• --- spoiler ---
    adam filmin başında otobüsü çizdiği bıçağıyla filmin sonunda kendi yaptığı pastayı paylaşır.
    işte değişim, işte gelişim, işte film izleyin izletin.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    ivan: what a handsome man. your father?
    adam: that's hitler.
    --- spoiler ---
  • elma’yı yutturan bir film. yok yok hapı değil, elma’yı.

    cennetten kovulduk biz bu elma yüzünden; yeryüzüne düştük. toprağa tutunduk, filizlendik, büyüdük, açıldık, saçıldık, etrafımıza hayran kaldık, ama en çok da kendimize hayran bırakmaktan hoşlandık. daha olmadan dalımızdan koparanların yüzünü ekşittik, midelerini bozduk, kimisinin elinde ise baldan da tatlı olduk. ilgiye muhtaç olduk en çok; ilgisiz kaldık kurda kuşa yem olduk, ilgisiz kaldık kendi içimizi yine kendimiz yer olduk. sonunda, en sonunda; hamdık, piştik, yandık.

    gökten ise, sadece ve sadece bir elma düştü bu filmin sonunda. o elma’yı biz, bir türlü kovulamadığımız yeryüzünde yuttuk.
  • film absürt komedinin yanında, sağlam bir dram ve tadından yenmeyecek güzellikte sembolizmi de sunuyor bize. burası biraz es geçilmiş gibi.

    ayrıca bu mads mikkelsen kardeşimizin sol gözünden ne isteniyor anlamadım. 2009 yapımı valhalla rising filminde de sol göz problemliydi. galiba bu filmden bir gönderme var..

    ek olarak: halil sezai'nin stilini kimden çaldığı belli oldu; gunnar
  • dini butun birisi icin hidayete ermenin yolunun ancak tanri'ya sorgusuz inanmaktan gectigini hissettirebilecek denli deruni bir film olabilecegi gibi dini eksik ve yarimlar; ama yine de dunyayi pozitivistler gibi matematik/mekanik dil uzerinden kavramaktan imtina eden "yine de bir inanc mumkun" insanları icin hem matrak hem de anlamli bir film adem'in elmalari. hikayesinin nasil gelisecegi ve sonuclanacagi henuz filmin basinda kolayca anlasilsa ve hikayenin kendisi oyle ahim sahim olmasa da; catiskilari, mucizeleri, diyaloglari, abdurdlukleri, semavi referanslari, yazarca izlekleri ve hepsini 90 dakika icine sigdirabilmesiyle gonlumu ilk bu filmiyle feth etmisti anders thomas jensen. hikayeyi burada fas edip keyif kacirmanin anlami yok; ama gordukleri karsisindaki saskinlikla pilini pirtisini toplayip baska bir yerde meslegini icra etmeye yol alan pozitivist doktor'un da dedigi gibi, "hastalarin olmedigi, kafasindan vurulan insanlarin hastane bahcesinde hamburger yiyip guneslendigi" bir diyar burasi. lakin fantastik degil pek, ya da "bunlar yalniz filmlerde olur nalan" denilen her film kadar fantastik. ama bunun otesinde, komik de. rehabilitasyon ve sosyal hizmet amaciyla bir kilisede belli bir sure kalmasi gereken bir adet neo-nazi, kilisesinin ortasinda bir neo-nazi tarafindan agzi burnu kirilan bir adet rahip, yanlis bir hakem karariyla hayati kaymis ve akabinde kendini alkole ve kleptomaniye kaptirmis bir adet eski tenisci, suudi arabistan'daki topraklarini isgal etmis petrol sirketinden intikamini benzin istasyonlarini soyarak alan bir adet terorist ve endonezya'da yattigi erkekten hamile kalmis seks duskunu bir kadin bir araya ne kadar getirilebilirse o kadar getirilebilmis tuhaf bir karisim. ama her seyin mantikli olmasi da gerekmiyor ya! kapanis, maruz kaldigi onca ilahi sinava ve cezaya ragmen inancindan vazgecmeyen hz. eyub misal rahibimiz mads mikkelsen'den gelsin: "bu dunyada herkes mantigini kullansaydi hepimiz coktan yok olmustuk!"
  • --- spoiler ---

    -inanmıyorum.

