• yeni dünya düzeni’nin yaratici fikir babasi olan albert pike 29 aralik 1809’da boston’da dogdu. harvard’da calisti. amerikan ic savasi’nda güneyli ordu’da tuggeneral olarak savasti. savastan sonra tutuklandi ve hapse girdi. hapisten kurtulmasi bir freemason olan baskan andrew johnson’un affiyla mümkün oldu. ertesi gün beyaz saray’da birlikteydiler. bu aftan sonra baskan, iskoc riti tarafindan 4. dereceden 32. dereceye terfi ettirildi.

    bir 33. derece mason olarak, eski ve kabul edilmis iskoc ritinin kurucusu ve babasi, kuzey amerika freemasonary’nin büyük komutani ve ku klux klan’in "top" lideridir. tüm satanist luciferian gruplarin büyük ustasi da olan bu adamin, lucifer’la bir bilezik vasitasiyla sürekli iletisim halinde oldugu da söylenir. illuminati’nin de tepe adamlarindan biridir. yeni dünya düzeni’nin fikir babasi ve planlayicisidir.

    bir gün albert pike, kendi ruhsal rehberi olan lucifer’dan aldigi bir mesaji –ki bunlarin da demonik görüntüler oldugu belirtiliyor- dönemin illuminati baskani mazzini’ye 1871’de yazdigi bir mektupta anlatir. ilginctir ki bu mektup "tek dünya düzeni"ni gerceklestirmek icin yapilmasi gereken üc dünya savasini anlatir:

    "1. dünya savasi, illuminati’ye rus carligi’ni yikarak, bu ülkeyi ateistik komünizmin bir kalesi yapmak icin gereklidir. britanya ve alman imparatorlugu icindeki örgütümüz bu savasi tetiklemeli, savasin sonunda komünizm kurulmali ve dinleri zayiflatmak amaciyla diger hükümetleri yikmakta kullanilmalidir…"

    "2. dünya savasi, fasitler ve siyonistler arasindaki farkliliklarin kiskirtilmasiyla tetiklenmelidir. bu savasin sonunda fasizm yikilmali ve siyonizm filistin’de bagimsiz bir israil devleti kuracak kadar güclenmelidir. enternasyonal komünizm, savastan hristiyan dünyasiyla denge icinde bir güc olarak cikmalidir ki ona cikaracagimiz son karisiklikta ihtiyacimiz olacak…"

    "3. dünya savasi, siyonistlerle islam alemi arasinda illuminati ajanliginin sebep olacagi farkliliklarin körüklenmesiyle tetiklenmeli. bu savas öyle bir savas olmali ki islam ve siyonizm birbirini yiyerek yok etmeli. bu arada diger uluslar, fiziki, ahlaki, ruhsal, ekonomik yikimlara sürüklenerek bölünmeli. öyle bir sosyal kaos yaratilmali ki, herkes dinleri kanli siddetin temel sebebi olarak görmeli ve insanlar mutlak ateizme yönelmeli. son olarak lucifer’in saf ve mutlak doktrininin manifestosuyla hristiyanlik ve ateizm de silinmeli…"

    evet… konuyla ilgili daha fazla aydinlanmak isteyenler icin: http://www.threeworldwars.com/albert-pike.htm
    (bkz: #4012863)
    (bkz: #4013123)

    not: cevirileri hizla ben yaptigim icin birebir ve dosdogru bir ceviri olmayabilir. ancak temel fikre aykiri olmadigi konusunda garanti veririm.

