• şu aralar şehirfırsatı ve benzer sitelerde sıklıkla karşımıza çıkan bir binicilik eğitim yeri. iyi ve kötü özelliklerini bir çırpıda sayalım.

    fırsat olan şubesi gümüşdere köyünde, pardon ebesin nikahında yer alıyor. gitmek için sarıyerden kalkan gümüşdere dolmuşlarına binmeniz gerekiyor. sonra ineceğiniz durağı kime sorsanız gösterir. neyse 45 dakika filan dağları, ovaları aştıktan sonra köye gelip bi kaç tabela takip edince buluyorsunuz burayı.

    dışarıdan da oldukça özensiz gözüküyor atlıtur'un binası(zaten ahır ne bekliyosun aq.) ve içerisi ağır bi şekilde at kokuyor. ( ahır tabi ne kokcak aq demeyin bu sefer çünkü mekan çok küçük ve koku bütün her yere sinmiş, insanlar orda yemek yiyip çay içiyor.)

    neyse kötü yönlere devam edelim at sürülen alan inanılmaz küçük ( belki ilk ders için böyledir sonra değişir bilemiyorum.) ama bu sayede eğitmene yakın oluyorsunuz ve hatalarınızı anında söylüyor.

    gelelim iyi yönlere, içeride güzel samimi bir ortam var bir yandan çay içiyorsunuz bir yandan nine gelip "alın yavrim yiyin" diyerek gözleme ikram ediyor. eğitmen amcamız da gayet güzel bi şekilde anlatıyor yapmanız gerekenleri.

    kısacası bu kadar ucuz fiyat olmasının tabii ki bazı nedenleri var ama binicilik zaten ucuz bi spor değil o yüzden öğrenmek isterseniz tavsiye ederim burayı. ayrıca aklınızda bulunsun kampanyalı fiyat hala devam ediyor fakat şehirfırsatından ilanlarını kaldırmışlar bi süre komisyon oranları nedeniyle. o yüzden arayıp iletişime geçebilirsiniz.

    http://www.atlitur.com/
  • şehirfırsatı'ndan 29 liraya aldığım kahvaltı + 40 dk at binme kuponunu kullanmaya gidebilmek için 100 liralık benzin yaktığım, yine de gidemediğim yer.
    (bkz: #23894627)

    edit:ben gidemesem de onlar kuponumu kullanılmış gibi harcamışlar, eksik olmasınlar, esnaflık budur zaten.
  • şehirfırsatı'ndan alacaklar için bir ön bilgilendirme yapmak istediğim tesis.

    öncelikle kılçık bir arkadaş grubunuz varsa sakın gitmeyin, çünkü bakış açınıza göre zehir de olur eğlenceli de. biz 20 tl'ye organik köy kahvaltısı + 40 dakika binicilik dersi aldık. pazar kalabalık olacağını düşünerek rezervasyonumuzu yaptırdık ve gittik. yolculuk biraz zordu çünkü şehre çok uzak. biz geze geze gidelim diye bakırköy'den sahil yolunu kullanarak yeniköy'e kadar gittik, ordan da belgrad ormanlarının içinden yardır allah yardır 2,5 saat civarı bir yolculuk yaptık.

    mekana vardığımızda bizi otopark adı verilen bir toprak bölgeye yönlendirdiler saat sanırım erken olduğundan (11:00) tek araç bizdik. ve ortalıkta in cin top oynuyordu. aracımızı bıraktığımız yerde sinekler içinde iki gariban at gördük, eşim şaka yollu "ister misin bu atları getirip buyrun desinler" filan dedi, hep beraber güldük.

    ardından açık havada kahvaltı yapacağımız yere yönlendik. grouponlarımızı alan görevli bizi güzelce bir masaya oturttu ve siparişleimizi almak üzere bir garson geldi. biz de kahvaltı istediğimizi söyledik. kahvaltı plastik tabaklarda (hayal gücü desteği için benzetmelerle yazıyorum)

    küp şeker büyüklüğünde peynir
    küp şeker büyüklüğünde tereyağı
    kibrit kutusu kabı kadarlık reçel kabında gül reçeli ve vişne reçeli
    1 dilim domates (evet)
    1 dilim salatalık (evet, enlemesine bir dilim)
    2 siyah 2 de yeşil zeytin
    1 de krem rengi salam
    bolca kızarmış ekmek

    şeklindeydi.

    biz bununla doymayacağımızı tahmin ederek ortaya bir de duble menemen ve duble patates kızartması söyledik.

    kahvaltı sonrası sizi şöyle alalım dedikleri yerde bizi bekleyen otopark girişindeki iki gariban atı gördük, eğerlenmiş filan tabii. neyse "önce biz binelim siz bizi fotoğraflarsınız, sonra da biz sizi" diyerekten atlara bindik. nasıl kontrol edeceğimizi nasıl oturacağımızı bile söylemeden atın ipinden tutan görevli bizi dolaştırmaya başladı. yaklaşık 30m gibi bir alanda bir o yana bir bu yana gezindik durduk. "nasıl tutmam gerekiyor, kendim kullanırken nelere dikkat etmem lazım, sağa çeksem sağa mı gider" gibi sorularımıza "ben valla bilmiyorum seyise sorarsınız" şeklinde cevap aldık. tabi 10 dakika sonra hem sıkıntıdan hem de sıcağın alnında atı tutup bizi gezdiren adama acıdığımızdan hadi inelim dedik. bizim erken indiğimizi gören ve "ohoo sizin sürenizi de bize eklesinler" diye bizimle kafa bulan diğer arkadaşlarımız da aynı sürede indiler.

    sonra da horoz ve tavuklara baktık, sahil kısmındaki beach'te denize ayağımızı soktuk, kumlarda yürüdük, öğlen balık yedik, bira içtik. dans ettik, oğlumla filan oynadık da eğlendik.

    özet:

    -tesis çok bakımsız. masalar pis, tuvaletler leş.
    -çalışanlar güler yüzlü ve ilgili (ama bu da işletmenin yetersizliği karşısında eriyip gidiyor)
    -kahvaltı hayal kırıklığı
    -size (özellikle çocukluysanız) pony'lerden, midilli'lerden bahseden görevlilere inanmayın toplam 2 at var. bir grup inmeden diğeri bekliyor.
    -plajı, denizi ve plaj havası çok güzel.

    beklentilerinizi düşük tutup eğlenceli insanlarla giderseniz keyif alabilirsiniz. ama onun harici nanay.
  • grouponda bir fırsat yakalayıp sömestr sonrası ilk organizasyonu yapalım uğruna çıktık yollara. 8 kişi kahvaltı artı at binme 100 lira. kişi başı 12.5 lira yani. adreste sarıyer falan da yazıyor. lan 12.5 liraya bırak atı kahvaltı yapamazsın istanbulda kaçmaz bu deyip atladık tabi.

    farklı farklı gidiş yolları tarif etmişler toplu ulaşım için. biz hacıosmandan 152ye binmeyi tercih ettik. özetle cumartesi günü 10 da kalktım, 11:15te arkadaşlarımla buluştum yola çıktım ve 13.00da mekana geldik. mekan ebesinin nikahında zaten. hacıosmandan otobüsle bir saati buluyor gitmeniz. her seferinde istanbulda kahvaltı organizasyonuna katılmicam derim ama her seferinde de duramam. bildiğin işkence lan. insan haftasonu kahvaltısı gibi bir zevki neden erken kalkıp 3 saat yol çekip öyle yapmak ister ki?

    neyse gelelim atlıtura. tahmin edildiği gibi sahilde bir yer değil. bildiğin hayal kırıklığıydı girişimiz. ben gördüğüm anda arkadakilere gelmeyin tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor dedim. mekan çok küçük. yani fotoğraflara aldanmayın sakın. kahvaltı vasat. sabahtan haşlanmış ve soğumuş yumurta, beyaz peynir, örgü peynir, kaşar peynir, salam, zeytin, reçel, krakerimsi ve bir bardak çay. aslında bu konuda yüksek beklentimiz de yoktu zaten. altı üstü 12.5 lira veriyorsun. hizmet yavaş. o sıkıntı. gelen çayımın bardağının çatlak olduğunu söyledim, aldılar, yeni getirdiler. ona da 2 şeker attım, bi karıştırdım bal gibi oldu. meğersem eski bardaktaki çayı dökmüşler.

    at olayına da gelirsek, 4 tane at vardı bizde. 2si orta boy, midilliden biraz uzun 2si büyük. birisi alman birisi arap. safari yapın isterseniz dedi kadın. ekstra 15 lira dedi. baktık alan bok gibi. iyi bari dışarda dolaşalım dedik onu da kabul ettik. gruplar halinde çıktık. safari dediği 10 dk civarı süren mekanın etrafında dönmekmiş. başka da bir olayı yok.

    kısacası heves ederseniz gidin ama at seven, bilen, isteyen biriyseniz hiç gitmeyin. çok gereksiz bir yer. daha çok zamana ihtiyacı var gibi. bir de atlara baksalar ve temizleseler çok iyi olacak tabi.
  • kesinlikle gidilmemesi gereken bir yer. fotoğraflar ile hiç alakası yok. atlar bakımsız ve sağlıksız. iyi bakılmadığı o kadar belli ki, hayvanlara eziyet ediliyor. 100 kg lık adamlar küçük atlara bindirilebiliyor.

    kahvaltı desen tam anlamıyla rezalet. başkasının yenmeyen kısımlarının olduğu tabağı geri kalanlar tamamlanarak aynen getiriliyor. at olduğu için her şeyin üstünde sinek var. çay bardağı sanırım gene başkası içtiği için leş gibiydi. şeker atayım dedim şeker içinde abartmıyorum 10 tane sinek vardı ve kıllar doluydu. istanbul'a çok uzak hem de, kesinlikle gitmeyin. bu kadar rezil bir gün geçirmemiştim. o kadar uzağa gittiğime mi yanayım, yoksa gidip hayal kırıklığına uğradığıma mı yanayım bilemiyorum. gitmeyin gittirmeyin.
  • yazılanların gerçek olduğunu bugün ben de gidip gördüm.

    çalışanların güler yüzü dışında bir şey yoktu maalesef. tutup eve götürmek istediğim tatlı bir garson vardı, onla da astımımdan dolayı sohbet etmedim.

    her şeyi geçtim atların halini görünce siniriniz bozuluyor. kahvaltı vesaire her şey bir yana, ortaya yumurta ya da gözleme söyleyip karnını öyle böyle doğuruyorsun...

    ama atların sağlıksız olduğunu görmek hoş değil.
  • at severlere kesinlikle tavsiye etmedigim "binicilik merkezi". firsatlara kanmayiniz (kaldı ki saati 130 lira nasıl bir fırsat bilemiyorum). şehre biraz daha yakın daha iyi yerler var istanbul şartlarında ata binilebilecek.
hesabın var mı? giriş yap