• bir maçta da altı hakem var... bir tanesi baş hakem, diğerleri değil... (saat geç kusura bakmayın) bu baş hakemin de hiçbir özelliği yok, sadece stada o anons ediyor, o kadar, onun borusu ötmüyor yani... bu altı hakemden biri bişey gördümü sahaya havlu falan atıyor, oyun duruyo, altısı da toplanıyorlar, bik bik bik konuşuyolar, çoğunluğun dediği oluyor, azınlığınki olmuyor (ne oldu bana bilmiyorum) üçe üç durumundaysa çıkarıyorlar aletleri masaya vuruyorlar, kiminki uzunsa o götürüyo... ikisi eşitse uzağa işeyen kazanıyor... ikisi aynı işerse de maç tatil oluyor böööö
  • digiturk 70. kanaldan (fox sports) her pazar akşamı saat 19:00'dan itibaren takip edilebilecek spordur. fox sports ayrıca cumartesi akşamları ncaa üniversite liginden de bir maç yayınlamakta. maçlar iyi de yayınlayan kanal son derece tırt, reklam aralarında başka kanala zap yap diye çığırıyor adeta, sanırım burada yayınlanırken amerikan reklamları kapatılıyor, zira trt'nin necefli maşrapası tadında bu verilen aralar. bir de verdiği maçlar ne yazık ki saat farkı nedeniyle doğu sahiline yakın eyaletlerde oynanan maçlar. yani candlestick park'ta bir san francisco 49'ers maçı izlemeniz imkansıza yakın. son zamanlarda ya atlanta falcons, ya da new england patriots maçı denk geliyor nedense.

    nasıl oynandığına gelirsek.

    aslında anlaşılması gayet basit. bir maç izleseniz bir çok şeyi anlarsınız.

    amacınız hücum yaparak topu karşı takımın bitiş bölgesine taşımak. bunu yaparsanız (touchdown) 6 puan alırsınız. yapamazsanız ama karşı kaleye şut çekecek kadar da yakına gelmişseniz o zaman şut çekerek (field goal) 3 puan kazanabilirsiniz, tabi topu kale direkleri arasından geçirmek şartıyla. haydi bunu da beceremediniz diyelim, o zaman topu karşı takıma degajla (punt) vermek zorundasınız. bu sefer karşı takım hücuma başlayıp aynı şeyleri sizin kaleye doğru yapmaya çalışacaktır.

    bundan sonrası işin detay kısmı.

    herkesin dediği gibi durarak oynanan bir oyun. kuralları gereği de böyle olmak zorunda.

    önce oyun santra (kick off) ile başlar. kurayla belirlenmiş a takımı santra vuruşunu kendi 30 yard'ından rakip sahaya doğru yapar. topun düştüğü yerde b takımından bir oyuncu topu alıp mümkün mertebe ilerlemeye çalışır. a takımı da onu bir noktada durdurur ve santra safhası biter. o noktadan b takımı artık normal hücuma başlayacaktır. normalde santralar sonucu karşılayan takım kendi 20-30 yard civarında topu karşılar ve hücum safhasına geçer. ama bazen öyle anormal durumlar olur ki kick off karşılayan oyuncu (kick of receiveing) coşar, onlarca yard ilerler, hatta gidip touchdown bile yapabilir. santra yapan takım için en boktan durumlardan biridir bu (maç başlamadan golü yedik a.q.)

    kick off'u karşılamış takım, safhanın bittiği noktadan hücuma başlar dedik. bunun için hücum takımını oyuna sokar. lideri oyun kurucudur (quarterback). rakip de defans takımını oyuna sokar. hücum eden takım 4 hakta 10 yard ilerlemelidir. haklar ve gidilmesi gereken yard miktarı şöyle tanımlanır.

    1st and 10 (ilk hakkı ve 10 yard)
    2nd and 6 (ikinci hakkı ve 6 yard kaldı)
    4th and inches (4. hakkı ve çük kadar mesafe kaldı)

    eğer 3 hakta 10 yard katedilememişse burada bir karar verme durumu ortaya çıkar. ya 4. hak da hücumla değerlendirilecektir ki bu çok risklidir çünkü becerilemezse oyunun durduğu yerden top direk rakibe geçer onlar hücuma başlar, ya da 4. hakta degaj (punt) ile topu kalenizden mümkün olan en uzak noktada rakibe teslim edersiniz. genellikle eğer hala kendi sahanızda takıldıysanız ve acil skor yapmaya ihtiyacınız yoksa punt yaparsınız. 4. hakkınızda gitmeniz gereken mesafe 1-2 yard kalmışsa ve riske değer diyorsanız klasik hücumla o az miktar yardı alıp yeni bir 4 hak kazanmaya çalışırsınız. tamamen o andaki maç stratejisi devrededir.