    simdi gelelim yoruma… yeni dünya düzeni, bilderberg, illuminati, freemasonry, abd, ab, nato, büyük ortadogu projesi, new age, spirütializm, zihin kontrolü vs. gibi bir yigin kavrami bir araya getirdiginizde, daha 1871’de yazilan mektuplarin ne derece isabetli oldugunu gözönüne aldiginizda bunun ne derece büyük bir satanist plan oldugunu anlarsiniz. seytanin adamlari olan cinler vasitasiyla aldiklari mesajlari insanlara hangi kiliflara sokarak yutturduklarini da rahatlikla görebilirsiniz. ancak inanan biriyseniz korkmaniza da gerek yoktur. zira her firavunun karsisinda bir de eli sopali musa vardir. allah’in izni olmadan hicbir plan gerceklesemez. planin cogunun gerceklesmis olmasi hak’la batil’in ayrilmasi icin allah’in seytana verdigi bir izin oldugunu gösterir. bu olay, zerdüst’ün dinindeki hürmüz ile ehrimen’in savasina benzetilebilir. zira savastan sonra ikisi birbirine tesekkür eder ve "karanlik olmasaydi, aydinlik bilinemezdi" derler, ya da tam tersini. burada (bkz: komple komplo teorisi/#3815576)

    su da bilinmelidir ki, düsmanla düsmanin metotlarini kullanarak savasmak yenilgiyi bastan kabul etmektir. tamamen insan nefsinin kötü sifatlarini temsil eden bencilligin aleme yansimasi olan seytan, ask gelince dumura ugramaktadir. su halde gercek savas alani kisinin kendi benligiyle yaptigi mücadeledir. (bkz: fenafillah)
  • 200 yıl öncesinden bugünlerin tasarlandığı mı desem, süper bir öngörü mü desem bilemedim dedirten adam.

    (bkz: #4012562) şu entrydeki 3.maddeyi yaklaşık bir aydır yaşıyoruz işte.

    ----------
    "3. dünya savasi, siyonistlerle islam alemi arasinda illuminati ajanliginin sebep olacagi farkliliklarin körüklenmesiyle tetiklenmeli. bu savas öyle bir savas olmali ki islam ve siyonizm birbirini yiyerek yok etmeli. bu arada diger uluslar, fiziki, ahlaki, ruhsal, ekonomik yikimlara sürüklenerek bölünmeli. öyle bir sosyal kaos yaratilmali ki, herkes dinleri kanli siddetin temel sebebi olarak görmeli ve insanlar mutlak ateizme yönelmeli. son olarak lucifer’in saf ve mutlak doktrininin manifestosuyla hristiyanlik ve ateizm de silinmeli…"
    -----------
  • "kendimiz için yaptıklarımız bizimle birlikte ölür - başkaları için yaptıklarımız kalıcı ve ölümsüz olandır." sözünün sahibi...
  • masonlar bana albert pike'ın boynundaki kolyenin ne anlama geldiğini söyleyebilir mi? fotoğraf şu: görsel

    aynı kolye aleister crowley'nin boynunda da var. onun fotoğrafı da şu: görsel

    crowley'nin olduğu görselde baphomet yazıyor fakat bu kolyenin baphomet ile ne alakası var? alakayı geçtim, bu kolye ne işe yarıyor?

    şu anda iskoç riti'nin başında olan(görünen) adamın fotosu da şu: görsel

    crowley'nin baphomet diyerek belirttiği sembol ile adamın kafasındaki sembol aynı. kolye ise sembolden daha farklı görünüyor.

    bu kolye ve sembol ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. masonlar çıkıp açıklasın da ne anlama geliyormuş birinci ağızdan öğrenelim.
  • mazzini'ye yazıldığı iddia edilen mektup
    “15 ağustos 1871, washington dc

