bir havada altı düz olan çıkartma gemilerini kontrol etmek çok zordu ve personel bunun için eğitimli değildi. ayrıca, hava bombardımanı da yapılamayabilirdi. bu, askerlerin, bombaların açacağı kraterlerde mevzilenebilmesi ve kıyıda tutunabilmeleri için çok gerekliydi. zaman ya şimdi ya hiçti. birlikler 5 haziran akşamı 5 saatlik yolculuk için toplandı. gece yarısından iki saat önce paraşütçülere uçağa binme emri verildi.
    nehirdeki köprülerde bulunan alman nöbetçiler altı ingiliz planörünün onlara doğru geldiğinden habersizdi. planörler, iki köprünün arasında 65 km uzaklıkta bir yere indiler. d-günü* ölen ilk müttefik askerleri oldular. yüksek kayıp vermelerine rağmen köprülerin kontrolünü ele geçirdiler.
    800 den fazla uçak hava indirme harekatı için fransaya yaklaşıyordu. görev, kıyı boyunca alman mevzilerinin güçlenmesini önlemek, destek yollarını kapatmaktı. utah kıyısı gerisindeki 4 önemli ikmal yolunu alacaklardı. pilotlar sis ve yoğun ateşten kurtulmaya çalışırken paraşütçülerin yarısı çevreye dağıldı. rommel bir tuzak daha hazırlamış, olası bir hava operasyonuna karşı tarlaları su içinde bırakmıştı. paraşütçülerin çoğu, ya derinliği 1,5 metreyi bulan suda boğuldu yada yoğun ve etkili alman uçaksavarlarının ateşi altında yere inemeden vuruldu. çıkarmanın askeri boyutu çok fazlaydı. yaşanan ani kayıplara rağmen müttefikler bölgede bulunan servis yollarını kesebilmek için hızlıca toparlandılar. kıyıdan yapılan çıkarma güçleriyle buluşmaları için zorlu bir 2 saat onları bekliyordu. ancak kıyıda, yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. çıkarma gemileri baskı altındaydı. manş denizinin dalgalı suları ve sahilden yüksekte konumlanmış alman makineli tüfekleri, çıkarmanın zorlaşmasını sağlamış, müttefiklere yüksek kayıplar verdirmişti. beklenen hava saldırısı fırtına yüzünden gerçekleşmemiş, gelgit akıntıları tankların sahile çıkmasını engellemişti. buna niyetlenen 14 çıkarma gemisi, taşıdığı 29 sherman dd ve churcill tanklarını sulara gömmüştü kendileriyle birlikte. piyadeler sahilde yalnız kaldı. siper alacakları bomba kraterleri olmaması sebebiyle açık hedef haline gelmişlerdi. 85 alman makineli tüfeğine karşı, kıyıda kıyasıya bir savaş başlamıştı. müttefik güçlerinin askeri gücünün yüksek olması sebebiyle kıyı içlerine ilerleme sağlandı. emir, ‘hatları kırmak’ değil ‘sahilde tutunmak’ olarak değiştirildi. kesilen lojistik destek nedeniyle almanlar mühimmat sorunu yaşamaya başlayınca hatların yarılması emri geldi ve kıyı boyunca tutunabilen müttefik askerleri makineli tüfek yuvalarına saldırmaya başladı. alman mevzileri yoğun müttefik gücüne dayanamadı ve açılmalar başladı. sahildeki direnişi kıran müttefik güçleri, tankların karaya çıkabilmesi için güvenli bir ortam sağladıktan sonra fransa içlerinde konuşlanan hava indirme birlikleri ile buluşarak zaferi ilan ettiler.

    sonuç olarak her ne kadar başarılı bir çıkarma olarak tarih sayfalarında yer alsa da, bakış açısına göre fiyasko olarak değerlendirilebilecek askeri bir operasyondur. 15.000 kişi ile normandiya sahillerinde tutnmaya çalışan alman güçlerinin mevcut kaybı 6500 olmuştur. buna karşın 150.000 kişilik bir güçle saldıran müttefik askerlerinin kaybı 11.000 olarak belirlenmiştir. müttefiklerin kaybettiği tank ve askeri araçların sayısı çeşitli kaynaklara göre değişse de harekat sırasında karaya tank çıkamaması gerekli cevabı bizlere vermektedir.

    (*)http://www.d-daytanks.org.uk/info/funnies.html
    (**)http://www.d-daytanks.org.uk/articles/avre.html

  • doların son zamanlarda giderek türk lirası karşısında değer kaybettiği, dürümünse günden güne değerlendiği düşünülürse sözlüğün dürümde tutulması daha mantıklı. ben olsam sözlüğü dürüme çeviririm. evet.

    yatırım tavsiyesi değildir.