    hücum nasıl yapılır?

    iki takım başlama çizgisine (line of scrimmage) dizilir ve hücum takımı oyuna başlar. top yerden kalkmadan kimse bu çizgiyi aşamaz. hücum takımından biri aşarsa false start olur, defans takımı yaparsa offside. ikisi de yard cezasına çarptırılır. topu yerden kaldıran oyuncu bacak arasından topu quarterback'e verir. oyun kurucu ya topu koşucuya (running back) verir, ya da ileri doğru receiver olan oyuncuya pas atar. iki farklı hücum şekli işte budur. 1. koşu hücumu, 2. pas hücumu.

    koşu hücumunun yard kazandırma ortalaması düşüktür. 4-5 yard kazandırdıysa iyi denilir. sağlamdır, emin adımlarla ilerlemeye yöneliktir. pas hücumu daha büyük yard mesafesi kazandırmak için yapılır. ama risklidir. rakip pası yere düşürmeden kaparsa (interception) bütün hücum heba olduğu gibi top rakibe geçer. koşu hücumunda top sahanın içinde kaldığı sürece saat durmaz. pas hücumunda topu kimse yakalamazsa, yere düşerse veya saha dışına çıkarsa süre durur. interception da saati durdurur çünkü top el değiştirmiştir. bu da bir stratejidir kendi içinde. skor olarak önde olup zamana oynayan süreyi bitirmek isteyen takım habire koşu oyunları dener, veya topu saha içinde tutmaya çalışır. tam tersini yapmak, süreden kazanmak isteyen takım da bolca pas denemeleri yapar ve gerekli yardı gidebildiyse ve daha fazla gidemeyecekse topu saha dışına taşımaya, saati durdurmaya oynar.

    koşu hücumunda pastaki interception'a karşılık fumble olayı vardır. koşucu bir şekilde koşarken topu yere düşürür de rakip topu kaparsa top yine rakibe geçmiş olur. bu da fenadır. interception'dan farkı, bunda top yere düşebilir. interception'da pası kesen oyuncu topu yere değmeden yakalamak zorundadır. yoksa sadece tamamlanmamış pas (incomplete pass) olarak değerlendirilir, top el değiştirmez, saat durur.

    eğer iyi bir hücumla rakibin 30 yardına kadar ilerlemişseniz artık field goal mesafesine girmişsiniz demektir. tabi burada olay sizin field goal atacak oyuncunuzun menzil yeteneğine de kalmıştır. öyle oyuncular vardır ki neredeyse orta sahadan kaleye top yetiştirdikleri görülmüştür. (hatırladığım kadarıyla denver broncos'da jason elam bir maçta 61 yard mesafeden field goal yapmıştır. 10 yardlık kısım bitiş bölgesine aittir.)

    genelde salak değilseniz ilk 3 hakkınızda değil, son hakkınızda field goal denersiniz. baktınız gidemiyorsunuz, eh kaleye de yaklaşmışsınız, bari 3 puan alın, hiç yoktan iyidir değil mi? eğer field goal'da da başarısız olduysanız, topa vurmuş olduğunuz noktadan rakip hücuma başlar. field goal'u başarırsanız, 3 puan alırsınız, ve kick off vuruşu yaparsınız.

    çok iyi hücum yapıyorsunuz, field goal'a da gerek kalmadan bitiş bölgesine girip touchdown yaptınız. 6 puan alırsınız. ayrıca 2 yard çizgisinden 1 hücum hakkı daha kazanırsınız. önünüzde 2 seçenek var:

    1. extra point (ekstra puan): 2 yard çizgisinden field goal atar gibi topu kale direkleri arasından geçirmek, 1 puan kazandırır. çok kolaydır, beceremeyen takıma kaba etlerle gülerler.
    2. two point conversion (iki puana çevirme): 2 yard çizgisinden klasik hücumla bir kez daha touchdown yapmak. buna 2 puan verilir. risklidir, zordur. acil skora ihtiyaç varsa yapılır.

    böyle böyle, 15 dakikadan 4 çeyrek olarak bu oyun oynanır. 3'er mola hakkı vardır. ilk yarının ve maçın son 2:00 dakika uyarısında bonus mola verilir. (two minute warning) molalar son dakikalarda skor yapmak için stratejik öneme sahiptir.

