kem küm
-
aciklanamayacak durumlari aciklamaya calisirken agizdan çikan kelimelerin karsidaki tarafindan duyulusu...
-
(bkz: kemken)
-
(bkz: hık mık)hık mık kem küm şey nedesem nasıl anlatsam bu durumu bilemiyorum uf yan bastık yine bukadar zorda zoru sorulmaz ki yaaa
-
serter bagcan ın kızı tarafından söylenen, babasına dünyanın niye böyle olduğunu, insanların neden birbirini öldürdüğünü, çocukların neden açlıktan öldüğünü soran bir kız ve ona cevap veren babasının gudikliklikleri üzerine kurulan bir şarkı
- babaaaaaaaaa insanlar neden böyle hede hödö, neden çocuklar açlıktan ölüyorrrrrrrrrrrrrrr
- kem küm kem küm kem kem küm kem küm kem
diye giden sözleri vardı -
bajar'ın nêzbe albümünün 11. şarkısı.
şarkı sözleri ve kürtçe çevirisi şu şekildedir:
kem küm
“kem küm” edip durdun daim
boğazın kaç düğüm senin?
eveleme geveleme
meseleye bir giremedin
hassasiyete gerekçe;
“düşmanımız çoktur!” dedin
teşhisi var bu durumun:
içe kapan ölüme değin…
gel gel, kaçma gel
“kem küm” etme yeter
kulak asmaz isen
olacaksın beter
borazanlar yordu bizi
hep aynı bildik terane..
bayat yemek sofradaki
yedik durduk bin kere
sisler vadisi kör etti
kalp gözünü, nefesini
bu hava kurtlara göre
öksürtür hepimizi
(mevlâna’dan…)
hoş bir sadâ mıydı dostum
evliyânın şu sözleri:
“sen ben olsan, ben de sen..
ayrı gayrı yapmamalı
her dil gönlün perdesidir
perdemiz kımıldıyor bak
görmeyi isteyene
her yol kılavuz, biraz bak...”
mizemiz
te kir “mizemiz” bêsekin her dem
çend girê ketine geriya te
nebe neyne gotina xwe
te nekarî dest bavêjî meselê
hinceta te bo hestyariyê;
“neyar zor in!” te got
heye teşhîsa vê rewşê:
xwe bike hundir heya mirinê...
were were, mereve were
bes e “mizemiz” neke
tu guhê xwe nedî heke
bo te yekcar xerab dibe
borezanan em westandin
her car heman tirane...
li ser masê nanê kartû
me xwar hezar carane
geliyê guran kire çavkor
çavê dilê, henaseyê
mijdûman e bo guran
dikuxîne me hemuyan
ma bes dengeke xoş bû heval
ev gotinên ewliyayê:
“tu ez bim, ez jî tu
divê tu ferq neke
her ziman perda dilekê
perda me diheje ka mêzê
bo kesên bivên bibînin
her rê rêberek, ka hinek mêzê...” -
ev yardımcımız x hanıma aylık ücretini bayramdan önce verme alicenaplığında bulunasım geldi. gününü beklersek bayramdan sonraya kalacak. verirken kendimi şöyle cümle kurarken buldum, daha doğrusu gevelerken:
- x hanım, alın buyrun harçlığınızı, hakedişinizi. lazım olur kem küm. bayramda gerekir, ehm, öhm. ben aslında, ham hum.
efendi gibi, bu sizin aylığınız, hakkınız, ücretiniz; herhangi birini söylemek pek mi zor veya olanaksız? kendimi kınıyor, ayıplıyorum. bu sembolik itiraf* ve utancımın ele dile vermediğim nicesinin yerini tutmasını istiyorum. tipik çıkarcı, gerçek konuşmayan küçük burjuvanın üstüne daha fazla gitmeyelim; soysuzlaşmasın.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap