• (bkz: çağrı)
  • sinemanın kapsam alanı ve yansımaları dusunuldugunde haklı cıkan tabir.
  • kişisel tarihimde, türk sinemasının en kötü ilk 3 filmi arasında yerini almış olan yapımdır.
    diğer ikisi için (bkz: şans kapıyı kırınca) ve (bkz: komser şekspir)
    "her karesi, her sahnesi nasıl bu kadar dökülür, tüm karakterleri nasıl bu kadar itici karakterlerden seçilmiş olabilir. hadi memduh ün artık yaşlandı, gözden kaçırıyor olabilir de, e siz filmde oyuncu, senarist vs. olarak görev alan sevgili sanatçılar, nasıl görevinizi bu kadar hoyratça yerine getirebilirsiniz" diye uzun süre düşündüğüm ama cevaplarını bulamadığım bir film...
  • resmen piyes havasında oynanmış bir film. kadir inanır dahil herkes inanılmaz derecede kötü oynuyor hatta oynayamıyor.
  • konusunu okudugumda fena halde cinema paradiso'yu cagristiran, acaba kendisi de oradan belli alintilar yapmis midir diye dusunduren film. sinema.com'dan aldigim uzere konusunu aynen kopyaliyorum:

    senaryosu ülkü tamer'in birkaç hikayesinden uyarlanam film 1950 yazının antep'inde, on bir yaşında bir çocukla prestijlibir sinema sahibi arasında gelişen dostluk ilişkisini konu alıyor. yoksul antepliler için hayat gizemden, büyüden, heyecandan, ihtişamdan, ince duygulardan uzaktır. onların hayatlarında tek bir mucize vardır: sinema. antep'teki en büyük sinema salonunun sahibi macı hüseyin'dir. macı lakabını hacı olduğu halde sinemacılıktan vazgeçmediği için almıştır. istiklâl gazisi olan hüseyin, babasının ölmeden önce kendisine emanet ettiği küçük ümit'i çok sever. ümit'in hayatı da macı hüseyin'in sinemasındaki hafiyeler, kovboylar, vampirler, korsanlar ve olağanüstü kahramanlarla renklenmektedir. ümit'in delice sevdiği tek şey sinema değildir; komşu kızı gülümser'e (17) çocukça duygularla da olsa sırılsıklam âşıktır. macı hüseyin'in gençlik aşkının antep'e dönmesiyle, aralarında kuşaklarca yaş farkı olan bu iki dost, kendilerini benzer duygular içinde bulurlar.
  • kadir inanır'la hâlâ film yapılabiliyorsa, katılmadan edemeyeceğim önerme.
  • hıncal uluc un yere göğe koyamadığı film.
  • kostüm ve zaman - mekan olarak başarılı ancak oyunculuk yönünden oldukça zayıf bir film. özellikle kadir inanır'ın gerçekçilikten uzak ve müsamere tadındaki oyunculuğu izleyiciyi film tercihi konusunda düşünmeye sevkediyor. filmin sonundaki, sinemaya atla girerek oyuncu kızı kaçırma olayının; hıncal uluç'un babasın tarafından toto karaca'yı sinema salonuna atla girerek kaçırmak şeklinde gerçekleştirildiği iddia ediliyor. (hıncal salona atla girildiğini doğruluyor ancak toto karaca'nın kaçırılmadığını, babasının bu hareketi, kendisini içeri almak istemeyen sinema görevlisine tepki olarak gerçekleştirdiğini savunuyor.)
  • muziklerini cahit berkay'in yaptigi bir turk filmi...
hesabın var mı? giriş yap