    diğer terimlerden bahsedelim:

    tackle: topla ilerleyen bir oyuncuyu yere indirme.
    sack: quarterback'i elinde topuyla yere indirme.
    safety: rakip oyuncuyu kendi end zone'unda yere indirme, 2 puandır.
    50 yard punt: punt vuruşunun 50 yard değerinde olduğunu belirtir.
    25 yard kick off receive: kick off vuruşunu karşılayıp 25 yard ilerlemiş oyuncunun marifeti.
    challenge: hakem kararını beğenmeyen takımın yaptığı itiraz. hakemler itirazı değerlendirir, haklı bulurlarsa karar iptal edilir, haksız bulunursa itirazı yapan takım 1 mola hakkı kaybeder.
    playbook: teknik direktörün taktik defteri. taktikler bu deftere göre oynanır. ilginç şekilde takımlar burada yazan oyunların dışına çıkmazlar pek.
  • kıltorik amerikalılar'ın bu yaptıkları spora football, bizim bildiğimiz futbola soccer demesine kıl olan bir ingiliz yazar cevaben: "you're not playing this game with your feet, besides it is not a ball you are using" demiş tüm amerikalıların akıllarını bizim de takdirlerimizi almıştır
  • quarterback var ki, oyun kurucu önemli bir insan, filmde de görüldüğü üzre... misalen geçen sene 1 takımınki sakatlanmış, onlar da avrupadan getirmişler, o herif de o takımı şampiyon yapmış... yaaa... bu herifler ayrıca bok gibi de para kazanıyorlar...
    koşucu görevli insanlar var, onlar da genelde, ince narin ve fakat hızlı tiplerden seçilme durumundalar, misal: forrest gump.
    defans görevli tipleri de gidip bir ormandan kaldırıyorar...
  • ismini topun uzunlugundan (1 foot) alan tek spor. izlemesi de oynamasi da zevklidir.
  • galatasaray, fenerbahce, besiktas su spora yatirim yapsa turkiyenin 1 numarali sporu olabilir 2-3 sene icinde.

    komple oyundur bu. satranc kadar strateji, gladyator kadar cucuk, boks kadar fiziksel guc, basketbol kadar atletizm, orkestra gibi birlikte hareket etme, con artist kadar kurnazlik ve yaniltma becerisi gerektirir. drama'nin geldi gitti'nin haddi hesabi yoktur.

    bide bu oyunu sevmenin ozentilikle alakasini bi cozemedim gitti. futbol seven adam da ingiliz ozentisi o zaman dimi ama...

    edit: bunu kotuleyen enteresan varliklar var. evet...
  • amerika'nin bir zamanlar birlesmis devletlerinde gecirdigim 4 kusur sene boyunca dirayetle surdurdugum caba ve karsi koymalarima ragmen en sonunda guzel oldugunu kabul etmek zorunda kaldigim spor. hem de yalnizca bir kac saatlik adam gibi nfl izleme seansi sonunda soyluyorum bunu. olay hayvan gibi commercial, takimlarin adam gibi bir gelenegi yok, vs. gibi girildi mi cikilmasi imkansiz (ve de tamamen dogru) konulara hic deginmeden demek istiyorum ki, yalnizca olayin mekanigini ele aldigimizda izleyene maksimum zevki vermesi icin optimize edilmis adeta bu spor. bir yandan super heyecanli olmaya, her an herseyin degismesine musait; obur yandan da arkadaslarinla takilarak son derece tasak bir halde izlemeye uygun. buradan benim de bir zamanlar dahil oldugum "gercek futbol bu mu lan nedir oyle dakka basi duruyo izlemem ben bunueeaaaahhh!" kitlesine sesleniyorum, ben anladim durumu tovbeler ettim, gelin siz de bir sans verin peyton manning'e, tom brady'ye, bilemedin brett favre'a. pisman olmayabilirsiniz.
  • amerikan futbolu spordan ziyade bir pazarlama araci olarak gelistirilmis modern zamanlarin gladyator eglencesidir.

    amerikan futbolunun kurallari, zamanlamasi, tum oyunun isleyisi vs. hep nasil en cok reklami araya sikistiririz, nasil olur da urunumuzu seyircinin gozunun icine sokariz dusunceleriyle ayarlanmistir. bu yuzden neredeyse tamamen ayni mantiga ve amaca dayali rugby seyretmesi ve oynamasi eglenceli bir sporken, amerikan futbolu hicbir zaman bir seferde bes-on saniyeden fazla oynanmaz, araya reklamlar girer. bu durum formula 1 in amerikanize edilmis versiynu olan nascar yarislari icin de gecerlidir.

    yani ozetlersek bir spor amerikanize edildiginde basta sahip oldugu dinamizmi eglenceyi kaybeder, spordan cok bir is haline gelir. ayni bu sebeblerden dolayi bizim bildigimiz futbol durup beklemeye, araya reklam koymaya cok elverisli olmadigindan, amerika da populer olmamistir ve de bu kurallara sahip oldugu surece olmayacaktir.

    bu yuzden her nekadar memleketimizde de bir takim gencler amerikan futbolu takimlari kurmussa da, amerikayla ayni seviyede bir kapitalizme sahip olmadigimiz ve de gercek futbolun zevkini almis bir insana dur kalk topkapi minibusu gibi bir oyun olan amerikan futbolunu seyrettirmek mumkun olmadigindan, bu turlu turkish amerikan futbolu takimlari malesef sadece bir iki universite cevresiyle sinirli kalacak, eglencelik aktivite olmaktan oteye gidemeyecektir.
  • oyunda amac, rakip takımın son bölgesine (bkz: end zone) topu taşımaktır. bunu yapabilmek için hücum yapan takıma oyunu başlatmak için 4 hak verilir. bu 4 hak sonunda takım 10 yard ilerlerse bir 4 hak daha kazanır. böyle ilerleye ilerleye gidip sayı yapmak için uğraşır hücum yapan takım. savunma yapan takım ise karşı tarafı 4 hakta olduğu yerde tutup topu kendi hücum takımına geçirmeyi amaçlar.
    herkes birbirne kontrolsüzce giriyormuş gibi görünse de çok fazla kuralı vardır. hücum yapan tarafta bulunanlar sadece rakip oyuncuları sadece itebilirler, formadan veya herhangi bir uzuvdan tutup çekemezler. rakibin kaskının önünde bulunan metal maskelere dokunmak yasaktır. pas tutacak adamı savunanlar o adama top tutana kadar dokunamazlar, koşarken önüne geçemezler. hücum oyuncuları karşı takımın oyuncuclarını arkadan itemezler. gibi bir sürü kuralla oyun çok karmaşık bir hale gelir.
    oyunun temelinde tackle ve blok yatar. tackle topla giden adamı yere indirmek, blok pas atacak olan adamı ya da top taşıyanı korumak için savunma oyuncularını bloklamaktır. pas atacak olan oyun kurucuya önündeki çizgi (bkz: line) oyuncuları bir çep oluşturur ve bu cepte kalan oyun kurucu boş pas tutucuyu (bkz: receiver) bulmaya çalışır ya da oyunda koşu olacaksa koşan adama yol açmak için çizgi oyuncuları, pas tutucular bu adama yol açmaya çalışırlar. savunmada ise çizgi oyuncuları koşuyu durdurmaya ya da oyun kurucuyu (bkz: quarter back) tackle ile yere indirmeye, topu elinden çıkarttırmaya (bkz: fumble) zorlarlar. oyunda görev verilirse çizgi arkası oyuncuları (bkz: lineback) bu işleri yaparlar ama görevleri daha çok koşuları durdurmaktır. pas tutan adamları savunanlar (bkz: corner back) ise bu adamları topa hamle yaptıklarında engellemeye ya da pasın arasına girip topa sahip olmaya çalışırlar. savunma takımının en arkasında duran güvenlik (bkz: free safety) (bkz: strong safety) oyuncuları ise tüm takımın blokta kalması halinde son adam olarak görev alırlar. oyunun en büyük özelliği takım olarak çalışmadan başarının gelmemesi. eğer bir takım takım oyunu oynamazsa o takımda ne kadar yıldız olursa olsun başarıyı yakalamak imansız. sonuçta yeri geliyo tüm takım tek kişi güvende koşsun diye kendini deli danalar gibi gelen savunma oyuncularının önüne atıcak. ya da topu almış sizin alanınızı geçmek isteyen hücum oyuncularının bloklarına ve darbelerine mağruz kalıp yerde sürünecek ya da havada uçacak. bu nedenle takım olmak bu oyunda çok önemli.
  • bu spor dalına fransızlar da merak sarmış, lakin geçenlerde yapılan bir maçta abd ulusal takımına 78 - 0 yenilmişler. bildiğiniz tecavüz olmuş, birkaç kişiyi de sakatlamış abd'li hayvanlar. o maçtan sonra hâlâ fransa'da amerikan futbolu oynanıyor mu henüz bilinmiyor.
hesabın var mı? giriş yap