• "birinde cennet, diğerinde cennet hakkında konferans yazan iki kapı olsa, almanlar ikinci kapıya hücum ederler."
    - bir ingiliz nüktesi

    aktaran: ahmet haşim - frankfurt seyahatnamesi
  • 100 milyon adedi almanca konuşan, 45 milyon adedi ingilizce konuşan, bir milyon kadarı rusça konuşan bir kaç yüzbin adedi de ispanyolca ve portekizce konuşan takribi 150 milyonluk bir ırktır. ingilizce konuşanları abd'de yaşamakta olup, ükledeki en büyük etnik gruptur. sayıları ingiliz ve irlanda kökenlilerden fazladır. hatta bir rivayete göre 1855'te referandum yapılmış, abd'nin resmi dili almanca mı olsun ingilizce mi diye. o zamanda bile çok varmış almanlar
  • -ikramda bulunmazlar, sizin sormanizi beklerler
    -ikramda bulunsalar bile* ortamdaki herkesi dahil etmezler, secici davranirlar
    -"sakizin var mi?" ve benzeri sorulara "var ama bir tane kalmis onu veremem" gibi cevaplar verebilirler. alinmayin, onlar icin gayet normaldir
    -sizden ödünc aldiklari 1 cent bile olsa onu geri verirler, aynisini sizden de beklerler
    -10 sene birlikte calistiklari is arkadaslariyla da sizli bizli konusabilirler
    -abi/abla kavrami yoktur, size garip gelse bile dedeniz yasinda biri "bana siggi diyebilirsin" gibi tekliflerde bulunabilir
    -haftasonun nasil gecti sorusuna buz gibi ve umursamaz bir ifadeyle "dün dedem öldü" cevabini alabilirsiniz. sasirmayin, acisini göstermiyodur ya da gercekten umurunda degildir.
  • (bkz: #11948791)
  • bu çalışkan, disiplinli ve üretken milleti zapt edebilmek için, birinci dünya savaşından sonra imzalanan versay antlaşmasıyla bir dizi yasak kondu. bunlardan biri de uçak imalatının engellenmesiydi. fakat adamlar sportif havacılık kisvesi altında yıllarca planör üreterek ve tasarlayarak, ikinci dünya savaşına gelindiğinde yine dünyanın en ileri havacılık teknolojisine sahip ülkesiydiler. neticede, yıllarca süren yasaklara rağmen savaşta düşmanlarının üzerine binlerce uçak yollayarak, milyonlarca bomba yağdırdılar.
    askeri pilot yetiştirmelerine halen izin verilmemektedir; tüm pilotaj eğitimlerini, sponsorluklarını da üstlendikleri amerikadaki üslerde almaktadırlar. umarım yine bir yolunu bulup, yeni bir dünya felaketine daha yol açmazlar.
  • uçakta tanıştığım bir alman genci ljubljana havalanından şehre gittiğimiz otobüsün ücretini benim için kibarca ödemek isteyip beni şaşırtmıştı. cömert almanlar da oluyormuş.
  • spontan ve fleksibel olamayi basarmayan , alisverisi listesiz yapamayan, sipagettiyi kasik ve catal yardimiyla yiyebilen illet millet
  • bir kutu badem ezmesini bir gecede yiyebilen tatlı sever avrupalı. tatlı mevzybahis olunca kendilerini kaybedenleri var. normalde kibarlıktan kırılan adam, bütün kutuyu tek başına yiyor sormuyor bile "siz de yer misiniz?" diye.
  • the mühendis, the feylezof, the asker ve the müzisyenlerin bir araya gelmesiyle vücut bulmuş ülkede yaşayan bireylerden her biri.
hesabın var mı? giriş yap