    aydınlanmacı düşüncenin amacına ulaşması için öncelikle bir dünya savaşı çıkarmalıyız. bu sebeple rusya'da çar'ı(çarlığı) zayıflatıp, ateizmi ve komünizmi hakim kılmalıyız. casuslar vasıtasıyla britanya imparatorluğu(ingiltere) ve alman imparatorluğu(almanya) arasında gerginliği körükleyerek savaşa zemin hazırlamalıyız ve 1.dünya savaşı sonrası, komünist düzeni iyice inşa etmeliyiz ki, tüm hükûmetleri yıkabilelim ve tüm dini düzenleri zayıflatabilelim. ardından ikinci dünya savaşı'nı çıkarmalıyız ve bunu gerçekleştirmemiz için; faşistler ve siyonistler arasında savaşla sonuçlanacak bir gerginlik oluşturmalıyız. isimleri nazi olacak olan faşistleri, savaş sonunda yok etmeli ve savaş sonrası filistin'de yahudilerin ana unsur olacağı israil devleti'ni kurmalıyız. ikinci dünya savaşı sürecinde uluslararası komünizm mutlaka hristiyanlığı dengeleyecek bir güce ulaştırılmalı. toplumlara ölçülü bir şekilde son çöküşü yaşatacağımız zamana kadar bu denge bizim için gereklidir. üçüncü dünya savaşı'nı çıkarmamız için; islam aleminin liderleri ve siyonistler arasında ajanlarımız vasıtasıyla, ayrı düştükleri konular üzerinden gerginlik çıkarmalıyız ve bu savaş, müslüman arap dünyası ve israil devleti'nin birbirlerini yok edecekleri şekilde dizayn edilmeli. bu hengame içinde diğer milletleri bu konuda, fiziksel, ahlaki, ruhsal ve ekonomik olarak çökmeleri için mücadeleye zorlamalıyız. nihilistlerin ve ateistlerin önlerini açmalıyız ve müthiş bir sosyal çöküş provoke etmeliyiz ki böylece bu kanlı kargaşa ve vahşetin doğurduğu korku içinde mutlak ateizm etkisi ortaya çıksın. insanlar her yerde vahşi devrimci azınlığa karşı kendilerini savunmak zorunda kalacak. daha sonra insanlık medeniyeti, bu vahşi yok edicileri imha edecek. birçok kişi hristiyanlık'ta hayal kırıklığı yaşayacak. kimileri hayatta herhangi bir pusulası veya istikameti olmaksızın deizm'i seçecek. ama bir düşünceden ötürü endişe duyacaklar. bu endişelerinin sebebi; nereye itaat edecekleri, neye yönelecekleri konusu. sonunda evrensel bildiriler yoluyla lucifer'ın saf doktrininin ışığını almaya başlayacaklar. bu doktrin, sonunda tüm insanlık içinde genel dünya görüşü haline gelecek ve ona teslimiyet içinde olacaklar. hristiyanlık ve ateizmin fethedilmesi ve aynı zamanda yok edilmesinden sonra ortaya çıkacak olan bu evrensel dünya görüşüne karşı muhafazakar hareketler ortaya çıkacaktır.

    albert pike”
  • albert pike ; amerikan iç savaşında, avrupalı ailelerin istediği şekilde şekil vermek istediği abd'yi kurmak isteyen kuzeylilerle savaşan ve amacı bağımsız abd'yi inşaa etmek olan güneylilerin çok önemli bir komutanıdır. komik olan nedir biliyor musunuz? albert pike en acımasız güneyli general olarak bilinse de kuzeyde doğup büyümüş bir iskoçtur. kuzeyli olduğu da iç savaştan çok sonra öğrenilmiştir. peki savaştan önce bilinse ne olurdu, askere bile alınmazdı.

    albert pike kuzey amerikalı askerlerin kafa derilerini yüzmekten suçlu bulunmuş, savaş sırasında esir ettiği kuzeyli askerlere yaptığı işkencelerle bilinen, kkk klan yöneticisi olduğu sayısız belgeyle kanıtlanan bir canidir. peki albert pike'ın heykelinin washington'ın merkezinde işi ne? merkezi dediysem mecazi anlamda söylemiyorum. meşhur abd kongre binasının dibinde, beyaz saray'a yürüme mesafesindedir. daha ilginç olanı ise kuzeylilerin 1 numaralı generali abraham lincoln'ün anıtı şehrin diğer ucunda olduğu halde albert pike'ın anıtı kongre binasının dibindedir. ne kadar ironik değil mi?

