• david pesci'nin bir romanı. tam adı "siyah öfke : amistad" dır. kitabın arka kapağından alıntı:

    "neden isyan çıkarmak için kölelere önderlik ettin?" singbe gözlerini judson'a dikti, öylece bakakaldı. tam o esnada şu birkaç kelime odanın içinde bir top gibi patladı: "köle değil! singbe köle değil. afrika!"
    herkes olduğu yerde donup kalmıştı. singbe zincir şıkırtıları arasında elini göğsüne götürüyor, aynı sözleri yineleyip duruyordu. "köle değil! afrika!" judson singbe'ye doğru yaklaştı.
    "ingilizce konuşabiliyor musun? ha? haydi, bir şeyler daha söyle, durma! haydi!"
    "köle değil! köle değil!"
    singbe yargıca doğru bir adım attı. denizcilerden biri tüfeğini kaldırıp onu durdurdu. singbe, mende dilinde yüksek sesle konuşmaya başladı. "ben özgür bir mendeliyim. yeniden köle olmayacağım. beni zincirlerle bağlayabilirsiniz. sırtımı ve ayaklarımı, derisi yüzülünceye kadar kamçılayabilir, bedenimdeki bütün kanı akıtabilirsiniz. ama köle yapamazsanız. ben hiç kimsenin kölesi olmayacağım! bunun için beni öldürmeniz gerek."
  • beyaz adamın siyah adama karşı işlediği suçları çarpıcı bir şekilde yansıtan kalburüstü film.özellikle gemi sahneleri her beyaz adamı vicdan muhasebesine itecek kadar etkileyici.siyahlarla empati kuramamak mümkün değil.

    filmin başyapıt olamamasının nedeni ise bazı sahnelerde hristiyanlık ve abd propagandası yapılması.abd'nin kuruluşunda bağımsızlık bildirgesi gibi bir değer vardır,tarih bilimi bunu takdir ediyor ve zaten tartışmaya gerek duymuyor.ancak köklerinde kızılderili soykırımı olan ve 1970'lere kadar ''özgür'' siyahlara seçme ve seçilme hakkı tanımayan bir ülkenin tarihinin daha objektif bir şekilde yansıtılması gerekirdi.

    bir başka eksiklik ise vicdanları yaralayan gemi sahnelerinin çok kısa olması.schindler's list'te insanın kanını donduran krakow katliamı sahnelerini çekmiş spielberg'ten çok daha fazlasını beklerdim.

    sonuç olarak başarılı bir film ancak düşük tempo ve yersiz propagandalar nedeniyle asla bir başyapıt değil.
  • --- spoiler ---

    ilk mahkemede özgür bırakılmalarına rağmen, davanın bir üst mahkemeye gönderilmesiyle hayal kırıklığına uğrayan ve kafası karışan cinque'nin(djimon hounsou) söylediği; "....işler genellikle yürüyor, kanunlar genellikle işliyor... nasıl bir yer burası, burda nasıl yaşıyorsunuz ?" şeklindeki sözleri hukuk sisteminin içler acısı halini çok güzel ifade etmiştir.

    ayrıca, gemideki o kanlı kırbaçlanma sahnesi içimi dışıma çıkardı diyebilirim. evet biliyorum o, sahneler gerçek değil ama sonuçta o acılar yaşandı ve çok daha büyükleri de hala yaşanmaya devam ediyor.

    --- spoiler ---
  • bir arkadaşın "yaşasın! uzay filmi* izleyeceğim" maksadıyla gidip, nevrini döndürmüş film*.
  • basrollerinde anthony hopkins, morgan freeman, matthew mcconaughey ve de adini bilmedigim zenci bir esas oglanin paylastigi, steven spielberg'un yonettigi amistad adli bir kole gemisi ve sonucunda gelisen olaylarin anlatildigi film..
  • ispanyolcada arkadaslik, dostluk anlamina gelen kelime.
  • tesadüfen başka seçenek olmadığı için seyrettiğim, başlarında fırtına esnasında doğan çocuk sahnesiyle ve kölelerin birbirine ayaklarından bağlanıp denize boşaltılması sahnesiyle hayatta en çok etkilendiğim filmlerden biri.
  • görsel zenginliği güzel oyunculuk ve kurgusuna karşın sınıflar arası savaş sorununu, sıra dışı birkaç kişilik ve dinsel motiflerle çözerken yeni bir amerikan rüyası yaratılması, filmin değerini oldukça düşürmüş.
  • devlet erkanının afrika gezisinden sonra gösterime tekrar girmesi tesadüf değildir
  • spielberg'in ne kadar da buyuk bir hikaye anlaticisi oldugunun kanitidir..

    --- spoiler ---
    yalniz spielberg yine muhazakar mesajlarini ihmal etmemistir, her ne kadar konu ilerici olsa da.. mesela siyahi eleman, aslanin karsisina dikilmesinin sebebinin ailesini koruma gudusu oldugunu belirtir.. yani aile kavramina deginilmeden gecilmez.. ikinci hakimin siyahiler lehine karar vermesinde dini inanci agirlikli rol oynar.. zaten siyahilerin eline gecen incil'le de spielberg bir nev'i misyonerlige soyunur.. eski baskanin, amerika'nin tarihi baskanlarini zikretmesi vs. de spielberg'in muhafazakarligini belirten unsurlardir..

    ama her sey bir kenara film zencilerin tarafinda safini tutar. bir amerikan baskanini cikarlari dogrultusunda hareket ederken gosterir. eski baskan "eger ic savas cikacaksa ciksin" der.. yani filmin ilerici yonleri de yok degildir..
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap