• cömert, onurlu; $erefli.
  • çok sevdiğim ve kullanmak istediğim bir kelime bu ancak sosyal çevrem buna izin vermiyor ne yazık ki...misal etrafımdaki biriyle konuşurken cümle içinde alicenap desem, ali kim? ben ali değilim...ali mi cenabetmiş? gibisinden şakalara, böyle komikliklere falan girişiler diye korkuyorum, kullanmıyorum...halbuki cömert, cennetlik falan demek cenabet nedir asdfasdf
  • "sadece tarlakuşu, hiçbir yorum yapmayıp, gördüğü şeyler için hiçbir sözcük -adam, kadın, dul, yabancı- kullanmayıp sadece bakarak, onu ve atmaca'yı ilgiyle, merakla, gıpta ve alicenaplıkla seyrederek kurtardı onu utançtan." -tehanu -ursula k. le guin
  • kelime yüce mevki, yüce taraf şeklinde modern türkçeye çevrilebilir. ayrıca cenap, mevki anlamı dışında kendi başına hazret gibi bir saygı ifadesi olarak kullanılmaktadır. bu da alicenabın yüksek şahsiyet anlamında kullanılmasının nedenini açıklığa kavuşturmaktadır.
  • mesela abdülmecit'in 170 yıl önce irlanda halkına gemilerle yaptığı yardım, benzerine rastlanmayacak bir alicenaplık örneğidir. sırf bu yüzden irlandalılar türk'leri çok severler.
  • ev yardımcımız x hanıma aylık ücretini bayramdan önce verme alicenaplığında bulunasım geldi. gününü beklersek bayramdan sonraya kalacak. fikir iyi gibi ama ondan sonrası itiraf, ekşi itiraf tadında bir kem küm.

    (bkz: kem küm/@ibisile)
  • --- spoiler ---

    gerçek mutluluğu alicenaplık getirir, dalaşmak değil.
    --- spoiler ---

    erasmus’un, deliliğe övgü eserinde isa’nın fikrini değiştirmesine atıfta bulunduğu kısımda geçer. tabi çeviriyi yapan yücel sivri’dir.
  • alicenap bir tavırla hanımın verdiği elbiseyi üstünden çıkararak yavaş yavaş dolabı açtı.
    (bkz: sergüzeşt)

    tanım: onurlu, şerefli, cömert.
  • descartes ruhun ihtirasları adlı eserinde şöyle der:
    “böylece gerçek alicenaplık, yani bir insanın kendini haklı olarak takdir edebileceği en yüksek noktada taktir edebilmesi olan alicenaplık, yalnız kısmen iradesini hür olarak kullanabilmesinden başka hiçbir şeyin gerçekten kendine ait olmadığını ve bu iradeyi iyi veya kötü kullandığına göre de öğülmesi veya yerilmesi gerektiğini bilmesinden ve kısmen de onları iyi kullanmak için kendinde sağlam ve sabit bir karar hissetmesinden, yani en iyi olduğuna hükmettiği bütün şeylere teşebbüs etmek ve onları icra etmek için hiçbir zaman iradesini elinden eksik etmemesinden ibarettir.”
hesabın var mı? giriş yap