    peki albert pike'ı bu kadar önemli yapan ne. çünkü yaklaşmakta olan kuzey-güney savaşı bilindiği için güneylilerin içine sızmış kuzeyli bir ajandır albert pike. savaş bittikten sonra yalandan 1-2 sene yatıp başkan tarafından af ile hapisten çıkartılmıştır ve savaş boyunca kuzeylileri fonlayan masonların ve masonları temsil eden ailelerin büyük üstadı olmuştur. 500 küsür yıllık mason tarihinin ilk 33. derece üstadıdır. modern masonluğun temelini atan kişi olarak bilinir. güneylilerin en acımasız komutanı olduğu halde savaştan sonra anıtı yapılmış tek generaldir ve tekrar söylemekte fayda var, anıtı kongre binasının yanındadır.
  • hakkında çoğunlukla hatalı ve spekülatif bilgiler verilen, yanlış genellemeler yapılan tarihi kişilik.

    nispeten tarafsız yazılmış hayat hikayesini ve özgeçmişini ilginç bir şekilde wikipedia'da bulabilirsiniz ( erişim tarihi 13.01.2023 ).

    linkini bıraktığım sağlam dipnotlar ve kaynakların yer aldığı sayfada albert pike'ın yaşamı ile ilgili kapsamlı malumat mevcut. bu nedenle paylaşımımızda herkesin kendisi hakkında belirttiği yönleri dışında birkaç hususa yer vermek istiyoruz.

    bilindiği üzere albert pike, 12 nisan 1861 – 09 nisan 1865 tarihleri arasında cereyan eden amerikan iç savaşı sırasında güney, yani amerika konfedere devletleri ordusunda hizmet vermiştir. savaş sırasında kafa derisi yüzme olay(lar)ı da dahil olmak üzere kendisi hakkında bir çok vukuat rapor edilmesine rağmen, bizce en önemli olgu zaten iç savaş sırasında güney saflarında yer almasıdır.

    esasında yer aldığı savaş, gerçekten, isminden anlaşılacağı üzere amerika birleşik devletlerinin kuzey ve güney eyaletleri arasında gerçekleşen bir iç savaştır: "civil war".

    iç savaş, egemen bir devletin işbaşındaki hükümeti ile ülke içerisinde farklı siyasi, etnik, dini vb. gruplar arasında yaşanan silahlı çatışma hali olarak tanımlanabilir. bu tanımda öne çıkan ve diğer iç çatışma türlerinden farklılaşan en önemli unsur iç savaşın taraflarının devlet ile toplumu içerisindeki ögeler olmasıdır.

    "civil war"ın tarafı olan amerika konfedere devletleri o tarihlerde dünyada başkaca ve ingiltere, fransa gibi - her ne kadar çatışmalarda tarafsızlıklarını ilan etseler de - belli başlı ülkelerce resmen tanınmadığı için uluslar arası hukuka göre devlet sayılmaz. dolayısıyla güney eyaletleri teknik olarak; meşru amerika birleşik devletleri ülkesi ve hükümetine karşı baş kaldıran asiler konumundadır ve güney tarafında savaşanlar da hukuken isyancı durumundadır. tabidir ki güneyin bu eylemlerinin "baskıya karşı direnme hakkı" çerçevesinde meşruiyeti her zaman tartışılabilir ama bu çalışmanın konusu değildir.

    albert pike da iç savaş'ta bir mason olarak yer almıştır.

    herkesin bildiği üzere pike 1850 yılından ölümüne kadar hür mason olarak yaşamını sürdürmüştür.

    masonlar ve masonluğun ilkelerine baktığımızda ise gerek 1723 tarihli anderson anayasası olsun gerekse taş ustalarının kabul ettiği eski yükümlülükler olsun hepsinde;

    masonların:

    1. iyi ve dürüst bir insan olacak, ahlâk kurallarına uyacaksınız.
    2. barışsever olacak ve yaşadığınız ülkenin yasalarına uyacak, vatanınıza şerefle hizmet edeceksiniz.
    3. devlete karşı girişilen hiçbir eyleme katılmayacak, ülkenin yararlarını, bağımsızlığını, dirlik ve düzenini korumayı kutsal bir görev bileceksiniz.
    4. devlet makamlarına saygılı olacak, gayretle çalışacak, şerefli bir hayat sürecek ve insanlara itibar edeceksiniz.