    -bu kadar saçma söz duymamıştım.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    izlediğim en iyi filmlerden. pederin iyimserliği ve olayları çarpıtışı, film boyunca beni benden aldı:

    +he shot my cat.

    - let's stop with the accusations. it was an old cat. he just happened to fall down while we were shooting. if you want to discuss it now, we can.

    --- spoiler ---
  • gelmiş geçmiş en sevimli film olabilir. üstelik başrollerde; bir neo nazi, bir kafayı sıyırmış peder, bir terörist potansiyelli arap, bir obez, bir de alkolik kadın var. her karakter ayrı ayrı güzel işlenmiş, ayrı ayrı anlatıyor kendini film boyunca.

    --- spoiler ---
    filmin sonuna doğru, doktorun eşyalarını toplayıp ''bilimin normal işlediği bir yere gidiyorum ben'' diyerek atar yaptığı sahneyi çok sevdim. ayrıca adam saçları uzattıktan sonra tanıyamadım. ne kadar değişti yahu.
    --- spoiler ---

    izleyin, izlettirin. yalnız belli bir film kültürüne, ufka sahip olan, kutunun dışında düşünebilen insanlar daha çok sevecektir. yoksa hollywood tadı ararsanız, olmaz o iş.
  • --- hayvan gibi spoiler ---

    anders thomas jensen'in bir acayip filmi. iyilikle kötülüğün veya iyimserlikle kötümserliğin savaşını biraz da dinsel bir temelde anlatıyor gibime geldi. böyle diyorum çünkü çok açık ve net bir mesajı olduğunu pek sanmıyorum.
    çok acı bir geçmişe sahip olan bir rahiple (ivan), geçmişinin ayrıntılarını pek bilmesek de mahkumiyetinin son aylarını bir kilisede geçirmek üzere şartlı tahliye edilmiş bir mahkumun (adam) (fikri ve biraz da fiziki) mücadelesi. rahip başına gelen her şeyin şeytandan kaynaklandığını, fakat tanrının hep kendisiyle olduğunu iddia ederken, bizim neonazi dazlak, tüm başına gelenlerin aslında tanrıdan geldiğini, tanrı'nın kendisini sevmediğini söylüyor inatla. rahibin hayatındaki tüm olumsuzlukları görmezden gelmesi, yok sayması adam'ı çileden çıkartıyor. fakat (tabi filmin absürdlüğü içinde) rahibin beyninin pekmezinin akmasına rağmen ölmemesi, üstüne üstlük beynindeki tümörün kurşun vasıtasıyla dışarı atılmış olması (burda yarılıyorsunuz tabi) gerçekten de tanrının ivan'la birlikte olduğunu gösteriyor. ayrıca karga istilasına uğrayan, üzerine yıldırım düşen, başına türlü bela gelen ağaca rağmen, filmin sonunda gunnar'ın cebinden çıkan elmayla, adam da artık tanrı'nın kendisiyle olduğunu görüyor ve inanıyor. (ya da ben öyle düşündüm ivan'la barışık tavırlarından dolayı). bu arada tüm bu olanlar aslında filmde birkaç defa görünen ve sonunda adam'ın lanet olsun diyip okuduğu eyüp kitabı (book of job) ile paralel ilerliyor.
    ivan'ın dünyadaki hiçbir kötülüğü görmeyen tavrı, filmin genel karakterine de yansımış ayrıca. çünkü film de kötüyü kabul etmiyor, türlü badireye rağmen kimse ölmüyor. ivan beynine giren kurşunla beyin tümöründen kurtuluyor. adam'ın dazlak arkadaşlarından biri göğsüne ve sırtına yediği birer kurşundan sonra kalkıp gidiyor ve bir sonraki sahnede sadece bir kol askısıyla çıkıyor karşımıza. işte öyle bir acayip, komik ve güzel bir film.
    --- hayvan gibi spoiler ---
  • güldüren aynı zamanda güldürdüğü şeyle rahatsız eden film.
hesabın var mı? giriş yap