    şeklinde davranacaklarına dair hükümler bulunmaktadır. kaynak ingiltere büyük locası anayasası ve eski yükümlülükler

    bilindiği kadarı ile bir kişi mason olmadan önce yukarıda sayılan ödevleri yerine getireceğine dair yemin etmektedir.

    oysa ki albert pike güney ordusunda yer alarak ve devletine karşı yasal, meşru olmayan bir eyleme katılarak, bir mason olarak ettiği yemine aykırı davranmıştır.

    her ne kadar iç savaş sonrasında güney safında savaşanların tümü için genel af çıkarılmış olması, hatta kendisinin bizzat abd başkanı andrew johnson tarafından affedilmesi işlediği masonik suçu ortadan kaldırsa da kaanatimizce kendisinin hayatını adadığı oluşuma ihanet ettiği gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır.

    keza siyah insanlar hakkında ki görüşleri de aynı gerçekliğe ihanettir.

    "şüpheden sanık yararlarnır ilkesi " gereği pike'ı asla ku ku klax üyesi olarak suçlayamayız. zira kendisinin örgüte üye olduğunu ispat ve şahsını itham edecek deliller bugün için mevcut değildir. ancak savaş öncesi ve sonrası çeşitli tarihlerde vermiş olduğu ve belgelenebilen beyanlarında siyahları beyazlar ile eşit görmediği aşikardır ( nispeten topluca bir kaynak ).

    abd'de örgütlenen ve ortaya çıkışı bir nevi askeri masonluk olan ve sadece siyahilerin üye olabildiği "prince hall masonluğu"ile alakalı söylediği "beyaz masonluğa bulaşmadan kendi çaplarında oynasınlar" minvalinde ki lütufları ile eşitlik-kardeşlik-özgürlük yolunda yer alan masonluk mesleğine aykırı davranışlarından birisidir ( "recognıtıon of prınce hall grand lodges ın amerıca".

    öte yandan kendisinin kaleme aldığı "morals and dogma" kitabı da bugün dünya çapındaki skoç riti ritüellerinin çoğunluğunun temelini oluşturmuştur.

    ancak kitap dikkatle incelendiğinde, kendi fikirlerinin yanında çoğunlukla eski masonik müelliflerin eserlerinin toplandığı bir çalışma olduğu da gözden kaçmamaktadır.

    tabi biz burada üstadı intihal ile suçlayacak değiliz lakin eserinde yer alan fikrilerin tamamının kendisine ait olmadığı, sadece yorumları ile katkıda bulunduğunu belirtmek faydalı olacaktır.

    ayrıca "morals and dogma" kolay kolay türkçeye çevirilebilecek bir çalışma olmayıp, çevirilerdeki ufak yanlışlar bile kitaptaki metinlerin anlamını farklı yerlere götürebileceğinden okumak isteyenlerin bu hususa da dikkat etmesi gerekmektedir.

    ve gelelim meşhur mektubuna:

    illuminati'den tutun 3. dünya savaşına kadar saçma sapan düşüncelerle oluşturulmuş -imzası meçhul- mektubun içeriği doğru olsa bile albert pike'a ait olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur.

    komplo teorilerini seven ve spekülatif bir takım bilgilerle zevk ve haz halini sürdüren bir çok cahilin aksine bugün bir çok tarihçi ve hatta masonik müellif bu mektubun albert pike'a ait olmadığında hemfikirdir.

    paylaşımımız uzun olduğu için ve bu konuda ayrı bir başlık bulnması nedeni ile vakit buldukça bu mevzu üstüne yazmaya çalışacağız.

    sözün özü:

    albert pike bir masondur, bugün skoç ritine bağlı çalışan bir çok locaların ritüelleri de dahil olmak üzere çalışmalarına temel atmış bir kişidir. fakat gerek yaşantısı gerekse fikirleri ile masonluğu iddia ettiği "kamil insan olmak" yolunda ilerlemeseini sürdürememiş tairihi bir kişiliktir.

    yazılarını okuyunca iyilik, güzellik, mükemmellik ve kardeşlik-eşitlik-özgürlük, adalet kavramlarına pek güzel değinen albert pike'ın özel hayatında böyle hareket etmemesi ilginçtir.

    kendisinin yaşamı ile yazdıklarını karşılaştırınca kısaca "imamın dediğini yap, yaptığını yapma" atasözünü düstur almamak elde değildir...

    edit: metin düzenlendi.
  • albert pike (d. 29 aralık 1809 - ö. 2 nisan 1891) abd'li şair, general ve 33. derece büyük mason üstadı.

    hayatı
    pike, boston, massachusetts'de benjamin pike ve sarah andrews pike çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. altı kardeşten en büyüğü olan ve büyük sorumluluk taşıyan albert pike, 1825 yılınının ağustos ayında giriş sınavlarını başarıyla geçtiği harvard üniversitesi'ne kabul edildi. bağımsızlık yılında taos, new mexico seferine katıldı. o dönemde gazetelerde makale yazan pike, gazetedeki işinden kazandığı ilk parayla mary ann hamilton ile evlendi. bu evlilikten on bir çocukları olmuştur. daha sonra 1837'da hukuk okumaya başlayan pike bir yandan da o dönemde çocukluğundan gelme şiir alışkanlığını devam ettiriyordu. inanç olarak anglikan'dır. pike'ın bir ku klux klan üyesi olduğu iddia edilmiş; fakat bu iddia kanıtlanamamıştır. özofagus darlığı nedeniyle zor günler geçiren pike, 82 yaşında ölmüştür. washington'da oak hill mezarlığı'na gömüldü.

    askeri hayatı
    meksika-amerika savaşı'nın başlamasıyla pike süvari birliklerine katıldı. tuğgenaral olan john selden roane ile büyük görüş farklılakları bulunan pike onu bir düelloya davet etti. herhangi bir yaralanmanın olmadığı düello sona erdi. 22 kasım 1861 tarihinde ise tuğgeneral olarak görevlendirilen pike, asilik ve vatana ihanetinden dolayı suçlanarak tutuklanması istenince arkansas'ta saklandı ve istifasını gönderdi; ancak istifası 11 kasım'da kabul edildi.

    masonluğu
    1850 yılında mason oldu. independent order of odd fellows'a katıldı. albert pike, 1859 yılında büyük üstad olmuştur. halen abd'nin en etkili ve bilinen masonu olarak kabul edilir.

    şairliği
    hayatının sakin geçen dönemlerinde kendini şiire veren pike, ilk şiiri olarak hymns to the god'ı yayınladı. ayrıca prose sketches and poems western country'de yazdı. eserleri bazı yerel dergilerde yayınlan pike'ın en bilinen eseri içeriği masonlukla ilgili olan morals and dogma adlı kitabıdır.

    kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/albert_pike

    https://en.wikipedia.org/wiki/albert_pike
  • böyle bir adam hakkında 11 girdi girilmesi çok garip olan kişi. adam dünya'da yaşanan bir çok şeyin ana kaynağı.
  • kalıntıları şurdaki haritaya bakınca beyaz saray'ın tam karşısında yer alan ve supreme council adıyla anılan house of the temple binasında saklanan kişi. binanın üzerine dikkatli bakınca tamamlanmamış bir piramit olduğu kolayca anlaşılabilir. ayrıca amerikan iç savaşı'nda confederate army mensubu olup heykeli dikilen tek generaldir. önemli eseri içinse:

    (bkz: morals and dogma)
hesabın var mı? giriş yap